Aşk Hakkında Konuşma Cesareti Ya da ‘Aşkın Halleri’

Sevgili okuyucular, sizi bilemem; ama  ‘aşk’ üstüne söz demek  benim boyumu aşar. Çünkü nice büyükler söylemiş ve geçmişler bu vadiden… Oysa biz sadece kendi etrafımızda olabildiğince mütevazi  dönmeye çalışıyoruz. Haddimizi de biliyoruz, çok şükür… Bunun için yazının başlığı da böyle oldu…

 goethe ve werther

Mehmet Güreli’nin bir söyleşisinden öğrendiğime göre Goethe,  Werther’i  elinde bir bıçakla yazmış… Çünkü aslında Werther biraz da Goethe… Roman, kurgulanmış bir eser de olsa benzer acılar Goethe’nin hayatında da var. Bunca acıya rağmen Goethe, ölümü değil, yaşamayı seçmiş yine de…


genc_wertherin_acilari_4 operada

Çünkü aşkın acıları kolayca katlanılabilecek acılar cinsinden değil… Bu yüzden bu acıya dayanamayanlar intiharı seçmişler…

Mehmet Güreli

Hakkında  hemen  herkesin  bir  fikrinin  olduğu,  ama herkesin  olamadığı bir ‘hâl’ sanırım aşk… Bu hâl, kimilerine göre, bugün için bir ‘ölü’… Ben  buna  pek  inanmıyorum ama… Çünkü aşkın ölmesi mümkün değil… Olsa olsa gözlerden uzakta  yaşar ve gizli bir hazine gibi keşfedilmeyi bekler…

[quote]Aşk kendini taşıyabilecek gönüller ister hem…  Hem de Sümmani’ nin dediği gibi ‘Aşık olup, aşka düşmek murattır.’  Böyle muradı olan kaç er kişi, kaç hatun kişi kalmıştır ki şu yaşlı yeryüzünde?[/quote]

Yukarıda, aşk hakkında söz etmiş büyüklerden söz etmiştim. Bu büyük insanların bir kısmının söyleyip yazdıklarının derlendiği bir kitapla buluştum son zamanlarda: Aşkın Halleri

aşkın halleri

Kitap, bir risaleler derlemesi… Risale,  küçük kitap, broşür, demek sözlükte… İslam dünyasının büyüklerinin ‘aşk’  hakkında risaleleri yer alıyor kitapta. İbn Arabi, Muhasibi, Cahiz, İhvanı Safa, İbn Sina, Mesudi, Serrac…

Mehmet-Fatih-Birgül

Mehmet Fatih Birgül

Aşkın Halleri, Sufi Kitap yayını… Yayına hazırlayanlar Sadık Yalsızuçanlar  ve Mehmet Fatih Birgül.


Mehmet  Fatih Birgül, aynı zamanda çevirileri de yapmış… Bir akademisyen Muş Alparslan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde Yardımcı Doçent . Araştırma konuları İslam Felsefesi, Antik ve Helenistik Felsefe, Aristoteles ve İbn Rüşd Felsefesi, Mitik Düşünce, Sanat ve Edebiyat Felsefesi, Epistemoloji ve Lojik, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Düşünce Tarihi. Kitap olarak  son zamanlarda yayınladığı ‘İrade Hareket İsyan; Nurettin Topçu’nun Entelektüel Biyografisi’ ses getiren bir çalışma oldu.

Sadık Yalsızuçanlar’ın ise oldukça popüler bir yazar olduğunu söyleyebiliriz. Biyografisinden öğrendiğimize göre basılmış yetmişi aşkın kitabı bulunuyor. Romanları, çeşitli dünya dillerinde çevrilmiş, İngiltere, Fransa, Almanya, Bosna, Bulgaristan, Mısır’da yayımlanmış.

Sadık Yalsızuçanlar
Sadık Yalsızuçanlar

Yalsızuçanlar. edebi uğraşlarının yanı sıra sinema ve televizyonun doğasına ilişkin kimi eleştirel teorik kitaplar da kaleme almış. Kitaplarından bazıları :  Gezgin, Anka, Cam ve Elmas, Varlığın Evi, Dem, Gerçeği İnciten Papağan, Şehirleri Süsleyen Yolcu, Kuş Uykusu, Garip, Ayan Beyan, 40 Gözaltı Öyküsü, Kürtlerin Ateşle İmtihanı, Rüya Sineması, Tasavvuf Risalesi, Hiç, Sırlı Tuğlalar, Vefa Apartmanı…
Asıl kitaba dönmemiz gerekirse, kitabı hazırlayanlar bu çalışmadan amaçladıklarını şöyle ifade etmişler: ‘İstedik ki, İslam tarihinde dehalarıyla temayüz etmiş seleflerimizin, aşk konusunda serdettikleri ince fikirler, artık onların isimlerini dahi unutmuş neslimizin gözleri önüne serilsin. Böylelikle kendilerinden öncekilerin düşünce ve hislerini öğrenerek kendi yollarını çizsinler… Maksadımız, geçmişi takdis ( kutsamak ) ve taklit etmek değildir. Aksine orijinal fikirlerin üretilmesi için, medeniyetimizin muhteşem hazinelerinin göz önüne serilmesidir.’

‘ Geçmiş ve çağdaş düşünürler sevginin ortaya çıkış nedeni ve nitelikleri hakkında farklı görüşler ileri sürmüştür. Aşk acaba bakış ve işitmeden mi doğar?  Aşk, iradi midir yoksa kendini insana dayatır mı ? Bir kalpte bulunmazken, orada ortaya çıkmasının ve  kalbi ele geçirmişken yok olmasının nedeni  nedir ?  Aşk, natık nefsin ( insana özel, düşünen nefis) işi midir  yoksa bedenin mi ?’ der  El- Mesudi,  10. yüzyılda  İslam Medeniyetinde aşkın nasıl anlaşıldığına  dair ‘Aşk Hakkında ( Abbasiler devrinin ünlü halifesi Harun Reşit’in ünlü veziri ) Yahya İbn Halid el-Bermeki’nin Huzurunda Yapılan Bir Tartışma’ adlı risalesinde. Burada yapılan tartışmada çeşitli mezheplerden ve farklı ilim dallarından alimler  ‘aşk’ tan söz ederler. Mesela Harici mezhebinden  Ebu Malik el- Hazrami’ nin düşünceleri de şunlardır: ‘Aşk, bir sihir soluğudur ki, alevden daha gizli ve sıcaktır. Aşk ancak iki tabiatın uyumu ve iki bedenin karışımıyla oluşur. Onun kalbe etkisi, yağmur bulutlarının kumların arasındaki yollara etkisi gibidir. Aşk, bütün organların melikidir ( egemeni), akıllar ona tabi olur ve düşünceler ona uyar.’

werther-villazon

[quote]Kitabın bütününde yer alan risalelerde,  Allah aşkından başlayarak, aşkın amansız bir hastalık olmasından tutun da mecazi aşka, başta Hazreti Peygamber olmak üzere diğer İslam büyüklerinin nasıl bir anlayışla baktıklarını; aşık olup, aşka düşenlere nasıl yardımcı olmaya çalıştıklarını; İslamiyet öncesi ve İslami dönemde nasıl bir ‘aşk’ anlayışının hakim olduğunu görüp anlıyoruz.[/quote]

Kitapta , özellikle bir tıp adamı olarak, Buhara’da ilk teşhis koyup tedavi ettiği genç bir hastasının karasevdalı olduğunu bildiğimiz İbn Sina’nın  ‘Aşk’ ın Mahiyeti Hakkında Risale’ si ile Muhyiddin İbn Arabi’ nin ‘Kadın, Koku ve Namaz: Muhammed Kelimesindeki Ferdi Hikmetin Aslı’ risalelerini hassasiyetle okumanızı tavsiye ederek yazımı bitiriyorum.


Kitaplarla dolu zamanlar diliyorum…