Spiritüalizm farklı içerik ve yaklaşımlarla insanları; zenginlik, bolluk, bereket, dilediğini yaratma, sırra erişme, dertlerden kurtulma, hayatı karanlıktan pembeye çevirme gibi maddi dünyayı besleyen tanımlarla büyütmeye devam ediyor.
Diğer yandan da var olan her şey olması gerektiği için olmakta öğretisi ile de klasik Hint kast sisteminin daha modernleşmiş bir hali ile yoluna devam etmenin farklı bir yöntemini de bulmuş durumda…
Aslına bakarsanız spiritüalist düşünceler internetin yayılması ile artmaya başladı ve insanlar kimi zaman sözcüklerle kimi zamanda uzun uzun yazılarla bu dünyada yerini almakta. Bir ev kadını, bir tekstil çalışanı, bir işsiz hatta okuma yazması az olan insan bile sanal dünyanın yardımıyla spiritüalizm içinde de kolaylıkla yer alabiliyor ve burada sesini duyurabiliyor en azından hoşuna giden paylaşımları beğenerek, yorum yaparak ve kendi dünyasında paylaşarak.
Bir adım daha ilerisi, yaralı kadınlar ya da adamlar diyeceğim, onlar da arayışlarında bu dünyayı kullanarak sürekli boşluğunun yanıtını aramakta ve hüsrana uğrayarak sorunu yine spiritüalist yaklaşımlarda bularak bir sonraki adımını atmaya çalışarak yoluna devam etmekte.
Tüm bu olanlara bakınca spiritüel akımlar ya da bu dünya içinde var olmaya çalışanların tamamı sürecini ikili ilişkiler ve maddi dünya ile yürütmeye çalışmakta… Bütün bunlar olurken gözden kaçan bir şey var yoksul halklar, işsizlik oranları, gelir dağılımındaki adaletsizlik, yok pahasına özelleştirilen işletmeler, artan kurlar, düşen gelirler, ay başını getiremeyen aileler, bozuk olan eğitim sistemi, sağlıktaki adaletsizlikler, devletin hizmet alanındaki çift taraflı tavırları (ücretsiz dediği her şeyin karşılığını alması; sağlık ücretsiz deyip, muayene ücreti tahsil edilmesi, eğitim ücretsiz deyip, binlerce lira kayıt parasının alınması gibi), adalet sistemindeki çarpıklıklar, liste uzayıp gider fakat farkındalık içinde yanıp tutuşan ve sürekli olarak farkındalığı öne çıkartan spiritüel bilgeler bunların hiçbiri ile ilgilenmez. Pekte umru değildir çünkü dersler vardır ve derslerin sonuçları vardır. Kişiler kendi gerçekliklerini yaratırlar, yaratımda sorun olduğu için onlar fakirler ve yoksulluk sınırının altında yaşıyorlar, öğrensinler işte The Secret ( Sır) kitabı da yayında okuyup yolunu bulsun ve kaynağını yaratsınlar…
Bu dünya emekten yana tavır almamıştır hiçbir zaman. Sömürü, yoksulluk onları ilgilendiren bir gerçeklik değildir, çünkü herkes kendi dersini tamamlamaya gelmiştir fakat diğer yandan da evrende var olan her varlık ile BİR olmaktan bahsedip, gördüğü herhangi bir durumda kendisinde içselleştirip aynalık tabiri ile kendisine dönmekte ve içindeki kötülüğü boşaltmaya çalışmaktadır. Anlayacağınız çelişkiler yumağının iki ucu da kendisini sarmaktadır spiritüalizmin bizdeki yansımalarında. Temel hedef kişiyi büyütmek ve geliştirmek gibi görünse de asıl olan parçanın yaralı olması ve tamamlanmamış olmasını görmezden gelmek atılan adımların yetersizliğini her zaman hissettirmektedir insana.
Dünya geneline baktığımızda da benzer şeyler var, Kryon gibi gelen mesajlar, kişisel gelişim ile ilgili yazılan tüm kitaplar, kendini gerçekleştir, gör değiştir, zıpla, kuantum geliş, farkında ol, dönüş, sırra vakıf ol, nefes al, para ver diyerek kendi realitesini büyütmeye devam etmektedir. Yoksul halklar için ve dünya üzerinde sürekli büyüyen açlık için bu kesimin herhangi bir çaba harcadığı görülmemiş ve işin ilginç yanı doğru düzgün bu konular ile ilgili yazılarda yazılmamıştır. Öyle ya seçimlerimizi yaşıyoruz ve bu yaşam modelini bizler seçtik ya da her canlı kendi yaşam modelini seçerek geldi. “Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), dünya nüfusunun en zengin yüzde birlik kesiminin toplam gelirin yüzde 40’ını, gelir tablosunun en altında yer alan yüzde 50’lik kesimin ise toplam gelirin yüzde birini aldığı ortaya çıktı (www.dunya.com).” Böylesi bir yaşam içerisinde iken neden tüm dünyadaki spritüeller bu dağılımdaki adaletsizlikten söz etmezler sizce, sanki tüm bu öğretiler yüzde 1’lik zümre tarafından finanse edilen bir halde kendini gerçekleştiriyor. Ufak tefek sırlar ve öğretiler veriliyor; bakın bizim gibi olabilirsiniz, buna fırsat veriyoruz fakat diğer yandan da daha fazla kazanç için daha çok insan öldürmeye devam ediyor.
Sizce spiritüel olmak gerçekten evrende var olan bu gerçekliğe kulak tıkamak, göz kapamak ve dili susturmak mıdır? Yani üç maymunu mu oynamaktır spiritüalizm yoksa gerçekliği her yerde herkese fark ettirmek midir? Karar sizin, uyanan ve aydınlanan sizsiniz, farkında olup değiştirecek olanda. Bir tek şeyi görün, bir dönüşüm ve değişim gerçekleşecekse eğer ve hayal ettiğiniz cennete ulaşılacaksa bu dünyada var olan tüm insanlık ile mümkün olacaktır.
Yoksulluk ve açlık Afrika’da, Asya’da, Amerika’da, Avrupa’da, Ortadoğu’da ve diğer coğrafyalarda devam ettikçe onların bilinci evrene yayıldıkça sizlerin düşleri sadece onların düşlerinden eksik kalan birkaç fazla dilim ekmek ile beslenip gerçekleşecektir.
Aydınlanmanın ve farkındalığın bütünün hayrına ve bütünle olmasını dileyerek. Emeğin hakkının verildiği, sömürünün son bulduğu, bilenlerin bilemeyenlere emeği ve artı değeri anlattığı ve özgürleşmenin yolunun tüketmeden üreterek ve birleşerek olduğunun bilindiği bir dünya için yaşasın gerçeklik ve emek…