Hem yönetmenlik koltuğunda Shyamalan ismini görünce, hem de bir bilim-kurgu meraklısı olarak, 28 Haziran’da vizyona giren After Earth, yani bizdeki adıyla Dünya: Yeni Bir Başlangıç filmini izlemek kaçınılmaz oldu.
Ayrıca Will Smith’in oğlu Jaden Smith ile birlikte kamera karşısına geçmesi de, ilgi çeken bir başka noktaydı. Will Smith’in “I Am Legend” (Ben Efsaneyim) filmindeki takdire şayan performansı da, önemli bir referans noktasıydı.
İnsanoğlu, Dünya’yı terk etmek zorunda kalmış ve kendisine Nova Prime gezegeninde yeni bir yaşam kurmuştur. Burada Baş Komutan olan Will Smith’in canlandırdığı General Cypher Raige, kızını URSA adlı canavarın saldırısında kaybetmiş ve oğlu Kitai’yle de sıcak bir baba – oğul ilişkisi kuramamıştır. Oğluyla arasını düzeltmek için bir eğitim seyahatine çıkarken onu da yanına alır, fakat yolculuk istedikleri gibi gitmez. Yola çıktıkları gemi, ağır hasar alır ve birinci sınıf karantina gezegeni ilan edilmiş olan Dünya’ya acil iniş yapmak zorunda kalır. Kurtulanlarsa sadece Generel Raige ile oğlu Kitai olmuştur. Tabii bir de, eğitim amaçlı olarak götürüldüğü gemide tutulan bir URSA… Generalin iki bacağı da kırıldığı için onlarca kilometre uzağa düşen gemi kuyruğundaki yardım sinyali gönderme cihazını bulma görevi de, yaratıklaşan hayvanlar ve türlü tehlikeler dolu Dünya’daki Kitai’ye kalmıştır.
6. His gibi bir başyapıta imza atmış olan Yönetmen Night Shyamalan ismini gördüğüm her filmden beklentim büyük oldu. Ancak Köy, İşaretler ve Son Hava Bükücü filmlerindeyse çizgisi aşağıya doğru düşen yapımları karşımıza çıktı. Böylece farklı ve yaratıcı bir yönetmen gözüyle baktığım Shyamalan’a karşı bir şüphe ortaya çıkmaya başlamıştı. İşte tam da bu noktada After Earth, çok önemli bir sınav niteliği taşıyordu.
Dünya cennetti. Ta ki insanlar onu yok edene kadar…
Terk edilerek, geride bırakılan Dünya’nın ne hale geldiği ve zorunlu bir iniş sonrası orada kahramanlarımızın başına neler gelebileceği gibi gizemli ve heyecanlı bir atmosfer doğuyor. Ancak yaratılan bu atmosfer, izleyiciye yeteri kadar iyi bir şekilde aktarılamıyor. Yani bir garip yaratığa dönmüş olan maymunlardan kaçış, çakallarla mücadele ve vahşi bir doğaya dönüşmüş olan Dünya’daki Kitai’nin bireysel mücadelesi dışında pek birşey göremiyoruz filmde. Oğluna otoriter davranan komutan bir baba, kendisini babasına kanıtlamaya çalışan bir çocuk ve vahşi doğaya dönüşmüş bir Dünya dışında.
Filmin felsefesi de oldukça zayıf kalmış ve diyalogları da çok yapay. “Dünya cennetti. Ta ki insanlar onu yok edene kadar…” söylemi de altı boş kalan ve inandırıcı olmayan bir replikten öteye gidememiş.General Raige’in oğluna söylediği şu söz dışında insanın aklına ve kalbine kazınan bir söz yok.
[quote]“Tehlike gerçektir. Korku ise bir seçimdir.”[/quote]
Film, Night Shyamalan ve Will Smith’in imzalarına rağmen on üzerinden ancak beş puanlık bir notu hak ediyor. Son zamanlarda benzer türdeki Oblivion ve Superman – Man Of Steel gibi filmlerden sonra maalesef After Earth de bir hayal kırıklığı yaratıyor, iyi bir bilim-kurgu filme kavuşmayı iple çektiriyor…