Hopi kızılderilileri hayvanların ve ağaçların yok olmaya başladığı, insanların nefreti sevgi yerine seçtikleri bir dönemden bahsederler. Bu dönemde hayvanları ve doğayı seven “Gökkuşağı savaşçıları” isimli bir neslin yükselişini kurtuluş olarak görürler. Siz de barışı istiyor ve doğayı seviyorsanız, sizde gökkuşağı savaşçısısınız demektir.
Hopi kızılderililerin kehanetine göre:
“Gelecekte hayvanlar kaybolmaya başlayacak. İnsanlar artık kurt, ayı ya da kartal göremeyecek ve dev ağaçlar da ortadan yok olacak. İnsanlar birbirieyle savaşacak ve diğerlerini sevmeyecekler. Gökyüzündeki güzel Gökkuşağı solmaya başlayacak ve insanlar artık daha fazla Gökkuşağı’nı göremeyecek.”
İşte bu süreçte yeni çocuklar gelecek…
“Ve bu çocuklar hayvanları sevecek ve hayvanları geri getirecekler. Onlar ağaçları sevecekler ve dev ağaçları geri getirecekler. Ve bu çocuklar insanları sevecekler ve birbirlerini sevmeleri, birlikte huzurla yaşamaları için yardım edecekler. Bu çocuklar gökkuşağını sevecek ve gökyüzünde güzel gökkuşağını geri getirecekler. İşte bu sebeple onlara gökkuşağı savaşçıları denecek.”
Kehanetin devamı şöyle diyor:
“Yerküre ölmeye başladığında, bütün renklerden ve bütün inançlardan yeni bir kabile yükselecek. Bu kabile Gökkuşağı savaşcıları olarak anılacak ve değişimi boş laflarla değil inançlı eylemlerle gerçekleştirecekler.”
Şimdi size soruyorum; Hayvanları seviyor musunuz yoksa nefret mi ediyorsunuz?Ağaçları seviyor musunuz yoksa onlardan nefret mi ediyorsunuz? İnsanları seviyor musunuz, onlardan nefret mi ediyorsunuz? Gökkuşağı’nı seviyor musunuz yoksa ondan nefret mi ediyorsunuz?
Eğer ağaçları, hayvanları, insanları ve muazzam Gökkuşağı’nı seviyorsanız ve onların geri gelmesi için elinizden geleni yapıyorsanız siz de bir Gökkuşağı savaşçısısınız demektir.
Öyleyse din, dil, ırk ayrımını bir kenara bırakıp, sevmenin ve birlik olmanın zamanı geldi demektir. Önce kendimizi sonra da çevremizi dönüştürmenin zamanıdır artık. Küçük eylemlerle, birlik içerisinde sesi duyurmanın ve toprak anayı şifalandırmanın çağındayız.
Yavaşça insanların kalplerinde, birlik ve sevgi tohumlar yeşeriyor, bu tohumlar yeşerdikçe, kötülüğe ve kaosa bağımlı olmuş insanların da zulmü ve cahilliği,bağnazlığı artıyor. Ama artık zaman, cahilliğin değil, bilgeliğin ve sevginin zamanı… Adım adım inançla, bu kehanet gerçekleşecektir. Geçtiğimiz aylarda tek ağacın kesilmemesi için zulme ve cahilliğe karşı başlanan direnişi hatırlayın, Tüm dünyada yaygınlaşan ve tek yürek halinde yükselen sesi hatırlayın, bunlar gidilen yolun işaretleridir.
İndigo Dergisi bu amaçla yola çıktı, biz bu amaçla yola çıktık; insanları, hayvanları, doğayı, farklılıkları sevmek ve bu sevgiyi yaymak, farkındalıkla insanların bir arada huzur içinde yaşaması için… Artık dönüşüm zamanı; kalplerin, çevremizin ve Dünya’nın dönüşüm zamanı.