Yeni Çağa Hazır mıyız?

Kuantum’un keşfi ve teknolojinin katkıları ile, aslında, küçük olandaki ipuçlarının değerlendirilmesi, değerlenmesi gerektiği farkedildi. Küçükteki, görünmeyendeki, saklı olandaki gücün keşfi, anlaşılması ve bilginin elde edilmesiyle, gerçek biraz daha görünür olacaktı.

 yeni çağ newage

İnsanlık tarihi boyunca, her inançtan, her kültürden, en ilkel kabilelerden, en gelişmiş toplumlara, hatta bir inanca sahip olmayanların bile tek bir ortak noktası olmuştur. O da “gerçeği aramak”.

Şunu düşünmeden geçemiyoruz, “Yüce Yaradan tüm kainatı ve canlıları yarattı, kendi varlığıyla ilgili ipuçları bıraktı. Arayıp bulalım, çaba gösterelim istedi.” Özünde mükemmel olan Tanrısallık özelliği taşıyan Ruh varlığının, kainattaki yolculuğu, bu ipuçlarını aramak, özünde varolan mükemmelliğini, her boyutta tatbik etmek ve gerçeğe bir nebze yaklaşmaktır ve buna biz tekamül diyoruz. Şu da bir gerçek ki, gerçek arandıkça, daha da uzaklaşılmaktadır, çünkü merkeze ne kadar yaklaşırsan, o kadar uzaklaşırsın.


Doğada, yıldızlarda, hatta kendi gezegenimizde  aranılan bu ipuçlarının aslında kutsal ayetlerde bahsedilen, mistiklerin binlerce yıldan beri bahsettiği, tüm dinlerin şifrelerle ve sembollerle aktarmaya çalıştığı durum ortaya çıkmaya başladı. Teknoloji ilerledikçe aslında aranılanın büyükte değil, küçükte olduğuydu.

Kuantum’un keşfi ve teknolojinin katkıları ile, aslında, küçük olandaki ipuçlarının değerlendirilmesi, değerlenmesi gerektiği farkedildi. Küçükteki, görünmeyendeki, saklı olandaki gücün keşfi, anlaşılması ve bilginin elde edilmesiyle, gerçek biraz daha görünür olacaktı.

Kainatın en küçük yapı taşı insan, insanın en küçük yapı taşı atom ve atomun en küçük yapı taşı olan kuantlar ve kuantların soyut evrene açılan kapısında keşfedilen takyonların görevleri anlaşılırsa, gerçek görünür hale gelebilecektir.

Biz en küçüğün görevini, misyonunu ve amacını öğrenebilirsek, Yüce Yaradanın bize bıraktığı ipuçlarıyla gerçeğe yol alabileceğizdir.

Herşey bir enerji. Düşünce bir enerji. Madde bir enerji. Enerji hem titrer hem salınır. Evren titreşen salınan enerji bütünü.

Kuantum Fiziği Kuramı der ki “her insanın atomu ile bir kayanın, taşın atomu aynıdır. Aynı yaştadır. Hiçbir atom evren varolduğundan bu yana bir tanesi bile eksilmemiştir. Sadece dönüşmüştür.”

Bu yüzden ölüm ve yok olma yoktur, dönüşüm vardır. Bir organizmayı meydana getirecek atomlar toplanır bir tezahür oluşur. Ve o tezahür dağılır başka bir tezahür oluşur. Bunun adı ölüm değil, dönüşümdür.

Hiçbir şey yok olmaz, sadece dönüşür.

Gerçek Bilgileri Yaşamaya An Kala

Bildiğimiz tek şey: Evren genişler, büzülür, genişler, büzülür ve bu sonsuz sayıda devam eder. Ve her Olagelen ve Olmakta olan her seferinde tekrarlanır taa ki en mükemmeli oluşana kadar.

Bilmemiz Gereken Tek Şey ise: Şimdi, bu Aa yaptığın her ne ise, tekrarlamamak ve değiştirmek senin elinde. Bu anı değerlendir çünkü sahip olduğun tek şey şu an dır.

Her olan, aynıymış gibi görünse de, aslında aynı şey tekrarlanmıyor, kainatta birşey iki kere tekrarlanmıyor. Her seferinde yenilenerek yaşam devam ediyor. Her seferinde tepki daha farklı oluyor her seferde bilgi özümüzden akıyor, ve özümüze iletiliyor. Hayat alışverişi daima yenileniyor ve tüm değişim bu yenilenen alışverişlerde.

Kimi görerek, kimi gözlemleyip yorumlayarak, kimi hissederek, kimi yaşayarak, kimi de önceden belirlediğini kullanarak alışveriş halinde.

En önemli olan en zordayken alışveriş halini koruyabilmek.

En zordayken üretken olabilmek ve en zordayken üretebilmek.


Bu yüzden her zaman evrenle rezonans halinde kalmak kolay değil hatta imkansız bile. Aynı tınıyı, aynı ritmi, aynı titreşimi, aynı rezonansta olma halini sürekli kılamayız. Herkesin bir hayatı ve yaşantısı vardır ve bunu devam ettirir; öfkelenir, kızar, hatta söver, sever, aşkla dolar, aşık olur, mutlu ve huzurlu olur, kabus görür, coşar.

Tüm bunlara rağmen yapılabilecek en doğru şey, sakin kalmayı başarabilmek ve ikinci adım ise gözlem yapabilmek ve doğru kararı verebilmek için düşünceleri analiz edebilmektir.

Tüm coşkulu hallerimiz bizim gerçek özümüzü bozmaz, hata yapalım, hata yaptığımızın farkına varalım, sakin kalalım ve kendimizi şöyle bir parçacık uzaklaşıp gözlemleye

lim, deneyimi aktaralım yüreğimize oradan ruhumuza. Her seferinde aynı şey tekrarlamıyor, kainatta birşey iki kere aynısı olmuyor. Her seferinde yenilenerek yaşam devam ediyor. Her seferinde tepki daha farklı oluyor her seferde bilgi özümüzden akıyor, ve özümüzeiletiliyor. Hayat alışverişi daima yenileniyor, ve tüm değişim bu yenilenen alışverişlerde.

Yaşam ve gerçek

Dünya Planetindeki zengin hayat çeşitliliği, belki de yüzlerce gezegene yetecek niteliktedir. Oysa hepsi tek bir gezegende bizim gezegenimizde bir aradadır. Her canlı organizma birbirleriyle ilişki içerisinde yaşamlarını sürdürür. Çünkü buna ihtiyaç duyar. İhtiyaç duyma bittiği anda başka bir boyuta geçiş yapmıştır. Biz buna Dezenkarne yani ölüm diyoruz.

Özlemek bizim gezegenimize mahsustur. Giden özlenir. Çünkü buna ihtiyaç duyulur. Oysa ki, tüm insanlarda gerçek bilgi mevcut olsaydı, özleme ihtiyaç duyulmayacaktı. Çünkü bilinecekti ki o sadece başka bir hayata tekrar bedenlenmek üzere geçiş yapmıştır.

gerçek yeni çağ yeniden doğmak

Bilgi okunuyor ya da hafızada tutuluyor olması başka, yaşanması başkadır. Bilgi, tüm hücrelerimizde ve dna mızda kodlanmadığı müddetçe, çanta gibi yanımızda taşıdığımız bir nitelik olarak kalacaktır.

Bu yüzden Yeniçağ’da, bilgi biliniyor değil, yaşanıyor olacaktır. Tüm dna mızda mevcut olacaktır. Bu yüzden şimdiki doğanlar bu dna kodlarıyla doğuyorlar. Gerçek bilgilerle yaşayacak olanlar, işte onlar’dır.

Biz dünya insanlığı, doğum ve ölüm gerçeğinden başka herhangi bir gerçekle karşılaşamadık.

Çünkü henüz ölüm gerçeğini bile kabullenmemiz ne kadar güç. Ölümü bile yok olma, kaybolma, yitip gitme olarak algılıyoruz. Oysa ki doğum ve ölüm de aynıdır. Sadece yüklediğimiz anlam ve mana, zihinlerimizdeki şekillenmesi farklıdır oysa ki, Enerji boyutunda ikisi de aynıdır. Biz Ölüm meleği olarak Azrail’i tanıyoruz fakat o hem doğum hem de ölüm meleğidir. Bir sistemdir Doğum ve Ölüm mekanizması. İkisi de Birdir ve Bütündür.

Dünya üzerinde Bilginin yaşanır ve tatbik edilir bilinç düzeyi birçok kereler yaşandı ve her seferinde yeniden sanki başa dönüldü ve yeniden aşama kaydediyor, her seferinde yeniden öğreniyoruz ve keşfediyoruz. Bunun nedenini anlamak zor! Sanırım artık yeni çağda bunun nedeni bilinir duruma gelecek.

Tüm bilgiler ortaya çıkacak ve herşey bilinir olacak. Tüm Nedenler veNasıllar bilinir olacak ve tüm sorulara cevap niteliğinde bilgileri bize şimdi çocuk olarak yetiştirdiğimiz güzel varlıklar bize sunacaklar.

En önemli soru şu gerçek bilgilerle tanışmaya hazır mıyız? Tüm mevcudiyetimizle ve tüm benliğimizle yaşamaya hazır mıyız?


 

İlgili yazılar

Yeni Bir Çağın Yolcuları: ‘Biyolojik Evrim’ ‘Ruhsal Tekâmül’ ‘Evrensel İnsan’

Yeni Çağın Şifa Kaynağı: Müzik


Yeni Çağın Besini: Quinoa – Kinoa


 

Kevser Yeşiltaş
1971 İzmir doğumlu. Uluslararası Flexo Baskı tesisleri bünyesinde çalışan bir fabrikada Grafik, Reproduksiyon ve Cyreel Üretim Müdürü. 23 yıldır halen Grafik Tasarım ve Renk Ayrım Uzmanlığı mesleğine devam ediyor. Eylül 2009'dan bu yana İndigo Dergisi'nde yazarlık yapıyor. Mayıs 2010'dan bu yana da sinirotesi.com'da kitap yazarlığı yapıyor. http://kevseryesiltas.com kendi sitesinden ziyaret edebilirsiniz.. Yayımlanmış kitapları: Kuantum Gizli Öğretisi (Ağustos 2010) En'el Hakk Gizli Öğretisi "Hallac-ı el Mansur" (Mayıs 2011) Batıni Mevlana (Eylül 2011) Işık Eri Haci Bektaş Veli (Ocak 2012) Arif İçin Din Yoktur Muhyiddin İbn-i Arabi (Temmuz 2012)