‘Bunca teknolojik gelişmeye rağmen cehalet niye bitmiyor? Çünkü bu durum, cahil kitleleri kullananların işine gelmiyor. Bu açıdan bakıldığında 100 yıl öncesiyle günümüzün pek bir farkı yok. Din gibi bir kitlesel afyon, siyaset gibi bir toplumsal aldatma aracı olduğu sürece cahil kitleler kullanılmaya devam edecekler. Tıpkı bir gerçek hikaye olmamasına karşın günümüzde dahi benzerlerine rahatlıkla rastlayabileceğimiz Öğretmen Kemal’de anlatılan hikaye gibi.’
Karalar köyüne atanan Atatürkçü ve idealist Öğretmen Kemal, karşısında Dayı Bey diye anılan ağalarına kul olmuş cahil köylüleri bulur. Kemal’in çocukların aydınlanması için emek sarf etmesi, ağalık düzeninin işine gelmez. Cahil ve fakat temiz yürekli bir eşkıya olan Duran Ali’yi Kemal’in üzerine salarlar. Ancak Duran Ali çok geçmeden Kemal’in doğru ve bilge bir insan olduğunu farkını varıp onunla dost olur.
Dayı Bey ve onun gibi başka bir kan emici olan Leon, cehaletle savaşında başarılar kazanmaya başlayan Öğretmen Kemal’den kurtulabilmek için Leon’un tecavüz ettiği Ayşe’ye Kemal’in tecavüz ettiği yalanını köye yayarlar. Ayaklanan köylü, Kemal’i linç edip öldürür. Duran Ali, kollarında ölen Öğretmen Kemal’in intikamını Dayı Bey ve Leon’u öldürerek alır. Kemal ölmüş olsa da gözlerini açtığı insanlar, onun izinden yürürler.
Mehmet Aydın’ın senaryosunu yazdığı, Remzi Jöntürk’ün yönettiği 1981 yapımı Öğretmen Kemal, Bolu’da çekilir. Cüneyt Arkın ve Fikret Hakan gibi 2 devi bir araya getiren filmde Eşref Kolçak ve Meral Orhonsay gibi Türk sinemasının aranan oyuncuları da rol alır. Film, kariyeri boyunca 2. sınıf vurdulu kırdılı filmleriyle anılan ve fakat esas önemli filmleri hep arka planda bırakılan Cüneyt Arkın’la yıllar ilerledikçe başrol oyunculuğundan karakter oyunculuğuna başarılı bir geçiş yapmayı başaran Fikret Hakan’ın karşılıklı oyunculuk resitaline sahne olur. Öğretmen Kemal, oyunculuk performansları göz önüne alındığında 2 oyuncunun da filmografilerinin seçkin örneklerinden biri.
Atatürkçü aydın bir öğretmenin cehaletle savaşını konu alan Öğretmen Kemal’in abartıdan uzak ve gerçekçi bir anlatımı var. Hikaye her ne kadar bir köy özelinde geçse de aslında genelin küçük bir fotoğrafı niteliğinde. 80 darbesi sonrası çekilen bir filmde Atatürk’ü ve ilkelerini istismar etmeden kullanabilmek de filmin bir başka başarısı.