Ulaşmak için yolun gereği

Hayal kurmak güzeldir ama ulaşılmak istenilene hayallerde ulaşmak ve sonrasında ise gerçek yaşantına dönüp bakmak büyük bir hüsrandır. İstenilene ulaşmak için insanın ona giden yolları keşfedip o yolda yolculuk etmesini sağlayacak tutumlara sahip olması gerekir.

vuslat

Hayal kurmak güzeldir ama ulaşılmak istenilene hayallerde ulaşmak ve sonrasında ise gerçek yaşantına dönüp bakmak büyük bir hüsrandır.

İstenilene ulaşmak için insanın ona giden yolları keşfedip o yolda yolculuk etmesini sağlayacak tutumlara sahip olması gerekir.


“Ulaşmak ve aramak için önce feda etmek, talip olmak, tevekkül etmek, sabretmek ve gelen ışığı kabul etmek gerekiyor.” Melahat Kıyak Ürkmez

Bu tutumlara sahip olduktan sonra arayan elbette bulur. Çünkü bu tutumlar ile ulaşılmak istenilene uygun şekilde çaba gösterilir.

Talip Olmak: Önce tüm kalbiyle o şeye talip olmalı, onu istemeli.

“ Genç bir adam Sokrates’in yanına giderek: ‘ Ben de bilge kişi olmak istiyorum. Ne yapmalıyım? ’ diye sormuş. Sokrates, gayet sakin bir şekilde ‘Gel benimle’ demiş ve genci bir gölün kıyısına getirmiş. Aniden gencin kafasını sıkıca tutup suya sokmuş ve genç çırpınana kadar gencin kafasını bırakmamış. Genç adam kendine geldiğinde dehşetle Sokrates’e bakıyormuş. Sokrates gence sormuş: ‘ Suyun altındayken en çok istediğin şey neydi? ’ Genç: ‘ Tabii ki nefes almak’ demiş. Sokrates’in cevabı şöyle olmuş: ‘ Bilgeliği, başın suyun altındayken nefes almayı istediğin kadar istersen elde edebilirsin. ‘ “

Ulaşmak istediği her ne ise; başarı, mal, mülk, mutluluk, bilgelik, sevgili, ilim, kültür, cennet, Allah…. Onu öyle çok istemeli ki onunla nefes alacak kadar istemeli, bu isteği aşk derecesine varmalı, aşk derecesinde istemeli. Ona aşık olmalı ki vuslata erebilsin. Çünkü kişi isteği ölçüsünde ulaşmak istediği şeyden vuslat için ışık alır ve onun yolunda giderken ona uygun olmayan halleri, istekleri her neyi varsa feda eder.

Feda Etmek: Gerçekten onu istiyor musun, ona ulaşmayı istiyor musun? Bunu ölçmenin yoludur feda etmek, bu yolun imtihanı gibidir. Ona giden yola aykırı olan hallerini, isteklerini, sevdiklerini kurban etmektir feda.


Kendine ulaşmayı istediği halde kendiyle yüzleşmekten kaçan birinin durumunu düşünün. Kendine ulaşacak hiçbir eylemde bulunmayıp ve bir de aksine yüzleşmekten de kaçıyorsa bu kişi nasıl kendine ulaşmayı bekleyebilir. Ha evet bekler, bekler ama yalnızca hayallerinde.

Ulaşmak; çalışmayı, gayreti gerektirir. Ve bu da önüne çıkan engelleri aşmak demektir yani yola aykırı olan her ne varsa onu engel bilip feda etmek demektir.

En çok istediğine ulaşmaya engel olan diğer isteklerini, sevdiklerini feda edebilmek ondan vazgeçebilmek kolay değildir ve bu çoğu zaman da yakar insanın içini. Bunu aşabilmek için de insan tevekkül etmeli ve sabretmelidir.

Tevekkül Etmek ve Sabretmek: Tevekkül; elinden geleni yapıp her daim Allah’a güvenmektir. İstenilene giden yolda karşımıza çıkan engeller veya feda edilmesi gerekenlerin verdiği acı ve sıkıntıyı aşabilmektir, tevekkül etmek ve sabretmek. Elbette yaptıklarının karşılığı vardır ve tevekkül, bunu bilmektir. Bu inanca sahip biri vuslat yolunun gerekleri neyse elinden geleni yapar ve bazen elinden geleni yapıp engelleri aşacağı yerde üst üste zorluklarla karşılaşır işte bu noktada daha fazla sabreder, güvenir ve hiç ummadığı anda vuslat yolundan ışık almaya başlar.

Işığı Kabul Etmek: Kişi, ulaşmak istediğine giden yolda her tür engele rağmen ilerlemeyi başardığında yolunu aydınlatacak ve istediğine yaklaştıracak ışığı almaya başlar. Önemli olan bu gelen ışığı ayırt etmeksizin, söylenmeden, nazlanmadan, yüz çevirmeden kabul etmek. Kendine ulaşmak isteyen birinin kendiyle yüzleşip nefsani isteklerini feda ederek kendiyle ilgili farkındalık ışığının gelmesi gibi.

“Arayan elbette bulur.”


Yeter ki yolunda yürüyüp yolun gereğini (feda, tevekkül, sabır, ışığı kabul etmek) yerine getirelim.

Sahip olmak ya da olmak, hepsi birer yanılgı