Meditasyon, ruhsal gelişimin temel taşıdır, uzun süreli meditasyonlarda kişi yarı trans haline geçmeyi ve zihnini daha yüksek enerjisel potansiyellere çıkarmayı öğrenir. Haliyle bu bilinç konumunda dileklerin ve enerjilerin evrene ulaşması daha kolaydır.
Yüksek meditasyon veya ileri meditasyon teknikleri denen bu tekniklerle, doğru imajinasyonla doğru bilinç halinde kısa sürede olduramayacağınız bir şey yoktur. Lakin bunun için uzun süreli meditasyon çalışmaları yapmış olmanız ve imajinasyonda yeterli düzeye ulaşmanız şarttır çünkü yarı trans halindeki bilinç konumu istediğiniz etkiyi evrende yaratır ve bu süreçte ne kadar canlı ve gerçekçi imajine ederseniz realiteyi o kadar kolay değiştirebilirsiniz.
Malzemeli çalışmalar yapmamızın temel amacı bilinç, bilinçaltı ve evren arasındaki enerji akışını sağlamak ve kendi zihinsel enerjimizi maddelerdeki enerjilerle ya da sembollerin evrende yarattığı tesirle (Benzer benzeri çeker ve yaratır, sembolizmler benzer enerjileri yaratır) desteklemektir. Bu malzemelerin bir adım ötesi sırf zihinsel etkiyle yani derin meditasyon haliyle evrenle iletişime geçmektir. Spiritüel yolda “Dua etmek, Tanrı’ya soru sormak, meditasyon ise cevabı dinlemektir.” denir. İşte meditasyon da cevabı dinler, hatta ötesinde cevabı yaratabiliriz.
Temel meditasyon teknikleri önce zihni boşaltmakla başlar çünkü meditasyonun asıl anlamı ve amacı zihni tamamen dış düşüncelerden arındırmaktır. Bunun için temel imajinasyon teknikleri ve nefes meditasyonları önemli yer kapsar. Eğer bu süreçte yeterli seviyeye geldiyseniz ya da meditasyon da zorlanmıyorsanız bu teknikleri yapmanız yeterli olacaktır, öte yandan zihninizde canlandırmada zorluk yaşıyorsanız, ikinci bir şahsın bu meditasyonları size okuyarak yönlendirmesi çok yardımcı olacaktır.
Ön Aşamalar
Meditasyon ile dilek dileme çalışmalarında da “Oldurmanın püf noktaları ve sırları” isimli yazımdaki kriterlere ihtiyacımız var. Önce o kriterleri tekrar gözden geçirebilir ve asıl çalışmaya başlamadan önce şu adımları takip edebiliriz;
-Meditasyon öncesi ılık bir duş almak hem sizi topraklayacak hem de rahatlatacaktır.
-Eğer zihninizi ve psişik enerjinizi arttırmak istiyorsanız psişik etkiyi arttıracak çay içebilirsiniz. Benim genelde kullandığım ve etkisini gördüğüm bir çay tarifi şöyle, sizde farklı tarifleri araştırarak deneyebilirsiniz;
Meditasyon için Psişik Çay
2 tutam Lavanta
2 tutam yasemin
1 tutam pelin otu
2 tutam tarçın çubuğu
3 tutam yeşil çay
1 tutam kediotu kökü
2 tutam havlıcan kökü
Öncelikle tarçın çubuğunu, kediotu kökünü ve havlıcan kökünü suya koyun ve kaynamaya bırakın. Kaynayınca bu otları koyup 10 dakika demleyin (fazla değil) ve ardından için.
Buradaki tutam uygun miktardır; mesela bir çay kaşığı, bir tatlı kaşığı gibi… Kesinlikle çaya şeker eklemeyin (İlla tatlandıracaksanız bal tercih edin.) Ayrıca kediotu kökünün kokusu inanılmaz derecede kötüdür, eğer bu midenizi bulandıracaksa hiç eklemeyin. Aynı şekilde havlıcanda bu konuda oldukça güçlü bir bitki olmasına rağmen kötü bir tadı vardır. Özellikle yasemin ve kediotu kökü ruhsal enerjiyi arttırıp, vizyon alınımı kolaylaştırır ama yatıştırıcı özellikleri olduğu için uyku getirir. Lakin yeşil çay, uykunuzu açacak ve meditasyona odaklanmanızı sağlayacaktır. Tarçın çubuğu bu tür çaylarda huzur verdiği için (ayrıca aromasını çok seviyorum), meditasyonu kolaylaştırdığını fark ettim. Pelin otu, psişik çayların birçoğunda kullanılır ama fazla katmamaya özen gösterin. Bunlara nazaran lavanta bitkisinin kurusunun taze olmasına özen gösterin. (1 yılı geçmemiş olmalı).
Tavsiyem çayı yaparken bitkilere enerji yüklemeniz (mümkünse mor-mavi imajine edin) veya biliyorsanız Reiki uygulamanızdır.
Ön Meditasyon ve Nefes Egzersizleri
Bu aşamaları uyguladıktan sonra rahat bir şekilde oturun, genelde oturmak yani sırtı dik tutmak meditasyonlarda enerjinin akışını rahatlattığı için tercih edilir. Ama bu size sıkıntı veriyorsa ve uyumayacağınıza eminseniz uzanarak da yapabilirsiniz.
Birkaç kez derin nefes alıp verin ve tüm vücudunuzu gevşetin. Bırakın tüm stres, sıkıntı ve düşünceler vücudunuzdan zihninizden aksın gitsin. Nefes alırken ayak parmağınızdan başlayarak vücudunuzu taramaya başlayın ve kasılı olan bölgeyi tespit ettiğinizde nefes verirken o bölgeyi rahatlatın. Tüm gerginliğinizi bırakıp, gevşeyin
Tavsiyem asıl meditasyona geçmeden önce bir ön meditasyon ile zihninizi rahatlatmanızdır. Ben genelde ön meditasyon olarak yukarıdan gelen beyaz bir ışığı imgeliyorum ve bu ışığı taç çakramdan alıp tek tek tüm çakralardan geçirerek (o sırada arındırdığını imajine ediyorum), aurama yayıyorum. Bu ön meditasyon benim zihnimi yeterli bilinç seviyesine getiriyor ve rahatlamama olanak veriyor. Aynı zamanda Reiki’ye kanallarımı açıyorum ve bu ışığı Reiki’nin ışığı olarak hissedebiliyorum. Reiki bilmiyorsanız bile sadece ışığı imajine edebilirsiniz. Şimdi meditasyonlara geçebilirsiniz.
Reiki (Usui Reiki) Uygulayanlar için
Bu teknik Usui Reiki 3a seviyesinde olanlar için uygundur. Yukarıdaki aşamalar takip edildikten sonra kişi, olmasını istediği şeyi bir sinema perdesinden izliyormuş gibi imajine etmelidir. En son sahnede, yani en mutlu olduğunuz anda sinema durdurulur ve sol üst köşeye dördüncü, sağ üst köşeye üçüncü, sol alt köşeye ikinci ve sağ alt köşeye birinci sembol çizilerek bu dört sembolün içindeki resim ve olay örgüsü üzerine meditasyon yapılır. Yeterli enerji aktığında (tahminen 30-40 dakika) çalışma sonlandırılır.
Reiki direk kişiyi evrensel enerjiye bağladığı için, Reiki’nin üst seviyelerinde kişilerin düşündükleri ve istekleri daha çabuk olmaktadır. Bu çalışma direk Reiki enerjisini isteğe odaklayarak, sembollerin gücüyle isteğin evrene taşınmasına yardımcı olmaktadır.
Yıldız Tetrahedron Yöntemi
Bu yöntem aşağıda verdiğim septagram yöntemine göre nispeten imajinasyonu daha zordur. Burada asıl mantık iç içe geçmiş iki piramitin tam ortasında olduğumuzu imajine etmektir. Buradaki piramitler eşkenar üçgen piramittir. Bu enerjimizin yükselmesini, dengelenmesini ve evrenle bağlantısının güçlenmesini sağlar. Üst piramit üst benliği, üst âlemleri (Gök baba veya güneş), üst bedenleri, alttaki piramit ise alt benliği, alt âlemleri (toprak ana, dünya) ve alt bedenleri temsil eder. Bu nokta üst bedenleri ve alt bedenleri tam orta noktası olan bilincinizde bütünleştirir, bu da daha yüksek bir bilinç şuuruna geçmemize olanak verir. Aynı zamanda evrenle olan bilinçli irtibatımızı destekler.
Çift piramit ile yapılan meditasyon aslında oldukça basittir, lakin bunun daha girift ve yoğun çalışma şekilleri de vardır. Özellikle “Yaşam çiçeğinin unutulmuş sırrı” isimli kitapta Mer-Ka-Ba meditasyonu olarak verilen bu farklı teknikleri de araştırabilirsiniz. Ben burada daha yalın, basit ve piramit odaklı versiyonunu veriyorum. Bunu detaylandırıp, detaylandırmamak size kalmıştır.
Yukarıda ki ilk adımları ve ön meditasyon adımlarını takip edin. Ardından kendinizi iki tane iç içe geçmiş piramidin tam ortasında imajine edin ve yavaşça yükselin, şu an tam evrenin ortasındasınız ve evrenle bir bütünsünüz. Piramitlerin içindeyken kendinizi akışa bırakın ve derin derin nefes alıp vermeye başlayın. Her nefeste biraz daha dengelendiğinizi ve evrenle bir olduğunuzu imgeleyin. Doğru bilince geldiğinizde olmasını istediğiniz şeyleri imgeleyin, özellikle sonucu imgeleyin ve nefes alın. Nefes verirken, nefesle birlikte hızla etrafa yayılan enerji halesi olarak imgenizin dağıldığını ve evrenle bir olduğunu imgeleyin. Ardından tekrar imgeleyin ve imgenizin sonucuna odaklanırken derin bir nefes alın ve yeniden nefesi vererek imgeyi serbest bırakarak, evrene enerji olarak yayıldığını imgeleyin. İkili piramidin içinde bunu tam 8 kere tekrarlayın. (İmgeye odaklanırken nefes al, nefes verirken imgeyi evrene yay.) Sekiz kere tekrarladığınızda dileğinize odaklanmayın sadece piramitlere ve evrene odaklanıp, mükemmel bir güven duygusu hissedin.
Şüpheleriniz yok ve bu sırada bir mühür cümlesiyle çalışmayı bitirin. “İradem ile evren kabul etti.” “Artık oldu” “Gerçeklik yaratıldı” vs.. gibi içinizden geldiği gibi bir cümle olabilir, az öz ve kesin bir cümle olsun. Bu tamamlandığında yavaşça çalışmayı bitirin. Son olarak bu çalışma sırasında iki iç içe geçmiş piramidinizin döndüğünü görebilirsiniz (dönüşlerine odaklanmayın), sorun değil bırakın dönsünler, yönler sizin ihtiyacınıza ve amacınıza cevap verecek şekilde olacaktır. Yönlerini değiştirmeye çalışmayın.riniz yok ve bu sırada bir mühür cümlesiyle çalışmayı bitirin. “İradem ile evren kabul etti.” “Artık oldu” “Gerçeklik yaratıldı” vs.. gibi içinizden geldiği gibi bir cümle olabilir, az öz ve kesin bir cümle olsun.
Kristal Mağara
Bu meditasyon da küçük bir kuvars kristale ihtiyacınız var. Yukarıdaki adımları (rahatlama, ön meditasyon vs.) takip edin. Ardından kristali elinize alın ve zihinsel olarak kristalle irtibata geçin. Bütünün hayrına niyetini ederek, yavaşça zihninizin kristalin içine çekildiğini imgeleyin ve zihinsel olarak kristalin içine merkezine ulaşın. Kristalin derinliğine ulaştığınızda kendinizi milyonlarca kristalin bulunduğu bir mağarada bulacaksınız. Elinizdeki kristal ile evrenin kutsal odasına eriştiğinizi hissedin.
Şimdi odanın tam ortasına kristallerin enerjisinin aktığı bir göl imgeleyin. Yavaşça o göle yaklaşıp pırıltılı ışık şeklinde parlayan göle girin ve tüm auranıza, vücudunuza doğru enerjinin aktığını ve kristalin enerjisini sizi güçlendirdiğini hissedin. Şimdi bu gölde yıkanırken, isteğinizi imgeleyin ve aynı şekilde detaylı bir şekilde sonuca odaklanın. Siz bunu imgelerken imgenizin göle aktığını hayal edin. İmgeniz göle aktıkça, odadaki tüm kristallerin ışık yayarak parladığını ve etrafa daha da fazla ışık saçtığını imgeleyin. En nihayetinde tüm odanın saf kristal ışığıyla (bunu sıvı şeklinde parlak bir elmas gibi imgeleyebilirsiniz) dolduğunu görün. Hatta o derece ışık olsun ki, kendi bedeninizi bile göremeyin. Bu noktada dileğinize odaklanmayın çünkü artık o sizin zihninizde değil, gölde… Bu kristallerin ışığıyla, göldeki imgenizin tüm odaya yayıldığını hissedin.
Şimdi yavaşça ışıklı enerji yukarı doğru, mağaranın tepesinden evrene doğru yükselsin. Bu sırada kristallerin bu mağaradan evrene doğru enerjiyi aktardığını imgeleyin. Artık kuvarsla ışık şeklinde akan enerjiyi yaymayı bıraksınlar ve odadaki tüm enerjiyi evrene boşaltsınlar. En nihayetinde oda eskisi gibi arınık ve sade kalsın. Teşekkür ederek odadan dolayısıyla elinizde tuttuğunuz kristalden çıktığınızı imgeleyin.
Dileğiniz olduğunda kristali arındırıp başka bir dilek için kullanabilir veya onu bir ağacın altına gömebilirsiniz.
Septagram, Dilek Odası ve Meditasyon
Septagram yani yedi köşeli yıldız, zihinsel isteklerin evrene yollanmasında kullanılan çok eski bir semboldür. Bu sembol üzerine meditasyon yaparken, zihnimiz septagramın aracılığıyla evrene yayılır ve isteklerimizin olması hızlanır. Bu noktada en çok tercih edilen, mavi renkli imajine etmektedir. Ayrıca 7 köşesinin 7 gezegene tekabül etmesinden dolayı gezegensel çalışmaları destekleyici olarak da kullanılabilir.
Burası ışık odası, dileklerin gerçekleştiği mekân, kutsal bir mabet, bunu hissedin ve böyle olduğuna inanın. (Hatta isterseniz kapının üzerinde altın renkli “Dilek Odası” yazan bir tabela bile imgeleyebilirsiniz, bu size kalmıştır) Yavaşça beyaz kapının, altın kulplu kolunu tutarak kapıyı açın ve saf nur dolu beyaz odaya girin. Odanın tam ortasında yine beyaz bir masa olduğunu imgeleyin. Masanın etrafında 11 tane çember şeklinde dizilmiş doğal kristal olduğunu imgeleyin. Bu kristallerin hepsinin rengini görün, kuvars şeklinde olabilir veya çeşitli renklerde olabilir, beyaz, mavi, kırmızı gibi… Elinizde tuttuğunuz dilek sembolünü masanın tam ortasına koyun. Siz zihinsel olarak oluşturduğunuz dilek nesnenizi masaya koyduğunuzda, kristallerin parlamaya başladığını ve bir enerji çemberi oluşturduğunu imgeleyin. Bu yayılan beyaz-ışık gibi olan enerjinin sembolünüzü de kapsadığını görün. Bu noktada dileklerinizin gerçekleşmesi için evrenin ilahi rehberlerinden, üstatlarda, meleklerden veya inandığınız ve size yardım edeceğini düşündüğünüz ruhlardan yardım isteyin. Bunu dilerken Yaratıcı’ya içinizden geldiği gibi dileğinizin olması için dua edin. Bu sırada beyaz ışıklı nurlu varlıkların gelip nesnenize ışık yüklediğini görebilirsiniz veya farklı vizyonlar alabilirsiniz, onlara odaklanmayın. Sadece sonuca ve çalışmaya odaklanın. Yavaşça dileğinizin de beyaz enerjiye dönüştüğünü ve kristallerinde desteğiyle odanın tepesinden yukarı doğru evrene karıştığını imgeleyin.
Enerjinin tam olarak evrenle bir olduğunu imgelediğinizde önce Yaratıcı’ya teşekkür edip şüranlarınızı belirtin ve sonra yardım için çağırdığınız ulvi varlıklara teşekkür edin. Ardından ışıklı odadan çıkıp, gerisin geriye meditasyon yaptığınız odaya geri döndüğünüzü imgeleyin.
Şimdi yavaşça meditasyonu bitirin ve yüzünüzü yıkayın. Bunu dileğiniz olana kadar birkaç gece hatta isterseniz birkaç hafta devam ettirin. Dileğiniz olduğunda da bir adak adayın, mesela fakir bir aileye yardım, çocuklara çikolata alma, doğaya bir fidan ekme gibi veya içinize doğan başka bir şey de olabilir.
Önemli Uyarı!
Bu tür meditasyonlarda enerji üst çakralara (bilhassa taç, alın ve boğaz çakralarına) çok fazla odaklanır, haliyle bu da alt çakralardaki enerji akışını yavaşlatabilir. Eğer bu tür bir meditasyon sizde baş dönmesi, alında baskı veya midede hafif bulanma yapıyorsa, daha bu yüksek çalışmalara hazır olmadığınız anlamına gelir. Enerjinizi biraz daha yükseltmeli ve ilerleyen zamanlarda bu teknikleri denemelisiniz.
İkinci olarak bu meditasyonun hemen ardından topraklanma ve meditasyon yapmak zorunludur. Yukarıda da bahsettiğim gibi, üst çakralara enerji odaklandığı için alt çakralar arasındaki dengeyi sağlamalı ve fazla enerjiyi dengelemeliyiz. Bu meditasyon aracılığıyla enerji dengelenir, topraklanır, alt ve üst çakralar arası uyum sağlanır ve kişi olması gereken mükemmel dengeye gelerek sağlıklı bir ruhsal konuma ulaşır. Eğer bunu yapmazsanız meditasyondan beş on dakika sonra hafif mide bulantısı, ağır uyku, dünyevi konuları önemsememe ve çeşitli batmalar (özellikle ayak tabanında veya sırt bölgesinde) hissedilebilir. Her ne kadar bu çalışmayı “Sağlıklı bir ruhsal yaşam için pratik spiritüel çözümler” isimli yazımda bahsetsem de burada yineleme gereği duyuyorum. Topraklanma meditasyonu şu şekildedir;
Çalışmalardan Sonra Zorunlu Topraklanma ve Meditasyon
Öncelikle rahatça ve dik oturun. Ayaklarınız yere sağlam bassın. Derin derin nefes alın ve verin. Bu sırada nefes alırken ışıktan köklerin ayaklarınızın tabanından yerin altına, magmaya kadar uzandığını imgeleyin. Ayaklarınızın tabanı dışında, kök çakradan ve kuyruk sokumu bölgesinden de köklerin çıktığını imgelemeye başlayın. Böylelikle ayak tabanlarınızdan, kök çakradan ve kuyruk sokumundan ışıktan köklerle dünyaya bağlandınız. O bağı hissedin. Önce derin nefes alın ve nefes verdiğinizde vücudunuzdaki gri-siyah benekler ya da dumansı şekilde olan tüm negatif enerjiyi magmaya kadar gönderin. Bunu bir müddet yapıp topraklandıktan sonra şimdi dünyadan enerji çekin. Bunun için önce dilinizi damağınıza götürün (ama kendinizi kasmayın rahat bırakın) soluk alırken ayak tabanlarınızdan mavi bir enerjiyi yavaşça çekmeye başlayın. Her nefes alışınızda mavi enerji vücudunuza, hücrelerinize doğru aksın. Bu noktada sürekli meditasyon yaptığınızda yer enerjisini hissetmeye başlayacaksınız. Bu enerji dişil bir enerjidir bu yüzden soğuk-serin ve ferah bir enerji olarak hissedilir (Hatta kışın sizi üşütebilir). Taç çakranıza kadar bu enerjiyi çektikten sonra vücudunuzdan auranıza yayın ve yavaşça çalışmayı bitirin.
Dua, Meditasyon ve Dilek
Bu yazı ile “Oldurmanın Püf Noktaları ve sırları” isimli yazımla başlayan, Dile benden Ne dilersen yazı serisini sonlandırıyorum. Bu yazı serisini yayınlamamın temel amacı, dilek dilemenin arkasındaki prensipleri, aşamaları ve geçmişten günümüze nasıl uygulana geldiğini göstermektir. Bütün bu işlemler arkasında çok ciddi evrensel düzeyde bir ilahi sistem söz konusudur. Eğer bu sistemin bir parçası olmak istiyorsak, önce sistemin nasıl işlediğini bilmeliyiz. Bunu bilmek dua etmek, meditasyon yapmak ve istekleri yaratmak-dilek dilemek konusunda ustalaşmamızı ve hayatımızı fark ederek aktif bir şekilde yaşamamıza olanak vermektedir.
Ben sadece bu teknikler arasında bir kısmını verebildim çünkü inanılmaz derecede fazla teknik mevcut. Sizler bu temel bilgiler üzerinden istediğiniz gibi kendi ritüellerinizi, çalışmalarınızı ve yöntemlerinizi yaratabilir ya da yolunuza göre uyarlayabilirsiniz. Asıl önemli olan ise, içteki dilek dileme umudunu kaybetmemek ve hayal etmenin gücünü unutmamaktır.
Unutmayın, yaş kaç olursa olsun hayal edebilmek çok önemlidir hayatta. İnsan hayalleri doğrultusunda var olabiliyor çünkü… Hayaller götürüyor başarıya. Hep şu basit kuralı unutuyoruz; Hayal ettiğimiz her şey gerçek olabilme ihtimaline sahiptir. Lakin gerçekleşmeyeceğine o kadar inanıyoruz ki, hali hazırda gerçekleşmiş olanı hayatımıza kabul etmiyoruz. Hele bir kabul etmeyi öğrensek… İşte o zaman, gökyüzüne bakıp dilediğimiz her şey gerçek olacak, hem de bir yıldızın kaymasına gerek olmadan…