Çağan Irmak’tan Ege insanlarının hikâyesi… Sinemamızda kendi dilini ve üslubunu oluşturan nadir yönetmenlerden biri olan Çağan Irmak, bu kez Dedemin İnsanları ile Ege insanlarının hikâyesine girizgah yapıyor.
Dedemin İnsanları / Çağan Irmak
Filmde küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ve dedesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatılıyor. Kalabalık ve sıcak Ege insanlarının hikâyesini izlerken, mübadeleye, öteki olmaya, nereye gidersen git bir yere ait olamamaya, iki yakaya, çok sayıdaki azınlığa, ihtilallere, bir defa daha ama bu kez farklı bir bakış açısıyla Çağan Irmak’ın kamerasından yansıtılıyor.
“Dedemin İnsanları”nda Çetin Tekindor, Hümeyra, Zafer Algöz ile Yiğit Özşener başrolleri paylaşıyor. “Issız Adam”da kariyerinin doruk noktasına çıkan Çağan Irmak, “Karanlıktakiler”de iyi gişe yapamamıştı. Bu anlamda “Dedemin İnsanları” uzun süredir sinemaseverlerin merakla beklediği bu ay öne çıkan yerli yapımlardan biri.
Gösterim Tarihi: 25 Kasım 2011
Gelecek Uzun Sürer
Savaş bittiğinde ölüleri ne yapacağız?
Güneydoğu’da 30 yıldır süren savaşta sayısız insanımız hayatını kaybetti. Hala daha kaybetmeye devam ediyor. Her ne kadar ‘demokratik açılım’ terör örgütünü köşeye sıkıştırmış olsa da yöre halkı baskıyı enselerinde hissediyor. İşte tam da bu noktada, basit bir hikâyeden hareketle Özcan Alper, savaş bittiğinde geçmiş ile olan yüzleşmeyi konu alan “Gelecek Uzun Sürer” filmini yaptı.
Gaye Gürsel, Durukan Ordu, Sarkis Seropyan ile Osman Karakoç’un rol aldığı film, İstanbul’da bir üniversitede müzik araştırmaları yapan Sumru’nun, ağıt derlemeleri ile ilgili yaptığı tez çalışması için güneydoğuya yolculuğa çıkmasıyla başlıyor.
Hayatının en uzun yolculuğuna dönüşen yolculukta Sumru’nun bölgede sürmekte olan savaşa tanıklık eden diğer karakterle kesişiyor. Ayrıca Sumru, üç ay boyunca kaldığı Diyarbakır’da peşinde olduğu ağıtların hikâyelerini ararken kendi ertelediği acısıyla da yüzleşiyor. Güneydoğu’daki terör sorununa bambaşka bir pencereden bakan “Gelecek Uzun Sürer” Almanya, Fransa, Türkiye ortak yapımı.
Gösterim Tarihi: 11 Kasım 2011
Allah’ın Sadık Kulu: Barla
Said Nursi bu kez animasyon ile anlatılıyor.
Said Nursi’nin hayatından en önemli kesitleri aktaran Allah’ın Sadık Kulu: Barla, Yönetmen Esin Orhan’ın animasyon diliyle beyaz perdeye yansıyor. Film, yurt çapında 200 kopya, Aralık ayında da Avrupa, Ortadoğu, Balkanlar ve Asya’da da yerel dillerde dublajlı olarak seyirci ile buluşacak.
Geçtiğimiz yıl muhafazakâr sinemanın öncü yönetmenlerinden olan Mehmet Tanrısever ‘Hür Adam’ filmiyle Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatını anlatmaya çalışmıştı. Tanrısever, 10 milyon doların üzerinde bir bütçeyle çektiği ‘Hür Adam’ filmin maliyetini karşılayamamış ve bazı eleştiriler de almıştı. Bu kez Bediüzzaman Said Nursi’nin çileli hayatının en zorlu dönemlerinden biri olan 1927-1934 yılları arasındaki Barla’da yaşadıkları animasyon ile anlatılıyor.
“Allah’ın Sadık Kulu: Barla” adını taşıyan filmin yönetmeni Esin Orhan. “Barla Fedakârları”nın, devrin sert esen rüzgârlarına karşı onurlu duruşlarını animasyon diliyle perdeye yansıtıyor.
Yaşanmış hadiselerden hareketle, özellikle o günlerin hanım kahramanların da bu harekete katkılarının yanı sıra Said Nursi’nin yokluklar içinde bile, inancın ve azmin nasıl destansı aksiyonlar ortaya koyabileceğini görmek mümkün filmde. Ömrü mahkemelerde, sürgünlerle ve hapishanelerde geçmiş bir aksiyon insanı Said Nursi’nin, kendisine selam verenlerin bile yakalanıp sorgulandığı bir dönemde geniş halk kitlelerini Risale-i Nur kitaplarını yazma ve çoğaltmak için nasıl harekete geçirdiğini “Allah’ın Sadık Kulu: Barla” sinemaseverler izleme fırsatı bulabilecek.
Said Nursi’nin hayatından en önemli kesitin aktarıldığı bu animasyon film 3,5 yılda tamamlandı. Yakın dönemin en büyük âlimlerinden biri olan Bediüzzaman Said Nursi’nin Barla hayatı, Hollywood anime filmlerinin sık kullandığı “Motion Capture” tekniğiyle beyazperdeye taşınırken, sinemaseverler 3D olarak da izleme imkanı bulabilecek. “Allah’ın Sadık Kulu: Barla”, yurt çapında 200 kopya, Aralık ayında da Avrupa, Ortadoğu, Balkanlar ve Asya’da da yerel dillerde dublajlı olarak seyircisi ile buluşacak. Gösterim Tarihi: 4 Kasım 2011
Almanya’ya Hoşgeldiniz
Misafir işçiler beyaz perdede!
“Almanya’ya hoşgeldiniz”, Hüseyin Yılmaz’ın ve ailesinin memleketleri Türkiye’den 1960’ların ortalarında ayrılarak, Almancada ‘Gastarbeiter’, Türkçede ‘misafir işçi’ olarak Almanya’nın ekonomik canlanmasına katkıda bulunmak amacıyla Almanya’ya taşınmasını konu alan, eğlenceli ve duygu dolu bir öykü.
Samdereli kız kardeşlerin yazdığı bu samimi film, kısmen kız kardeşlerin kendi tecrübelerine dayanıyor. Doğu ile Batı arasında asılı kalan bir dünyayı resmederken kültürler ve nesilleri aşan, büyük bir aile hikâyesine değiniyor iki kız kardeş. Yasemin Samdereli’nin daha önceki başarıları arasında 2002 yılında çektiği, çok kültürlü romantik komedi “Alles Getürkt” ve senaryosuna katkıda bulunduğu, ödüllü televizyon dizisi “Turkish for Beginners” bulunuyor.
“Almanya” kız kardeşlerin ilk sinema filmi olma özelliğini taşıyor. 1960’larda işçi gönderilmesiyle başlayan Alman ve Türk insanı arasındaki yakınlaşma kültürel çatışmaları da beraberinde getirmişti. Samdereli kardeşler bu çatışmalara zoom yapıyor. Yasemin Samdereli’nin yönettiği ve Vedat Erincin, Fahri Yardım ile Demet Gül’ün oynadığı “Almanya’ya hoşgeldiniz” iki toplum arasındaki ilişkilere de ayrı bir parantez açıyor. Film geçtiğimiz aylarda Altın Portakal Film Festivali’nden jüri özel ödülü ile dönmüştü. Gösterim tarihi: 4 Kasım 2011
Oyunun Sonu
Wall Street’te gerilim
“Oyunun Sonu” 2008 finansal krizi henüz kendini göstermemişken, bir yatırım kuruluşundaki kilit oyuncuların etrafında geçen 24 saatlik süreci konu alan bir gerilim filmi. Daha işin başında bir analist olan Peter Sullivan, şirketlerinin batma riski altında olduğunu kanıtlayacak bir bilgiyi su yüzüne çıkarıyor.
Bu bilgiyi kullanarak şirketi batmaktan kurtarmak ve hatta yükselişe geçmesini sağlamak mümkün. Fakat bu göründüğü kadar kolay değil. Şirket yetkilileri kendilerini alınması gereken finansal ve ahlaki kararlar kaosunda buluyor. “Oyunun Sonu” tarafların siyahla beyaz kadar birbirinden ayrıldığı konular karşısında insan unsurunu inceleyen heyecanlı bir yapım. Konusu ve hikaye anlatımının yanısıra efsanevi oyuncu kadrosuyla da film dikkatleri üstüne çekiyor. Kevin Spacey, Paul Bettany, Jeremy Irons, Stanley Tucci, Simon Baker ve Demi Moore filmde başrolü paylaşırken, yönetmen koltuğuna ise Jc Chandor oturuyor.Gösterim Tarihi: 18 Kasım 2011
Köksal’ın DVD Günlüğü
Pan’ın Labirenti
1944 yılı İspanya’sında, sivil savaş kargaşası sona ermiş görünse de, Navarra’nın kuzeyindeki dağlık bölgelerde çatışmalar sürmektedir. Kendi hayal dünyasında yaşayan 10 yaşındaki Ofelia, hamile annesi Carmen’le birlikte, Navarra’ya, üvey babası Kaptan Vidal’in yanına gider. Kaptan Vidal, faşist yönetimin emrinde çalışan ve sınırları isyancılardan temizlemekle görevli bir memurdur. Sert mizacı ve otoriter tavrı nedeniyle üvey babasıyla en ufak bir yakınlık kuramayan Ofelia, bir gün arka bahçelerinde, esrarengiz bir labirent keşfeder. Bu labirentin içinde tanıştığı, gövdesinin yarısı insan yarısı yaratık olan Pan’la yaşayacakları, Ofelia’nın bütün yaşamını değiştirecektir. Şeytanın Belkemiği ve Hellboy filmlerinin yönetmeni Guillermo Del Toro’nun başyapıtı olan Pan’in Labirenti ikinci kez DVD reyonlarındaki yerini aldı.
Yönetmen: Guillermo Del Toro
Oyuncular: Ivana Baquero, Maribel Verdu, Sergi Lopez
Diller: İspanyolca
Altyazı: Türkçe
Süre: 122 dk
Üretici Firma: Kanal D Home Video