Haydi! Geç bile kalındı! Artık boğazınızdaki tüm düğümlerinizi çözün! Minicik bedenlere edilen zülme karşı, tüm düğümlere isyan etmenin zamanıdır! Bizler büyük olamadığımız sürece tüm çocuklar daima zararda olacaktır.
En büyük beden zulümlerin giydirildiği, minicik bedenlerin günahını taşıyabilecek mi insanoğlu?
Boğazımızdaki kalın düğümler sanki düğümlerin sultanı gibiler. Uykularımıza bile sıkı sıkı bağlanıp, onların firarı için boğazımızdan kalın halatlı köprüler salıveriyorlar. Lal kalabilmemiz için usta bir tüccar gibi, önce ellerimizi sonra dişlerimizi sıkı sıkı bağlıyorlar.
Daralıyor tüm geçitler!
Suyun, sızacak yer bile bulamadığı fidanlar kavrulmaya inat boy verebilir mi güneşe doğru? Bir masumun kanatları hiç bir zaman zarar görmeden gökyüzünde dolanabilecek mi?
Haydi ! Geç bile kalındı artık boğazınızdaki tüm düğümleri çözün!
Minicik bedenlere edilen zülme karşı, tüm düğümlere isyan etmenin zamanıdır! Bizler büyük olamadığımız sürece tüm çocuklar daima zararda olacak, çocuğun çığlığı duyulacaktır.
Editörün Notu: Haberler kötü diyerek haber izlemez duruma geldik. Gazetelerin 3’üncü sayfa haberlerine bakmadan magazin köşelerine geçiyoruz. Evet, burada mutlu şeylerden bahsetmiyoruz.
Çocuğun çığlığı duyulsun artık!
Hayatta her şey güllük gülistanlık değil. Çocuklar acı çekiyor. Biz de bu drama dikkat çekmek istiyoruz. Burada olayın ne kadar vahim olduğunun görülmesini istiyoruz. İndigo Dergisi yazarı Serpil Çavuşoğlu’nun kaleme aldığı metin, Seda Demirtaş’ın seslendirmesiyle herkesi istismara uğramış çocuklara sahip çıkmaya davet ediyor. Gelin bu görmezden gelmeye ortak olmayalım, onların sesi olalım. Çocukları istismardan koruyalım.