Sevgi ve sevgisiz büyüyenlerin beyin faaliyetleri

Sevgi ve ilginin zihinsel gelişim üzerindeki etkisi bilimsel araştırmalara konu oluyor. Araştırmalar göre ilgi görmeyen bebeğin beyin faaliyetleri, görene göre çok daha az olduğunu açıkça gösteriyor…

sevgiyle büyüyen çocuklar

Sevgi ve sevgisiz büyüyenlerin beyin faaliyetleri: Sevilmeyen çocukların beyni gelişmiyor…

Aşağıda gördüğünüz beyinlerden birisi sevilen ilgi gören bir bebeğe; diğeri ise sevgisiz ve ilgisiz büyütülen bir bebeğe ait. İlgi görmeyen bebeğin beyin faaliyetleri, görene göre çok daha az olduğu açıkça görülüyor. Siyah bölümler beyin faaliyetleri olmadığı boşlukları gösteriyor. Sevilmeyen çocuğun beynin orta alanı, simsiyah. Klinilk’in düzenlediği seminerde Doktor Pınar Boncuk Dayanıklı’nın sunumunu hayretle dinliyorum. Bu fotograf, bebeklerin sadece duygusal değil, zihinsel gelişiminde sevgi ve ilginin rolünün ne kadar büyük ve önemli olduğuna dikkat çekiyor.


sevgiyle ve sevgisiz büyüyen

Sevgi ve ilginin zihinsel gelişim üzerindeki etkisi bilimsel araştırmalara konu oldu. Araştırmalar göre ilgi görmeyen bebeğin beyin faaliyetleri, görene göre çok daha az olduğu açıkça gösteriyor…

Bakın çocukları beyin gelişimi ile ilgili; Yeni doğan bebeğin beyin ağırlğı 330 gram, bu ağırlık 2 yaşında 990 grama çıkıyor. İnsanların beyni hayatlarının ilk iki senesinde geliştiği kadar hiçbir zaman gelişmiyor. Altın yaşlar denilen ilk 2 – 3 seneden inanılmaz bir öğrenme ve gelişme kapasitesi var. İlk 3 sene beyindeki sinapslar, yani beyindeki sinir hücreleri arasındaki iletişim tüm insan hayatının en üst düzeyine ulaşıyor.

15 yaşından itibaren kullanılmayan kısımlarda bir düşüş yaşanıyor, yani bir ince ayara gidiliyor. 40’tan sonra ise artık yavaş yavaş varolanları kaybetmeye başlıyoruz.   Yaşlara göre beyin sinirleri arasındaki iletişim yoğunluğu farkı. Soldan sağa; yeni doğan, 3 yaş ve 15 yaş . Bebeklerin az ya da çok stimüle olması hem beyin gelişimleri hem davranışları üzerinde çok etkili. Sevgi ilgi gören anne babası ile vakit geçiren bebeklerin beyin faaliyetleri çok daha yoğun oluyor. Dolayısıyla çok daha fazla sinaps gelişiyor.


İlk 3 sene çocuğunuza ayıracağınız vakit bu açıdan çok önemli. Ancak aşırı stimülasyon da çocukların beyin gelişimine zarar veriyor ve davranış bozukluklarını ortaya çıkarıyor.

Aşırı stimülasyonun nedeni genelde dijital ekranlarla geçirilen zaman.

İşte, fareler üzerinde yapılan bir araştırma:

Günde birkaç saat tv benzeri ses ve görüntüye maruz kalan yavru farelerin davranış bozuklukları göstermeye başladığı ortaya kondu. Ses ve görüntüye maruz kalmayan farelere daha önce gördükleri bir obje ve yeni bir obje arasındaki farkı algılıyor ve yeni objeye daha çok ilgi gösteriyor. Aşırı stimüle olan fareler ise yeni ve eski obje arasındaki farkı algılayamıyor. İnsanlar üzerinde yapılan deneyler de benzer sonuçlar veriyor. 3 yaş öncesinde dijital ekranlarla fazla stimüle olan bir çocuğun, olmayan bir çocuğa göre 7 yaşına geldiğinde dikkat eksikliği sorunu yaşama ihtimali 3 kat artıyor.


Ortaya çıkan nihai sonuç şu: çocuğunuzun beyin gelişimi için onunla oynayın, onu öpüp koklayın. 3 yaş öncesinde bilgisayar ve televizyona maruz kaldığı her dakika, çocuğunuzun gelişiminden bir şeyler alıp götürüyor.

Lee Samantha: Yemek sanatı ile hayal gücü buluşunca


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.