Meme kanseri, hem dünyada hem de Türkiye’de doğuya doğru gidildikçe daha az görülüyor. Modern yaşam koşullarına sahip şehirli kadınlarda ise daha sık görülüyor. Neden mi?
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hamdi Koçer, yaşam biçiminin meme kanseri görülmesinde etkin olduğu görüşünde. Kırsal ve geleneksel yaşam süren kadınlar daha az meme kanserine yakalanıyor. Şehirde modern yaşamın getirdiği sağlıksız ve düzensiz beslenme, yiyeceklerde kullanılan koruyucu maddeler, hareketsiz yaşam ve gereksiz ilaç alımı, meme kanseri de dahil olmak üzere pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor.
Özellikle tarımsal ürünlerde kullanılan peptisidler, kadın-erkek, çocuk-yaşlı her yaştan insanı olumsuz etkiliyor. Kadınların korkulu rüyası olan meme kanseri, tedavi edilmediğinde ölümlere neden olabiliyor.
Meme kanserine dair çok merak edilen soruları Dr. Hamdi Koçer İndigo Dergisi için yanıtladı.
Röportaj: Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hamdi Koçer
Meme’nin yapısından bahseder misiniz? Kaç çeşit meme dokusu vardır? Meme dokusunun farklılığı, meme kanseri riskini arttırır mı?
Meme vücut dışında yerleşmiş, göğüs duvarı ile vücudumuzdan ayrılmış harici bir organdır. Bu özelliği bizim için, tanı ve tedavide büyük avantaj oluşturur. Meme içerisinde süt bezleri, süt kanalları esas olarak bulunur. Meme kanserleri de çok büyük çoğunlukla ya süt bezlerinden ya da süt kanallarından ortaya çıkar. Meme dokusu ile kanser riski arasında bir ilişki olduğunu düşünmüyorum ama bazı meme tipleri, örneğin yoğun meme, çok iri meme veya fibrokistik meme yapısı, hastalığın erken dönemde gizlenmesine neden olur. Bu tür memelerde yıllık takipleri düzenli ve titiz yaptırmak gerekir.
Türkiye’de meme kanseri görülme sıklığı nedir? En çok hangi bölgede görülmektedir?
Türkiye’de meme kanseri görülme sıklığı resmi rakamlara göre 100.000’de 35-40 civarındadır. Her yıl 30.000 yeni hasta, 300.000 toplam hasta demek. Bu rakamlar batı dünyasındaki rakamlardan çok düşüktür. Ben bunun en az iki ile çarpılması gerektiğini sanıyorum.
Bu hastalık hem dünyada hem Türkiye’de doğuya doğru gidildikçe daha az görülür. Meme kanseri modern yaşam koşullarına sahip şehirli kadınlarda daha sık görülür.
Peki meme kanseri, en çok hangi faktör nedeniyle görülüyor? Yaşlanma, cinsiyet ve ırk farklılıklarının meme kanseri ile bir ilgisi var mıdır?
Meme kanserini tetikleyen şey östrojen hormonudur. Bu nedenle kadınlarda çok daha fazla görülür: 150 kadına karşılık sadece 1 erkekte görürüz bu hastalığı. Östrojen hormonu dışarıdan alan kadınlarda da daha sık görülmekte. Özellikle menopoz sonrasında hormon tedavisi alan kadınlar ile tüp bebek yapmak için hormon alan kadınlarda riskin arttığı bildirilmiştir.
Yaşlanma meme kanseri için 2 büyük ve kesin risk faktörüdür. Meme kanserlerinin büyük çoğunluğu 40 yaş sonrası görülür. Her kadının 80 yaşına kadar yaşadığı ütopik bir dünya konsepti içinde biz biliyoruz ki her 8 kadından birisi meme kanseri olacaktır.
Yaşam biçimi de meme kanseri görülmesinde önemlidir: şehirli ve modern tarz yaşam ile kıyaslandığında kırsal ve geleneksel yaşam süren kadınlarda hastalık daha az görülmektedir. Bu fark çocuk sahibi olma, emzirme, erken menarş (ilk adet) geç menopoz gibi yine öncelikle östrojen etkisinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca beslenmenin de geleneksel ve modern yaşam tarzları arasındaki farkta etkili olduğu kanısındayım.
Meme kanserinin genetik yatkınlık ile ilişkisinden bahseder misiniz?
Meme kanserleri genetik ilişki açısından 3 grupta toplanabilir: Ailesinde meme kanseri olan bir kadının meme kanserini ailesel meme kanseri diyebiliriz; Ailesinde hem meme kanseri olan hem de BRCA genetik testleri yapılmış ve pozitif olmuş hastadaki meme kanserini genetik olarak kabul edebiliriz. Bunun dışında kalan ve ailesinde meme kanseri öyküsü olmayan hastalar ise sporodik yani rastlantısal kanserlerdir.
Tüm meme kanserlerinin en fazla % 5-10 kadarının genetik veya ailesel olduğunu geri kalan büyük çoğunluğunun sporodik olduğunu biliyoruz. Genetik meme kanserleri daha erken yaşlarda görülür ve hastalık, diğer gruba göre daha kötü seyreder.
Her kist meme kanserine neden olmaz! Meme lezyonu nedir ve kaç tipi vardır? Kanser riskini arttırır mı?
Memenin kanser dışında, iyi huylu lezyonları vardır. Bunları genel olarak iki gruba ayırabiliriz: içi mayi dolu kesecikler olan kistler ve içi katı yani solid kitleler.
Kistler memenin hormonal değişikliklere verdiği masum bir fazla tepkidir. Kistler tedavi veya operasyon gerektirmedikleri gibi sadece kistler nedeni ile hastayı özel bir takibe almak da gerekmez.
Memenin solid kitleleri arasında en başta gelenler memenin iyi ve kötü huylu tümörleri, lipom ve lenfaden opatilerdir. Bunlar arasında memenin kötü huylu tümörlerini yani meme kanserini diğerlerinden ayırt etmek gerekir. O nedenle bu tür solid kitleleri biz önemseriz ve kısa aralıklarla hastayı takip eder veya çok şüpheli ise iğne biyopsi yapar kitlenin adını tam olarak koyarız.
Kistlerin her hangi bir riski yoktur ve ultrasonografi ile kolayca solid kitlelerden ayırt edilebilir. Buna karşılık solid kitlelerin bazılarının çok düşük ihtimal de olsa kansere dönüşme riski olabilir.
Uzun dönemli süt emzirmek kanserden koruyor
Adet döneminin uzun ya da kısa olması meme kanseri riski yaratır mı?
Adet döneminin uzun olması yani erken yaşta ilk adet ve genç yaşta menopoz kanser riskini arttırır.
Anne’nin çocuğunu emzirmesinin kendisine bir faydası var mıdır? Erken yaşta çocuk sahibi olmak ya da geç veya hiç çocuk sahibi olmamak, meme kanseri riskini yükseltir mi?
Meme kanseri gelişmesinde en önemli faktör kadında ki östrojen hormonudur. Kadın, yaşamı boyunca ne kadar uzun süre ile östrojen hormonuna maruz kalırsa eğer risk o kadar fazladır. Östrojen hormonun üretimine geçici ara verildiği dönemler hamilelik ve süt verme dönemleridir. Östrojen hormonunun yapımının sonlandığı dönem ise menopoz dönemidir.
Aynı şekilde süt verme dönemleri de östrojen hormonu salgılanmayan dönem olduğu için kadını kanserden korumaktadır ve o nedenle uzun süreli süt verme önerilir.
Ailesinde kanser öyküsü olan kişilerin risk düzeyi nedir? Riskin bilinmesi ve önlem alınması kanser riskini düşürür mü?
Ailesinde meme kanseri olan kadınların riski diğer kadınlara göre en az 3-4 kat daha yüksektir. Risklerin bilinmesi ve buna karşılık önlem alınması hem riski düşürür hem de hastalığa karşı daha bilinçli olmayı sağlar. Bu şekilde hastalığın erken tanısı ve hemen tedaviye başlanması sağlanabilir.
Örneğin BRCA testleri pozitif olan bir ailenin kızları için hem yıllık takipleri erkene almak mümkündür, hem de takip sıklığını arttırmak. Ayrıca bu tür ileri derecede riskli ailelerde, kadın evlenip doğurduktan ve çocuklarına süt verdikten sonra, koruyucu cerrahi yapılabilir veya koruyucu ilaçlar kullanılabilir. O nedenle riskin iyi bilinmesi her zaman yararlıdır.
Aşırı kilolu olmak kansere neden olabilir
Alkol ve sigara kullanımı meme kanseri riskini ne kadar arttırır?
Alkol ve sigara meme kanseri riskini ciddi olarak arttırır. Sigaranın tamamen bırakılması, alkolün iyice kısıtlanması önerilmektedir.
Yağlı ve şekerli yiyecekleri tüketmek kanser riskinin arttırır mı? Kilo artışı ve obezite’nin meme kanseri ile bir ilişkisi var mıdır?
Yağlı yiyecekler ve aşırı kilolu olmak da meme kanseri riskini arttırır çünkü kadın vücudunda östrojen sadece yumurtalıklardan değil, genel olarak tüm yağlı dokulardan da üretilir. Bu nedenle şişman kadınlar özellikle menopoz sonrası da hala anlamlı düzeyde östrojen hormonuna maruz kalmaya devam ederler.
Yoğun ve gece çalışma ile stres seviyesinin yüksek olması kansere neden olabilir mi ?
Gece çalışması ile ilgili iddialar bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmış değildir. Aynı şekilde deodorantlarla ilgili de iddialar olmuş ama günümüzde bu konularda bir risk oluşmuş değildir.
İyi ve dengeli beslenme hastalığın oluşmasını engelleyebilir mi? Düzenli egzersiz yapmak kanser riskini düşürür mü?
İyi ve dengeli beslenme kanser riskini azaltırken, egzersiz ve hareketli dinamik bir yaşam da yine kansere karşı iyi bir önlemdir.
Mastit nedir?
Mastit memenin iltihabıdır. Mastitler 2 türlü olur: akut laktasyon mastitleri ve kronik mastitler. Akut laktasyon mastitleri her zaman süt veren genç kadınlarda görülür. Memenin özellikle süt nedeni ile kolayca mikroorganizmalara imkan vermesi ve onların yaptığı enfeksiyonlardır. İlk başta enfeksiyon şeklinde ortaya çıkar ve eğer tedavi olmazsa apse formuna döner. Tedavisi kolay ve başarılıdır. Süt verme dönemi sonrası görülmez.
Kronik mastitler genç-orta yaşlı kadınlarda ve süt verme dönemi bittikten sonraki dönemde ortaya çıkar. Genellikle iltihaplı değildir, memede sertlik veya akıntı yapan küçük yara-sivilce şeklinde olur. Memenin şeklini bozabilir. Tanısı için tru-cut iğne biyopsisi yapılır. Kronik bir hastalık olduğu için tedaviden sonra genellikle nükseder ve bazen cerrahi olarak geniş doku çıkartılması gerekebilir.
Kaç çeşit meme kanseri vardır?
Meme kanserleri memenin süt bezlerinden veya süt kanallarından çıkar. Süt bezlerinden çıkan kanserler-lobüler kanserler; süt kanallarından çıkanlar-duktal kanserlerdir. Ayrıca memenin bağ dokusundan çıkan ve çok nadir görülen kanserler de olabilir.
Bunun dışında, memenin kanserlerini in si situ veya invazif diye de ayırabiliriz. Eğer çıktığı dokular içinde sınırlıysa in situ denirken, kendi dokusunun dışına çıkıp komşu dokuları da istila etme eğiliminde olan kanserleri invazif kanserler olarak adlandırılır. İn situ kanserlerin tedavisi daha kolay ve başarı şansı daha yüksektir.
Kendi kendine muayene yapmak, hayat kurtarır
Meme kanserinin belirtileri nelerdir? Meme kanseri nasıl teşhis edilir?
Meme kanserinin en önemli belirtisi memede ele gelen kitledir. Hastaların çoğu bize memede eline kitle geldiğini söyleyerek başvurur. Fark edilen kitlenin büyüklüğü her zaman memenin büyüklüğüne, kitlenin yüzeysel veya derinde oluşuna ve hastanın kendi bedenine olan ilgisine göre değişir. Bazı kadınlar 1-1,5 cm büyüklüğündeki bir kitleyi fark edip hemen doktora koşarken, bazı kadınlar 4-5 cm büyüklüğe gelene kadar farkına varamayabilir. O nedenle kadınların, hiç bir şikayeti olmasa dahi yıllık meme takiplerini yaptırmalarını öneriyoruz. Çünkü günümüzde, mamografi ve ultrasonografi gibi tetkik yöntemleri artık cm den de küçük tümörleri kolayca yakalar.
Bunun dışında geç dönem meme kanserlerinde gördüğümüz diğer semptomlar, meme başı akıntısı, özellikle kendiliğinden olan ve kanlı akıntılar, meme cildinde çekilme, meme başının içeri girmesi ve çıkmamasını sayabiliriz. Çok ileri dönemlerde meme üstünde yaralar açılıp ağrılar da olabilir. Biz hastaları bu dönemlerde değil, sağlıklı günlerinde görüp, daha ortaya hiç bir şey çıkmadan teşhislerini koymayı arzuluyoruz. O zaman tedavinin başarı şansı % 95 den fazla oluyor.
Tedavi seçeneklerinden bahseder misiniz?
Meme kanserinin tedavi seçenekleri arasında cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve hormonal ilaçlar vardır. Bu tedaviler, hastalığın evresine göre seçilip uygulanır. Örneğin evre 1 ve evre 2 hastalarda önce cerrahi uygulanıp ardından gerekirse radyoterapi ve/veya kemoterapi yapılır. Hastanın tümörünün tipine göre hormon ilaçları da ilave olunur.
Evre 3 tümörlerde, eğer tümör büyük ise önce kemoterapi ile başlanıp, tümör küçültüldükten sonra cerrahi yapılabilir. Evre 4 yani ileri evre tümörlerde artık cerrahi yapma şansı genel olarak kalmamıştır.
Ameliyat olan kadınların düzenli olarak kontrol yaptırması gerekir
Tedavi sonrası hasta nelere dikkat etmelidir? Tedaviden sonra ne kadar sıklıkla kontrol yapılmalıdır?
Ameliyat sonrası hastaların en çok dikkat etmesi gereken şey düzenli takiplerini yaptırmasıdır. Bu takipler ilk yıl 3 ayda bir sonra 6 ayda bir ve daha ileri dönemlerde her kadın gibi yılda bir fasılarla yapılır. Bir kez meme kanserine yakalanmış ve tedavi olmuş bir kadının diğer memesinde de kanser gelişme riski diğer kadınlardan daha yüksektir. O nedenle dikkatli olmak gerekir.
Alkol ve sigaradan uzak durun!
Meme kanserinden korunmak için önerileriniz?
Benim hastalara bu konuda önerim, meme kanserinden korunmak için sigara içmeyin, alkol tüketmeyin, fazla kilolardan kurtulun, spor yapın ve sağlıklı beslenin diyeceğim. Bunun dışında çok gerekmedikçe hormon içeren ilaçlar kullanmayın şeklindedir.
Ayrıca yüksek bir tedavi şansı için, yıllık meme takiplerinin düzenli yaptırılması, ailedeki genetik risklerin bilinmesi ve meme kanseri hakkında bilinçli ve uyanık olmak gerekir.
Doğum kontrol hapları meme kanseri riskini arttırır mı?
Geçmiş yıllarda doğum kontrol haplarının içindeki östrojen oranı yüksekti ancak günümüzde bu çok azaltıldı. O nedenle riski arttırmaz.
Menapoz sonrası yapılan hormon replasman tedavisi nedir? Menapoz sırasında ve sonrasında hormon tedavisi, meme kanserini tetikler mi?
Menopoz sonrası verilen hormon replasman tedavileri içindeki östrojen miktarı yüksektir ve uzun süreli kullanımlarının sakıncalı olduğu anlaşılmıştır.
Geçmiş yıllarda menopoza giren her kadına çok uzun süreler ile kombine hormon tedavileri yapılırdı ancak bugün sadece seçilen hastalara ve önceden meme riskleri değerlendirildikten sonra ayrıca daha kısa süre ile verilmektedir. Bu şekilde kullanılması halinde risk daha kontrollü olmaktadır.
Östrojen replasman tedavisinin meme sağlığı açısından bir yararı yoktur. Belki estetik anlamda memelerin daha genç kalmasını sağlar. Geçmiş yıllarda bu dinç ve yoğun memelerin radyolojik tetkikinin zor olacağı düşünülürdü ama günümüzde dijital mamografiler ve tomosentez sayesinde hastalık çok erken evrelerde kolayca yakalanmaktadır.
Biyografi: Op. Dr. Hamdi Koçer
1962 yılında İstanbul’da doğdu. Ortaokul ve liseyi Kadıköy Maarif Kolejinde okudu. İstanbul Tıp Fakültesini 1986 yılında senesinde bitirdi. İhtisasını da 1986–1991 yılları arasında yine İstanbul Tıp Fakültesinde tamamlayıp Genel Cerrahi Uzmanı oldu.
İhtisas sonrası Haydarpaşa Numune Hastanesi Organ Nakli Merkezinin kuruluş süreci ve yapılan ilk nakil ameliyatlarında çalıştı. Askerlik hizmeti sonrası 1993 senesinde Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesine geçti. Burada olduğu süre içerisinde, Paris Paul Brousse Hastanesinde, Karaciğer ve Safra Yolları Cerrahisi Kliniğinde, ardından da yaklaşık bir yıl Nürnberg Erlangen Frederich Alexander Üniversitesi Genel Cerrahi kliniğinde çalıştı.Sağlık Bakanlığındaki görevinden 1998 senesinde istifa etti ve 2007 yılına kadar İstanbul Cerrahi Hastanesinde çalıştı. 2007-2009 yılları arasında Jinemed Hastanesi’nde hizmet verdi. 2009’dan beri kendi ofisinde hizmet vermektedir.
Tıbbi çalışmalarını Türkiye dışında, Azerbaycan Bakü’de sürdürmektedir. Halen düzenli olarak ayda 2 kere Bakü’de özellikle meme hastalarını görmekte ve ameliyatlarını İstanbul’da yapmaktadır.