Yalnızlık nedir? İnsanlar neden yalnız kalırlar?

“İnsanlar köprü kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnız kalırlar” (Newton)

yalnızlık

Yalnızlık nedir? İnsanlar neden yalnız kalırlar?

Annemi kaybedene kadar bilmediğim bir duyguydu yalnızlık. Ailenin büyüğü olması dolayısıyla devamlı kalabalık olan evimiz, annemin ölümünden sonra yavaş yavaş boşalmaya başlasa da, zaman geçtikçe hissetmeye başladığım bir duygu oldu yalnızlık. Duygu boşluğu ya da duygu yalnızlığı deniliyordu sanırım bunun adına. Bildiğim tek gerçek ise, bir an önce kurtarmalıydım kendimi bu durumdan. Ya! Teslim olacaktım yalnızlığa… Ya da!


Yalnızlığımla mutlu olmayı öğrenip, üstüne bir de kendim için şimdiye kadar yapamadığım bir şeyleri yapmak adına çıkmalıydım yeni yepyeni bilmediğim bir yola. Goethe’nin dediği gibi bazen, “Yalnızlık en büyük servet” olabiliyor.

Biliyordum; ben kendimle mutlu olamazsam, benle birlikte olanlarda mutlu olamayacaktı nasıl olsa. Bu gerçek… Daha korkutucu geldi bana.

Yalnızlık

Önce; baktım yalnızlık nedir diye sözlük anlamına. Sonra konuştum, “Yalnızım” diyen her yaştan bir sürü insanla. Ne çok ismi varmış yalnızlığın… O bile! Bir başına kalamamış…

Duygu yalnızlığı, derin yalnızlık, sosyal yalnızlık, iki kişilik yalnızlık, narsist yalnızlık v.s v.s… Hepsi için değişik bir kişilik, başka bir hayat, ayrı bir bahane. Ne mutlu ki! Nedeni ne olursa olsun, üstesinden gelebilene… Şükürler olsun ki ben kendimi hiç güçsüz, zayıf ve arkadaşsız hissetmedim. Sanırım sosyal yalnızlık çekmedim. Ben kimi istediysem, kimin beni gerçekten sevdiğini ve düşündüğünü hissettiysem onları istedim. Demek ki bunu öğrenebilmiş ve hayata geçirebilmişim. “Yalnızlık fena arkadaştan hayırlıdır” demiş Sühreverdi. Bunu da öğrenebilmişim.

Çocuğum olduğu için şanslı kişilerdenim. Çünkü derler ya, çocuğu olmayan daha yalnız hisseder kendini. Bence; çocuğunun olduğu düşüncesidir tek nedeni. İnce düşünürsen ya da araştırmalara göre gerçeği kabul edersen eğer bazen farkı yok, ikisinin de aynı olabiliyor geleceği. Birinin vardır ama aramaz, diğerinin yoktur ki! Aranamaz.


Ama yalnızlıktan kurtulmanın en doğru yolu sanırım paylaşmayı, sevmeyi ve sevilebilmeyi başarmaktır. Eğer ki sevilmiyorsan bir başına kalmak kaçınılmazdır.

En güzel sözü de Newton söylemiş: “İnsanlar köprü kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnız kalırlar”.

Yalnızlık paylaşılmasa da paylaşmayı bilen, karşılıksız sevebilen, zaten ne dostsuz kalır ne de sevgisiz. Hiç kimse yalnızlığı sevmez. Hepimiz yanımızda birilerini ararız. Ama herkesin yaşamı boyunca illaki bir dönem yaşadığı bir duygudur yalnızlık. Bu yalnızlık bize bazen kendimizi buldururken, bazen de mutlu olma yollarını keşfetmemizi sağlıyor sanırım.

Yalnızlık

Ben yaşadığım bu süreç içinde edindiğim tecrübeyle şunu anladım; yalnızlık sadece bir başına kalmakla yaşanmıyormuş. Eğer zamanını etrafındaki kalabalığa rağmen boşa harcıyorsan, zaman içinde kendini yine yalnız hissedebiliyorsun. Üretemiyorsan bir süre sonra kendini de, etrafındakileri de tüketebiliyorsun.

Sevenlerimizle ve sevdiklerimizle yaşayabilmek dileğiyle hep sevgiyle kalın.


Yazar: Gülay Kanarya

Büyüdük


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.