Değişimde Büyük Direnç: Alışkanlıklar

Alışkanlıklar tekrarlanan davranışlarımız sonucunda oluşur.  Bunları iki gruba ayırabiliriz. Farkında olduklarımız ve farkında olmadıklarımız.

alışkanlıklar

Farkında olduklarımıza bir göz atacak olursak; örneğin her sabah ve akşam dişlerimizi fırçalama alışkanlığımız farkında olduğumuz bir davranıştır. Bu davranışı niye yaptığımızı, yapmazsak neler olacağı konusunda bilgi sahibiyizdir. Yani bilinçle hareket ederiz.  Tekrarlanan bu davranışlar zamanla otomatik hale gelir ve artık sorgulamaksızın yerine getiririz. Yapmadığımız zamanlarda ise içsel olarak sıkıntı yaşarız. Zamanla tüm bu tip davranışlar kendiliğinden otomatik hale gelir.  Araba kullanmak, bisiklete binmek, vs örneklerle bu davranış modelini çoğaltabiliriz. Her birinin başlangıcında bu davranışı bilinçli olarak öğreniriz.  Deneme yanılma yoluyla kendimiz için en doğru hale getiririz ve sonrasında bırakırız. Ancak neyi yaptığımızı değil de nasıl yaptığımızı unutursak sorunlar yaşarız. Sorunlar farkındalıksızlıkta başlar ve o nedenle farkındalık çok önemlidir.  Bazen bir davranışı çok iyi yapıyor olmak bizi dengeden çıkarabilir ve yaptığımız davranışın bozulmasına neden olabilir.  Aşırı güven dengeyi bozan unsurdur. Bu bir anlamda mevcut döngüden çıkmak demektir.

Alışkanlıklar

Örneğin her gün gittiğimiz yolda gidiş biçimimiz alışkanlığa dönüşmüşse nereden gittiğimizi, nasıl gittiğimizi, hangi hızla gittiğimizi farkedemeyebiliriz. Ya da sürekli tekrarlanan davranışlara karşı bıkkınlık, usanma duyguları yaşayabiliriz. Bu durumda bilinçaltında istemsiz davranış biçimi devreye girer ve risk oluşturabilecek yeni davranış biçimleri ortaya çıkarır. Eğer bu değişimin farkında olamazsak başımıza bir kaza gelme olasılığı artar.  Bu sonuç biz bu süreçte bilinçli, uyanık olmak yerine zihinde kalmayı seçmemizden kaynaklanır.


Farkında olmadıklarımızsa bizde bağımlılık yaratan davranışlarımızdır. Bu davranış modelinde bilinçaltı devrededir ve biz bir kez dahi olsa eyleme geçtiğimizde alışkanlıklar döngüsünü de başlatmış olabiliriz. Bu döngünün nasıl oluştuğunu farkedemeyebiliriz. Örneğin sigara, alkol, uyuşturucu, insan gibi bağımlılıklar içsel ihtiyaç olarak ortaya çıkar ve dış dünya deneyimlerince beslendikçe güçlenir ve güçlü ve büyük döngüleri oluşturur. Bu büyük döngüye yaşanan deneyimlerle bir sürü anlamlarda yüklenmiştir. O nedenle bu tür büyük döngü olarak ifade ettiğimiz alışkanlıklar da kurtulmak çok kolay olmayabilir ve zaman alabilir. Değişimin sancılı olduğu süreçlerdir bunlar. Kararlılık, irade gücü ve sabır bu tür güçlü döngülerden çıkmak için olmazsa olmaz davranış modelleridir.


Bazen de yaşantımızda değişimler gerçekleştirmek istediğimizde öncelikle bu değişimle ilgili alışkanlıklar ve onun döngü gücüne bakmamız gerekir.  O döngüden çıktığımızda ve yeni bir döngü başlattığımızda şüphesiz yaşamımız yeni deneyimlere açılacaktır.

Bilinçaltı bu durumda yeni bir davranışla karşı karşıya geldiği ve öncelikle kendi konfor alanını tehdit altında olarak algıladığı için direnç gösterir. Devam eden bir döngüde ise bilinçaltı bildiği bir durumla karşı karşıya olduğu için kendini emniyette hisseder. Çünkü bilinçaltı için iyi ya da kötü deneyim yoktur, deneyim deneyimdir. Direnç, eski döngüde kendini emniyette hissettiğinden mevcut sistemi koruma amaçlıdır ki bu da alışkanlıkların devamıdır. Bu direniş ile baş edebildiğimizde değişimi gerçekleştirebiliriz.  Bu nedenle bu sürecin başlangıcından itibaren değişim gerçekleşene kadar farkındalıkta ve açık bilinç halinde olunmalıdır ki bilinçaltı yeni deneyim döngüsünü öğrensin ve kabul etsin. Bilinçli farkındalık ve sebatla her türlü döngünün değişimi söz konusudur. Farketmek, istemek, karar vermek ve eyleme geçmek temel davranış modelleridir.


Yazar: Rüya Yüksel   ‖ Sayı 74 | Kasım 2011 | Çarşamba, 02 Kasım 2011 00:16


Rüya Yüksel
Rüya Yüksel, 1957 doğumlu, İstanbul'da yaşıyor. Mesleği İngilizce öğretmenliği, ancak 29 yıldır özel sektörde çalışıyor. NLP İleri Derece Uygulayıcısı ve 'Yaşam Koçu' olmakla birlikte “Kendini Tanıma Çalışmaları” düzenliyor.