Büyük bir servetle ve zamanın ötesinde bir çalışmayla yeraltında bir şehir inşa edilir. Güney Amerika’ya giden 98 bilim adamı, Venezuela’nın güneyindeki ormanlarda, sönmüş bir volkanik kraterin altında inşa etmişlerdir bu şehri.
Çok büyük paralarla finanse edilen bu yeraltı şehrinde, Marconi’nin güneş enerjisi, kozmik enerji ve anti-gravite projeleri üzerinde çalışmalar yapıldı. Dünya milletlerinden ayrı ve gizlice çalışarak, serbest enerji motorları ve jiroskopik anti-graviteye sahip disk şeklinde bir uçak geliştiren bu topluluk kendini insanlığın iyiliğine ve barışa adamıştı. Onlar tüm insanlığın, enerji şirketleri, çok uluslu bankalar ve askeri-endüstriyel kompleksin kontrolü altında olduğunu biliyorlar ve bu yüzden kendilerini geri kalan bütün insanlardan soyutluyorlardı.
Marconi, Tesla’yla aynı esrarengiz kişiliğe sahipti. Yatı “Electra” da anti-gravite (Yerçekimine karşı koyma) deneyleri yapıyordu. Marconi’nin yatı adeta yüzer bir laboratuar gibiydi ve yatından uzaya sinyaller gönderdiği de bilinmektedir.
Marconi, 1936 Haziran’ında İtalyan faşist diktatörü Benito Mussolini’ye savunma amacı ile kullanılabilecek bir “Dalga Silahı”nın nasıl çalıştığını göstermişti. 1930’larda bu cihazlara “Ölüm Işını” denilmekteydi. Marconi’nin takipçilerine göre, 1937 yılında yatını Güney Amerika’ya götüren Marconi, herkese öldüğü haberini yaymıştı.
Nikola Tesla’nın ölüm ışınının görüntüsü
Uçandaireler imal eden yeraltındaki Güney Amerika şehirleri, birçok kişiye belki fantezi ürünü olarak gelebilir ama gerçek olduğu da düşünülebilir.
Bazı yazarların iddiasına göre, Nikola Tesla da 1930’larda bir uçan daireye binerek Marconi’nin yer altındaki gizli şehrine gitmişti.
Tesla ve Marconi gibi iki dehanın birlikte neler başarmış olabileceğini kim tahmin edebilir? Onlar anit-gravitasyonel teknolojide Almanlardan 10 yıl, Amerikalılardan 20 yıl ilerdelerdi.
Acaba onlar 1940’ların başında disk şeklindeki uzay gemileri “Zaman Makinası” olarak kullanmış ve geleceğe gitmiş olabilirler mi? Belki de geçmişimize dönmüşlerdir…
Zaman yolculuğu deneyleri, “Teleportasyon” (Bir yerden başka bir yere ışınlama) gibi fantastik olayların Tesla, Marconi ve onların yasaklanmış ve gizlenen buluşları ile ilgisi olabilir mi?
Tesla Teknolojisine göre Genovese, yeraltındaki şehrin çok geniş mali kaynaklara dayanarak inşa edildiğini söylemekte ve dünyadaki bütün araştırma tesislerinden daha üstün olduğunu iddia etmekteydi. 1946 yılında şehir güçlü bir kozmik enerji kolektörü kullanmaktaydı.
Genovese’nin diğer bir iddası da ürettikleri “uçan daire” ile Ay’a ve Mars’a yolculuk yaptıkları şeklindedir. Ona göre, bu araçla Ay’a yolculuk birkaç saat, Mars’a ise birkaç gün sürüyordu. Genovese Mars’ın üzerinde görülen piramitlerden hiç bahsetmemişti. Büyük bir ihtimalle onların “Cydonia” bölgesinde kumlarla kaplı piramitlerin altında bir Mars üssü kurmuş olabileceği düşünülüyor.
İlginçtir ki, Marconi’nin gizli şehrinde üretilen disk şeklindeki araçlar, 1944 yılında Prag yakınlarındaki BMW tesislerinde imal edilen Alman Schriever-Habermohl uçan diskine çok benziyordu.
Güney Amerika’daki gizli şehir
Güney Amerika’da –özellikle And dağlarının doğusunda dağların yamaçlarındaki ormanlarda, Bolivya, Venezuela gibi pek çok yerde sık sık UFO’lar görüldüğü rapor edilmektedir. Bu görünen UFO’ların “Ciudad Subterranean de los Andes”den gelen araçlar olması mümkün olabilir mi?
Marconi ile birlikte birçok bilim adamının daha Güney Amerika’ya gittiği söylenmektedir. 1937’de esrarengiz İtalyan fizikçisi ve simyacısı Fucanelli, Avrupa fizikçilerini atomik silahların tehlikelerine karşı uyarıyor ve birkaç yıl sonra tamamen ortadan kayboluyordu. Güney Amerika’da Marconi’nin gizli grubuna katıldığı söylenmekteydi.
Bazı kaynakların açıklamalarına göre, “Hitler’in Son Taburundan” Alman askerleri denizaltı ile II. Dünya Savaşı’nın son günlerinde Antarktika ve Güney Amerika’ya kaçmışlardı. Almanların Güney Amerika’nın uzak cangıllarında yüksek teknolojiye sahip süper şehirler kurmuş olması da düşünülebilir.
Belki de Bazı UFO araştırmacıları ve “eski istihbarat ajanları” bize “uzaylıları” anlatırken, Tesla, Marconi ve arkadaşları Mars’taki uzay üssünde bizi izliyor ve bekliyor olabilirler mi?
Amerikalı Albay Howard Büchner gibi (“Secrets Of The Holy Lance” ve “Hitler’s Ashes” gibi kitapların yazarıdır.) birçok askeri tarihçi, Almanların savaş sırasında Güney Afrika’nın karşısındaki “Queen Maud Land”da üsler kurduğuna inanmaktadır.
Alman gazeteci Karl Brugger’in “Akakor Kronikleri” adlı kitabında belirttiğine göre, bir Alman taburu Brezilya ve Peru sınırındaki bir yer altı şehrine sığınmıştı. (Buraya bakınız:Amazonlardan Jonanstal’a Yeraltındaki Almanya).
Meksikalı gazeteci Mario Rojas Avendaro, “Ciudad Subterranean de los Andes” (Andların Yer altı Şehri) adlı kitabında, Marconi ve gizli şehrinin gerçek olduğunu iddia etmektedir. Avendaro, Marconi’nin öğrencisi olan Nacisso Genovese’nin, bu yer altı şehrinde yıllarca yaşadığından söz etmektedir.
Biyografi: Nikola Tesla
- Adı: Nikola Tesla
- Doğum: 10 Temmuz 1867 – Smiljan, Avusturya İmparatorluğu (Hırvat Askeri Sınırı)
- Ölüm: 7 Ocak 1943 (75 yaşında) New York / ABD
- Uyruk: Sırp
- Din: Sırp Ortodoksu
- Dalı: Fizik
Çalıştığı yerler:
- Edison Machine Works
- Tesla Electric Light & Manufacturing
- Westinghouse Electric & Manufacturing Co.
Etkilendikleri: Ernst Mach
Etkiledikleri: Gano Dunn
Aldığı ödüller:
- Edison Madalyası (1916)
- Elliott Cresson Altın Madalyası (1893)
- John Scott Madalyası (1934)
Nikola Tesla’nın meşhur buluşları:
Florasan lambayı, neon ışıklarını, hız ölçeri, otomobillerdeki ateşleme sistemini, radarın temellerini, elektron mikroskobunu ve mikrodalga fırını da Nikola Tesla’nın icat ettiğini bilen sayısı sınırlıdır. Nikola Tesla’ya göre bu doğru akım uygulanan doğru sistem değildir. Hem jeneratör (üreteç) hem de motordaki komütatörü ortadan kaldırmak ve alternatif akımı tüm sistemde kullanmak daha akla uygun gelmekteydi. Fakat hiç kimse alternatif akımda çalışabilen bir motoru oluşturmamıştı ve Nikola Tesla bu sorunu çok düşündü.
1882 Şubatında, Budapeşte’nin bir parkında Szigetti adında bir sınıf arkadaşı tüm elektrik endüstrisinde devrim yapacak olan “dönen manyetik alan”ı bulmuştu. Dönen elemana bağlantı gereği olmayacaktı. Komütatör yoktu artık. Daha sonradan tüm alternatif akım elektrik sistemlerini tasarladı. Alternatörler, elektrik enerjisinin ekonomik iletimi ve dağıtımı için gerilim yükseltici ve alçaltıcı transformatörler ve mekanik güç sağlamak için alternatif akım motorları.
Dünyanın her tarafında harcanıp giden su gücünün bolluğundan esinlenip, gerekli olan yerlere enerji dağıtabilen hidroelektrik santralleriyle bu büyük gücün elde edilmesini tasarladı. Budapeşte’de “Bir gün Niagara Çağlayanını elektrik elde etmek için kullanacağım” diyerek dinleyenleri şaşırttı.