Acı İlaçlarla Dolu Geçen Bir Süreçteyiz

Dünya yeni bir ateşlenme dönemine girdi sanki. Ve bizlere ateşle, acıyla yenilenme vaat ediyor. İçinden geçtiğimiz süreç, hepimiz için acı ilaçlarla dolu bir reçete gibi. Her ülkenin, her bireyin ilacı farklı, tadı farklı ama sonuç aynı: Acı, Değişim ve Yenilenme.

deprem-umut-ACI-degisim-yenilenme-astroloji

[quote]Doğarken ağladı insan, bu son olsun bu son. (Cem Karaca)[/quote]

Doğumla birlikte bedenimizin gelişim ve uyum mücadelesi başlar. Doğum bir mucizedir. Anne için de, bebek için de acı veren bir mucize. Dokuz ay boyunca suda büyüyen bebek, hamilelikte annesinin yüklendiği yer çekimiyle, doğumda tanışır; ilk yük omuzlarına binmiştir. Nefesle birlikte akciğerlere dolan oksijen yangı oluşturur ve alınan nefes acı vericidir. Uzun süre karanlık ve loşluktan sonra ışığa kavuşan gözler kamaşır, acır. Tüm bunlara ilk tepki, çığlık çığlığa ağlamadır. Anneden ayrıldığının ve kendi yaşam mücadelesinin başladığının göstergesidir ağlama. Sanki burayı beğenmedim, geldiğim yer daha iyiydi der gibi. Bebeklik ve ilk çocukluk dönemleri başkalarına muhtaç geçer. Yedirecek, içirecek, giydirecek ve temizleyecek birileri hep yanında olmalıdır. Kendi kendine yetecek düzeye gelene kadar geçen zorlu süreçte bedenen, aklen ve manen büyümüştür.


Çocukluk döneminde çabuk atlatılan hastalıklara neden olan ve beden bağışıklığını güçlendiren virüsler, yaşlılık döneminde uzun süren hastalıklara, ağır semptomlara ve gücün azalmasına neden olurlar. Tedavi niyetine, kim bilir kaç hap yutulmuş, kaç ölçü şurup içilmiştir. Hangi yaşta olunursa olunsun ilaç sevilmez. Çünkü ilaçlar acıdır. Kullanım kolay olsun diye şekerle, aromalarla tatlandırılırlar. İlaç dendiğinde, önceki deneyimler çağrışır; akla hastalık, tedavi ve acı gelir. Kimse hasta olmak istemez ama başa geldiğinde çekilenler, duygu ve düşüncelerin dönüşmesine, yaşamın değişmesine neden olurlar. Tedaviden sonra ise çekilenler unutulur, yeni bir hayat başlar.

Deneyimlerle zenginleşen yaşamda, doğru-yanlış, acı-tatlı, güzel-çirkin seçimleri, içimizde iki farklı sesle çınlar. Biri öğretilenler, öğrenilenler sonucu mantığımızın ve aklımızı sesi; diğeriyse en derinlerden yükselen duygularımızın sesi. Kendini olduğu gibi ifade etmeye çalışan, inandırıcı olmak için doğru ifadeleri bulmak isteyen, bedeni kullanarak sese dökülen, kimi zaman inanılmaz bir melodi, kimi zaman bir kakofoni, mide kasılması, omuzlarda büyük bir baskı, yüzde ve ellerde terleme, boğazda düğümlenip çıkamayanlar ya da avaz avaz yükselenler… Hepsi, benlik mücadelesinin ortaya çıkardıklarıdır. Herkeste bunların biri veya birkaçı gözlemlenebilir. Ancak hastalık söz konusu olduğunda, ego ve benlik duygularının ifadelendirilmeleri farklılaşmaktadır. Hastalıkların etkisi ve gösterilen tepki, insandan insana değişir. Tedavi ve tepki nasıl olursa olsun, değişmeyen şey, reçetelerdeki ilaçların herkes için acı olduğudur.

Son 50 yılda, yaratanın “hepsi sizin için” dediği, milyarlarca yılda oluşmuş güzelliklerin altından girdik üstünden çıktık. Dünyamızı yıprattık, yorduk. Şimdi toparlanma, yenilenme zamanı. Bilgi ağacında yaşayan, kendi kendini ateşe verip küllerinden yeniden doğan Zümrüdü Anka Kuşu gibi, Dünya yeni bir ateşlenme dönemine girdi sanki. Ve bizlere ateşle, acıyla yenilenme vaat ediyor. İçinden geçtiğimiz süreç, hepimiz için acı ilaçlarla dolu bir reçete gibi. Her ülkenin, her bireyin ilacı farklı, tadı farklı ama sonuç aynı; acı, değişim ve yenilenme. Doğal olarak, acıya karşı savunma geliştirilir. Sert ve sevgisiz tepkiler, öfke kızgınlık ve intikam duyguları, savunma mekanizmalarının bir parçası gibi görülür. Aslında bunlar karşıdakine değil, kendine zarar vermedir. Kendini koparma, yaşamın büyüsünden ve güzelliklerinden ayırmadır. Çözümü olmayan hiç bir problem yoktur, üstelik cevaplar çoğu kez sorunun içinden çıkar. Öfke enerjisi yerine, kabul ve sevgi enerjisi yüklenilmelidir. Tüm acılar ancak sevgiyle aşılır.

Kasım 2011 Gökyüzü Hareketleri

Sadece iki tarihle, Kasım ayının nasıl geçeceği tahmin edilebilir. 24 Kasım’da Merkür’ün geri gitmeye başlaması, 25 Kasım’da Parçalı Güneş Tutulması, ayın ikinci yarısının, birincisine göre daha zorlayıcı olacağını gösteriyor. Dünyanın dört bir yanında rezonans, yükseldikçe yükseliyor.

Kuzey yarıkürede kış, güney yarıkürede yaz tüm ihtişamıyla kendini göstermekte. Ani değişen sıcaklıklar arasındaki yüksek fark, hastalıklara, grip salgınlarına davetiye çıkarırken, yoğun yağışların neden olacağı, su taşkınları seller, kar fırtınaları, buzlanmalar, donlar, hortum ve kasırgalar büyük maddi kayıplara neden olacak. Güç ve paranın nasıl el değiştirdiği ise, ekonomik göstergelerden anlaşılabilir.

Büyük birader Amerika, bir yandan doğal afetlerle uğraşırken, kendi içindeki ekonomik salınımlarla baş etmenin yolunu, yine dış müdahalede arayabilir. Kuzey Afrika’daki yenilik rüzgarlarında ve paylaşımda baş rolü üstlenmesine, AB ülkelerinden tepki gelebilir.

Avrupa Birliği, üyelerinin bozuk ekonomisini düzeltmekte zorlanabilir. İflas eden Yunanistan gerçeğinden daha fazla kaçamadan, Portekiz, İspanya, İtalya’dan da benzer sesler yükselebilir. Fransa ve Almanya’da politik ve ekonomik tepkiler büyüyebilir. Kuzey ülkelerinde de durum farklı değil.

Rusya ve Çin kendilerini, Kuzey Kore’yle ilgili açmazın içinde bulabilirler. Bir süredir suskun gibi duran Afganistan, Hindistan, Pakistan üçgeninde terör olayları can alabilir. Ortadoğuda savaş ve ateş hükmünü devam ettirirken, İsrail İran’a çıkışabillir.

Tüm bu olumsuzluklara inat, mucizeler çoğalacak. İnanılması güç olaylarda artış gözlenecek. Ülkemizde ise, baskılanan, gizlenmeye çalışılan ne varsa ortalığa dökülebilir. Sürmekte olan davalarda sürpriz kararlar alınırken, yeni anayasa çalışmaları tıkanabilir.

Komşularımızla özellikle Suriye ve İsrail ile gerginlik sürecek, ayın ikinci yarısı büyük sorunlara gebe gibi görülüyor. Sınır ötesi çatışmalar, derin deniz araştırmalarından doğacak ikilemler, istenmeyen demeçler ve ziyaretler ortamı iyice ısındıracak. İşçi ve işveren ilişkilerinde sıkıntılar grevlere neden olabilir. Zorlu ekonomik koşullar, borsada ve para piyasalarında dalgalanma devam edecek. Toplu çekimlere cevap veremeyecek bankalar borç yükünü kaldırmakta zorlanabilir. Üniversitelerde artan öğrenci olayları, sosyal tepki gösterileri hükümetin başını ağrıtabilir. Şaşıracak bir şey kalmadı derken, her yönden şaşırtıcı gelişmelere açık bir ay yaşayacağız.

2 KASIM

Ay İlkdördün konumunda Kova burcunda. Merkür ve Venüs gezegenleri burç değiştirerek Yay burcunda seyretmeye başladılar. Ayın yirmisine kadar, sanatta, aşkta, parada, hukukta sürprizler getiren bir karışım içine giriyoruz. Uzak ilişkiler, bağlantılar harekete geçecek, uzun süredir kovalanan işlerde sona gelinmiş olabilir. Üniversitelerde tepkisel olaylar, zorlu basın açıklamaları, milletvekilleri arasında söz düelloları, suyla gelen kayıplar,basında yer alan şiddet haberleri bugün yaşanabileceklerden.

5 KASIM

Dönüştürüm. Ay, Kuzey yarıküre hareketinde ve Merkür’le Venüs birleşerek, yaşanacak güneş tutulmasının getireceklerinin provasını yaptırıyorlar. Düşüncesizce konuşmalar, boşboğazlıklar ve övünmeler başa dert açabilir. Büyük bir yalan ortaya çıkarılabilir. Yeni tutuklama dalgasında sürpriz isimler yer alabilir. Sağlık sorunlarında dikkat, ilaçların son kullanma tarihleri ve dozajlarında yanlışlık sıkıntıları büyütebilir. Terörist bir saldırı engellenebilir.

7 KASIM

Paranoya. Duygusallıkların yaşanacağı, derin düşünceleri davet eden bir gün. Duyulan her şeye inanmamak, aklın mantığın süzgecinden geçirmek gerekebilir. Düzen haberler ve yutturmaca sözler duyulabilir. Druglar, uyuşturucular ve alkolle ilgili sorunlar yaşanabilir.

9 KASIM

Haziran ayından beri geri hareketinde olan Neptün gezegeni yoluna düzelerek devam ediyor. Yeni spritüel çalışmalar, astral denemeler ,ritüeller gündeme gelecek. Provokasyonlara açık, baskı ve gücün kendini hissettireceği, besin zehirlenmeleri yaşatacak bir gün.


10 KASIM

Dramatik oyun. Dolunay, Boğa burcunda gerçekleşiyor. Volkanik yer kabuğu hareketlenmeleri, sarsıntılar yaşanabilir. Dünya medyasından sıcak haberler yansıyabilir. İran’ın nükleer enerji çalışmaları yeni bir boyut kazanabilir. Politik otoritelerin stresi artabilir. Yanlış kimlikler güç odakları haline gelebilirler. Perdenin arkasındaki oyuncular ortaya çıkabilir. Akılcı yol ve yöntemlerin kullanılması krizi engelleyebilir.

11 KASIM

Her gün, her an çok özeldir ama neslimiz içinde böylesi özel zaman az yaşanmıştır. Gökyüzünde, 160 yılda bir gerçekleşen etkileşim sabah 11.11de gerçekleşiyor. Mars, Neptün ve Şiron gezegenleri, Regulus sabit yıldızıyla birlikte, inançlarda ,dinlerde ve spiritüalizmde yeni açılımlara işaret ediyorlar. İyileşmeler, iyileştirmeler, güçlenmeler, mucizeler yaşanabilir. Dikkat, bugün rüyalar haberci, uyarıcı ve bilinç açılımlarıyla ilgili olabilir. Bugün aynı zamanda Mars gezegeni Başak burcunda seyretmeye başlıyor ki buda sağlık ve finans konularında aşırı yük getiren bir sürece başlandığının göstergesidir. Banka, borsa, alım satım işlemleri için fazla atak olunmaması gerek bu günde, pazartesiyi beklemek kazanç getirebilir.

14 KASIM

Limit. Görünmez ellerle gerçekleştirilen, kabul edilebilirlik sınırlarını aşan olaylara, geniş bir perspektiften bakılıp, büyük resmin görülmesini gerektiren bir gün. Çirkin pazarlıklar ortaya çıkarılabilir. Olumlu düşüncelere, barışçıl konuşmalara gerek duyulabilir. Kaza riskleri, toksik atıklar ve zehirlenmelere karşı tedbirler arttırılabilir. Kısa vadeli ekonomik yatırımlardan kaçınılması, orta ve uzun vadeli bilişim, demir – çelik gibi madenler, besin ve  tarım sektörlerine yönelinmesi daha karlı olabilir. Mecliste atışmalar sürerken, terör olayları kurban almaya devam edebilir.

16 KASIM

Ortak sezgi. Duyumsallıkların ve sezgi gücünün yüksek olduğu, olumlu olumsuz tüm hislere dikkat gerektiren bir gün. Yandaş, paydaş veya ortaklara dikkat, göz kamaştıran eylemler gerçeğin görülmesini engelleyebilir. Sosyal adalet ve sosyal etik konularının gündeme geleceği bu gün, kadına şiddet ve çocuk istismarı haberleri şaşırtabilir. Uluslar arası arenadaki karışıklığın yansımaları görülebilir. Yapılan açıklamalar tatmin edici olamayabilir. Kaos ortamını tetiklemek isteyenler, olay çıkarabilir. Apaçık görülenler karşısında tedbirlerin gevşek olması riskleri arttırabilir.

18 KASIM

İşaret. Ay sondördün konumunda Aslan burcunda. Lusifer iş başında, lider atışmaları, tınısı artan toplumsal sesler, kükreyen doğanın yanı sıra artan bilinç açılımları ve mucizeler bugün yaşanacaklardan. Planlanan şeytani oyunlar ters tepebilir.

22 KASIM

Güneş Yay burcunda parlıyor. Yay burcu ve dönemsel getirilerine İnanç Benim başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz. O zamandan bugüne, genel özelliklerin hiçbirinde değişim yok. Doğum gününü kutlayan her insan, o gün iki güneş sahibidir, doğum günündeki güneşinin üstüne bir güneş daha doğmaktadır. Kişinin o yıl içindeki en özel günüdür, ne şartta olursa olsun, dileklerin gerçekleşebileceği, yeni başlangıçların yapılabileceği gündür. Mutlaka kendi kendinize hediye alın ve o sizin yeni yaşınızın getireceklerini sembolize etsin.

24 KASIM

Barış fırsatı. Her ne kadar 15 günden beri etkisini yavaş yavaş hissettirse de, meşum süreç bu gün başlıyor. Merkür 14 Aralık’a kadar Yay burcunda geri gidecek. Merkür geri zamanlarında yaşananlarla bir kez daha yüz yüze geleceğiz. İletişim ve özellikle ulaşım, nakliye ve seyahatlerde dikkat edilmesi gerekir.  Seferlerde ve uçuş programlarında erteleme ve iptaller, bagajların kaybolması, nakliye araçlarında bozulmalar, yüklerin yanlış adreslere gitmesi, taşıyıcı kablolarda arızalar, kopmalar, bozulan telefon, televizyon ve bilgisayarlar, kaybolan önemli evraklar, yerine ulaşmayan mesajlar, hafıza karışıklıkları, anlama ve anlatmada sıkıntılar, yanlış yorumlamalar yaşanabilecek örnekler. Bu dönem planlama ve programlama için çok uygun, önceden hazırlanmış anlaşma ve sözleşmeler dikkatle imzalanabilirken, mal mülk, elektronik eşya, telefon gibi yeni alım satımlara girişilmemeli. Dönemin en önemli işareti ise hukuk ve yüksek öğrenim alanlarında yeni boyutlar. Ülkemiz açısından da uluslar arası ilişkilerde sıkıntılı dönemeç. Süreç boyunca öfke patlamaları, şiddet içeren konuşmalar, ateşli haberler sıkça duyulacak.

25 KASIM

Yay burcundaki Parçalı Güneş Tutulması Güney Kutbunda Antarktika üzerinde gerçekleşiyor. Her ne kadar ülkemizden izlenemeyecek olsa da tutulma dereceleri Türkiye haritasını etkiliyor. Ekonomi, hukuk ve savunma alanlarında yeni gerginlikler yaşanabilir. Kaza potansiyeli yüksek bu günde, trafikte dikkatli olmak, yanıcı ve parlayıcı maddelerin nakliyesinde tedbirleri arttırmak gerekebilir.

27 KASIM

Kozmik iniş. Uluslar arası ilişkilerin sorgulanacağı, eski sözleşme ve antlaşmaların gündeme gelebileceği bir gün. Duygu ve düşüncelerde karmaşa, sorgulanan inanç ve töreler, köhnemiş yapıların çöküşü, yöneticiler arasında sürtüşmeler yaşanabileceklerden. Doğada uslu değil, yer hareketleri ve sudaki tehlikeler maddi ve manevi kayıplara neden olabilir.

29 KASIM


Seçim. Kritik noktaya gelinmiş olabilir. Sosyal ve ekonomik sorunlara yeni çözüm arayışları ve günü kurtarmaya yönelik geçici çözümler yeterli olmayabilir. Batıda zorlu hava koşulları, doğuda soğuk ve kar çilesi, tırmanan terör yönetimin başını ağrıtırken, gizli dosyaların açığa çıkması, özel görüşmelerin basına sızdırılması, aile içi şiddetin artması toplumun tepkisini çekerken, öğrenci olaylarını tetikleyebilir.


 

Ümit Çilingiroğlu
1989 yılında Astroloji ile ilgilenmeye başlayan Ümit Çilingiroğlu, 2000 - 2004 yılları arasında Yasemin Boran’dan astroloji dersleri alarak ileri astroloji sertifikasını aldı. 2005 yılında İndigo Dergisi'nde astroloji ve felsefe yazıları yazmaya başlayan Çilingiroğlu, odak olarak "Astroid Astrolojisi" ve "Politik Astroloji" üzerinde çalıştı. Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi'nde (CKM) temel seviyede Modern Astroloji dersleri verdi. Çeşitli TV programlarında astrolojinin gerçekleri hakkında bilgilendirmeler yaptı. (Ümit Çilingiroğlu 24 Mayıs 2018 tarihinde hayata veda etmiştir.)