Gündelik hayatta pek görülüp rastlanmasa da, internet dünyasında bir aydınlanma furyası almış başını gidiyor. Durum öyle bir halde ki, sanki insanlar uzun yıllardır aydınlanma ihtiyacının büyük azabını çekiyor ve aydınlanabilmek için her türlü fırsatı sıkıca kolluyor. İş tabii ki, göründüğü gibi değil.
Sadece alıcı almak istemediğinde ve talep edilmediğinde verilmeye çalışılanın, sevgi olmadığını dile getiriyoruz. Çünkü istenmediğinde ve talep edilmediğinde sevgi vermek faydalı değildir. Bu durumda yapılan eylem, verme eylemi değil, alma eylemidir. Başka bir insanın ihtiyaçlarına karar vererek, özgür iradeyi ihlal etme girişimidir. Bu girişim, kişiye iyi duygular yaşattığı için yapılır. Kendisine fayda sağlar ve kişinin kendisini memnun etmesidir. Ayrıca diğer kişi ya da kişileri değiştirmeye yönelik bir arzudur. Bu arzunun temelinde kontrol etme isteği yatar ve kontrol etmeye çalışmak, sevmek değildir.
Her insan bir yol tutar ve yolunu deneyimler. Hangi sebeple olursa olsun, kişiyi yolundan alıkoymak ya da yönlendirmek ya da deneyimlerini değiştirmeye yöneltmek, temelde o kişiyi yargılamak ve yolunu yanlış olarak ona tanımlamaktır. Kişi, yolunu deneyimlemek istediğini deneyimleyebilmek için seçmiştir.
[quote]
Seçimler özgürdür. Özgür iradeye saygı da esastır. Özgürce iradesini kullanması engelleniyorsa o kişi deneyimleyemez. Bilmek istediğini bilemez.
[/quote]
Sevgi adına yapılan neler neler gördü insanlık ve sevgi adına yapılan nice tanımlamalar ve yanlış yorumlamalar… İşin doğrusu, hala net bir tanımı bile yok. Her şeye göre değişebiliyor, ama değişmediği açık bir nokta mevcut. Her halükarda kendini iyi hissettiriyor ve faydaya hizmet ediyor. Bilinmeden yaşanılan en bilinen şey gibi bir şey sevgi. Çok farklı anlayışları ve çok farklı yorumlanışları ve tanımlamaları olsa da, her şeyi ona yükleyerek ve onu da böylece yücelterek ve aslının ne olduğunun peşine de gitmeyerek, devam ediyoruz yaşamımıza.
Sevginin aydınlanmaya vardıracağı düşüncesi… Düşünülmeden kabul edilmiş bir aksiyondan ibarettir. Ne idüğü belli olsa bile aydınlanmaya erdireceğinin delili ortada yok. Üstelik tamamen de duygusal. Bilgisel bir çıkış ya da bilgisel bir arayış pek göze çarpmıyor. Seviyoruz ve aydınlanıveriyoruz. Çok basit. O kadar basit ki yüz binlerce severek aydınlanmış insan içerisinde aydınlanmış insan yok. Niçin? Çünkü aydınlanmanın yolu bilgiden geçer. Bilgidir ışık olan ve bilgidir etrafı aydınlatan…
Gerek bilgi ile gerekse sevgi ile olsun, fark etmez. Amaç aydınlanmaksa eğer bu bir egodur. Aydınlanıp, yükselmek ve yücelmek istemek. Farklı olmak istemek ve üstün olmak istemektir. Bunun için talibi çoktur. Mevcut ego yerli yerinde dururken beraberinde yeni şeyler olacak beklentisi. Beklentili aydınlanma. Niçin aydınlanmaya ihtiyaç duyuyorsun sorusuna yanıt verilmesi gerekiyor. İhtiyaç duyulan aydınlanma olsaydı ilk olarak egolarla savaşılırdı. İsteklerinden kurtulanın ihtiyaçlarına Allah kefildir. İstekler ve kaynağı olan benlik yerinde durduğu müddetçe kişi, aynı kişidir. Değişim, bırakarak gitmektir. Bırakmadan ve daima alarak sadece benlik gelişir ve yalanlarla kurulmuş aydınlanma düzenleri kendini devam ettirir…