Şarkılar söyleyen, birbirlerine seslenen kuşları duyuyorum. Belli ki sabahın erken saatleri… Farklı seste, farklı bir beste her birinin dilinde. Kim bilir birbirlerinden ne kadar farklılardır. Tüyleri, desenleri, renkleri…
[quote]Ne çok isterdim bir derenin kenarında oturup şakıyan kuşları seyretmeyi. Ne çok isterdim güneşin doğumunu, annemin saçlarını görebilmeyi. Bir oyuncak bebek giydirmeyi, bir romanı herkes gibi okuyup bitirebilmeyi. Ben de isterdim bütün hafta boyunca dillerden düşmeyen o dizinin final sahnesini seyretmeyi.[/quote]
Betimlemek ne güzel olurdu gördüğüm bir şeyleri… Ben hiç yakartop oynamadım mesela… Nasıl eğlencelidir kim bilir, tahmin edebiliyorum oynarken kahkahalar atan komşularımızdan. Top nasıl bir şey onu da geçenlerde yeni öğrendim. Pek iyi sayılmayacak bir tanışmamız oldu onunla… Topun nasıl yaktığını dizimin üzerine pervasızca geliverince anlamış oldum. Annem evde ovuştururken topun geldiği yeri, sokakların bizler için çok güvenli olmadığını söyledi.
Geçenlerde benim gibi bir amcayı gasp mı etmişler ne… “Aman kızım, aman’’ diyordu ağlamaklı bir sesle… Belki de ağlıyordu, ben yine bilemiyordum. Belki annem gözyaşlarına yine hakim olamıyordu, sık ağlar da benim annem… Acaba gözyaşının rengi ne? Peki onun gözyaşları ne renk? Eğer renkleri varsa gözyaşlarının, kesinlikle benim anneminkilerdir en güzelleri ! Geçenlerde bir hikaye anlatmıştı bana, içinde melekler geçiyordu. Çok iyilerdi. Annem de melek olmalı. O başımı okşarken bana hep meleğim derdi. Sanırım onları sizler de göremiyormuşsunuz benim gibi. Ne kadar kötü bir şey değil mi? İşte, ben bütün hayatımı bununla geçiriyorum. Sabah olduğunu, havanın karardığını, annemin ağladığını, ezan çiçeklerini, ahtapotları, yunus balıklarını… Görmeden yaşıyorum, mesela simit attığınız martıları. Hiç düşünüyor musunuz aynada her gün taradığınız saçlarınızı göremediğinizi? Korkunç mu geliyor kulağa? Ben hiç saçımı da taramadım aynada… Bir mektup yazamadım mesela uzak diyardaki kuzenlerime. Anneler gününde saç tokası alamadım anneme. Babam ben çocukken ölmüş, toprağına çiçeği dahi annem sayesinde diktim. Bunlar size bir anlam ifade etmiyor olabilir. Hatta bir çoğunuz umursamaz bir halde ‘’bize ne yahu’’ bile diyebilir. Şaşırmıyorum. Anlamanızı beklemiyorum…
[quote]Gözlerimin rengine şiirler yazacak bir sevgilim hiç olmadı. Bir sabah kahvaltısı yapıp koyamadım melek annemin önüne. Ben doyuramadım meleğimi işten yorgun gelince. Anlamanızı beklemiyorum demiştim işte…[/quote]
Geçen gün koluma girip beni karşı tarafa ulaştıran yabancı da o amcadan bahsetti bana. Hani şu annemin bahsettiği, gasp edilen amcadan.Kolumdaki de ‘‘aman’’ demişti… Amca da doktora mı ne gelmiş. İki lirası için gasp edilmiş koskoca adam. Ne vefa kalmış ne samimiyet. Kolumuzdan tutup diğer köşeye geçirmeyi bırak, halden anlayan yok. Neler yaşadığımızı, hayatın bize ne kadar “karanlık” olduğunu anlamasını da istemiyoruz aslında insanlardan. Bizim gözlerimiz karartılı, sizin gönlünüz bari açık olsun, ne olur…