Kişinin yaşam hakkı ve vücut bütünlüğünün korunması ile ruh sağlığının korunması hakkı, temel bir insan hakkı olup ayrıca bu hakların korunması ve sağlanması devletin de anayasal görevlerinden biridir.

Ne yazık ki ülkemizde bu temel insan hakları sıklıkla ihlal edilmekte, çoğunlukla bu ihlallerin mağdurları da kadınlar olmaktadır. Hemen hemen her gün kadına şiddet haberleri ile kadının öldürülmesi haberleri basında yer bulmaktadır. Gördüğümüz bu haberler maalesef buz dağının görünen kısmıdır. Basına yansımayan binlerce vaka bulunmaktadır. Bu yazımda, mevcut hukuk sistemimizde kadına karşı şiddetin önlenmesi nasıl sağlanır, bu konuda ki prosedür nedir, koruma için nereye müracaat etmek gerekir, süreç nasıl işler, bunlara kısaca değineceğim.
Kadına şiddet hukuken nasıl önlenir?
6284 sayılı yasa ile şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlenmiştir. Yasa, koruyucu tedbirler ve önleyici tedbirler olarak 2 ayrım yapmıştır. Yasa, hâkime hem koruyucu tedbir hem de önleyici tedbir alma yetkisi, mülki amire koruyucu tedbir alma yetkisi, kolluk kuvvetlerine ise önleyici tedbir alma yetkisi vermiştir. Bu yazımda sadece hâkime verilen önleyici tedbir kararı alma yetkisinden bahsetmek istiyorum. Kanunda, hâkim tarafından verilebilecek önleyici tedbir kararlarını tek tek saymıştır. Önce bu tedbir karalarının neler olduğunu saydıktan sonra bu tedbir kararlarının nasıl alınacağı ve nasıl uygulanacağından bahsedeceğim. Kanunda sayılan, hâkim tarafından verilebilecek, şiddet uygulayanlarla ilgili olarak önleyici tedbir kararları şunlardır:
Tedbir Kararları
- Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
- Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.
- Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
- Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
- Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
- Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
- Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.
- Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
- Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
- Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
- Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.
- Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise ilgili Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.

Uygulamada kolluk kuvvetleri, aile mahkemesinin bu önleyici tedbir kararlarının gereğini, titizlikle yerine getirmeye çalışmaktadır. Özellikle şiddet tehdidi altında bulunan veya can güvenliğinden endişe duyanların, aile mahkemesine müracaatla, bu önleyici tedbir kararlarını almasının çok faydalı olacağını düşüncesindeyim.
Av. Metin KURŞAT
E-posta : [email protected]
Telefon : 0212 466 47 57


