Barbarella kıymet bilmiyor gibi gözükse de her şeyin, her hücresinin kıymetini bildi. Sevgi hormonu olan ‘Oksitosin’i bolca salgılamış, sevginin titreşimler halinde yayıldığını; bunun tüm hayatını ve hatta ölümden sonrasını bile etkileyeceğini bildiğinden, sevdiği her şeyi hem bu dünyada hem de ötesinde yanına aldı.
Bir gün Güller Savaş’ında gülleri savaşa alet eden bir zihniyetin günlüğünden mabedini yok saymak için çıkageldiler.
[quote]Yüreğin senin mabedindir. Zaaflarını ortaya saçtığın yerlerde mabedin yok sayılabilir.[/quote]
Yok sayılan tanelerin tamamen yok olduğu varsayıldığında veya başka bir şeye dönüşmeye başladığı anlarda varlığını nasıl olsa göstermeye başlayacağı, hiçbir şeyin varlıktan yokluğa ışınlanmayacağı; sevginin bir duygu değil de bir vibrasyon oluşu kadar mentollüdür. Barbarella bir gün yüreğinin mentolünü koklatmak için sandıkta biriktirdiği aşkına koşar. Her biriktirilen bazı bazı sahibine hapı yutturur.
Her başlangıç, atılan o ilk adımlar ince bir ruhla işlenmek, ritüele dönüşmek ister. Anlar ne demek istediğimi sanatçı ruhun mühendisleri. Barbarella üç maymuna hapsederken kendini, senin okyanustan öte sevgin saçları ince telli bir Rapunzel’in saçından aşağılara sarkıp kaybolabilir dar sokaklı bir adamın seninkiyle hizasız çatılı kalbinden. Dar Sokaklı Adam Barbarella’dan çok daha duyarlı olsa da, her daim kaçışta ve kendinden bile sakladığı eksiklikte ve kendine güvensizliktedir.
Barbarella ve Dar Sokaklı Adam aşk sandığından iki farklı tazelikte mendil çıkarıp sevgililerine koklatır. Barbarella, ilişkisinde korkak değildir; sahiplenir sarıp sarmalayarak bir dediğini iki etmezliktedir. Dar Sokaklı Adam ne kadar çok severse sevdiceğini, o kadar acıtır. Dışarıya ise her daim mis muhabbettedir. Dar Sokaklı Adam ile sessizliğe boyanan bir aşk, ateş böceğinin nağmeleriyle Cyrano de Bergerac’laşır. Barbarella dağları denizleri aşıp seksen ay sonra seferden vazgeçmeyen bir akıllı, Dar Sokaklı Adam ise kaderde var ise ayağına geleceğini düşünen tatlı bir delidir. Barbarella aradığı yeri bulamaz ise bulunduğu yerde bir şehir kurar ise, Dar Sokaklı Adam belirsizlikten korkup gerisin geriye geriler ya da sayar olduğu herhangi bir yerde.
Dar Sokaklı Adam kaderinin kendine özgü bir oylumu içinde saklandığını sanırken “oylum oylum selvi boylum”a doğru yol aldığını bilemez. Barbarella ise bir erkek ve bir kız çocuğu ile karısını mutluluk teknesi ile gezdirmektedir. Orası senin, burası benim…
[quote]Mutluysan ve seviyorsan her yer senindir.[/quote]
Eeee ne duruyorsun o zaman? Dar Sokaklı Adam teknesini saksı olarak kullanadursun, algının kağıttan bir tekne ile gezintiye çıkarak kendini kaybetmesi insanın tüm hayatına mal olacaktır.
Gözleri fal taşı gibi açık doğan Dar Sokaklı Adam yaşadıkça, zamanla içindeki ışığı kaybetmiş olacak ki, hala onu her gördüğümde gözleri ve sözleri hayalet muamelesi görmektedir. Barbarella kıymet bilmiyor gibi gözükse de, her şeyin her hücresinin kıymetini bildi. Sevgi hormonu olan “Oksitosin”i bolca salgılamış, sevginin titreşimler halinde yayıldığını; bunun tüm hayatını ve hatta ölümden sonrasını bile etkileyeceğini bildiğinden, sevdiği her şeyi hem bu dünyada hem de ötesinde yanına aldı.
“Hiçbir şey göründüğü gibi değildir”i gözüme sokup ön yargımı araba sileceği ile sağa sola savuran Barbarella’ya alkışşş…
