Tarihi Yarımada’dan Boğaz’a, Karaköy’den Adalar’a kadar her yönüyle bir hazinedir, İstanbul. Herkesin kendini iyi hissettiği ve bulunmaktan hoşlandığı bir köşesi muhakkak vardır bu şehrin. Ben arka sokakların ruhunu sevenlerdenim…
İstanbul’da görülmesi gereken arka sokak mekanları
Zaman zaman sırt çantamı alıp düşüyorum yollara. Özellikle yalnız olmayı tercih ettiğim turlar yapıyorum. İstediğim rotaya istediğim gibi yürüyebilme özgürlüğünü seviyorum. Arka sokaklar deyince de Cihangir, Üsküdar, Balat, Galata ve Moda başı çekiyor benim için. Siz de benim gibi zaman zaman rutinlerin dışına çıkmayı, turistlerin yaptığı gibi şehrin farklı rotalarında konumlanmayı seviyorsanız İstanbul Life Dergisi’nden de ilham alarak hazırladığım İstanbul’un arka sokak önerilere bir göz atın derim.
Kahvaltı
Cafe Firuz‘a bayılıyorum. En yakın dostlarımla en sık geldiğimiz yerlerden biri diyebilirim. Cihangir’in tam merkezinde yer alan çok sevimli bir yer burası. Biz genelde bahçesini tercih ediyoruz, kış ayları bile olsa orada olmaktan keyif aldık hep. Geleneksel sıcak simit, peynir ve çay ile yapacağınız kahvaltı kendinizi çok iyi hissettirecek. Patates ve kimyonla yapılan omlette tercih edilmesini önerdiğim alternatiflerden.
Van Kahvaltı Evi önerim yine Cihangir’den. Çok meşhur olan Van Kahvaltısı adına yaraşır bir mekan burası. Kahvaltı diye girip öğle saatlerine kadar çıkamamak veya tek öğünle günü kapatmak Van Kahvaltı Evi’ne gittiğim günlerde sık yaşadığım bir durum benim için. Siz de taptaze ve çeşit çeşit kahvaltılıklardan doyasıya yemek, Van’ın meşhur otlu peynirini ve murtuğasını tatmak için Cihangir’de bulunan Van Kahvaltı Evi’ne muhakkak uğrayın.
Limonlu Bahçe Beyoğlu’nun kalabalık caddelerinden uzaklaşmak isteyenler için huzur dolu bir mekan. Yeşil, sakin ve uzun soluklu sohbetlere elverişli gizli bir bahçe adeta. Günün her zamanı çok güzel burası, benim için kahvaltı rotası olarak tercih sebebim oldu hep. Eski kaşarın değişik türlerinden oluşan peynir seçkisi alışagelmiş kahvaltı noktalarınınkini geride bırakıyor. Zeytinler taze servis ediliyor ve ceviz ile reçeller de kahvaltıya ayrı bir hava katıyor.
Privato Galata’nın en gizli hazinelerinden. Burada olmaktan inanılmaz mutlu oluyorum. Girdiğim zaman uzun bir süre çıkmadığımı itiraf etmeliyim. Bu kafe İstanbul’un en iyi kahvaltılarından birini sunmaya aday olmakla kalmıyor, personelin candanlığıyla da insana huzur veriyor. Ben gibi Galata ruhuna aşık insanlar için muhakkak uğranması gereken bu mekanda pancake’ler muhakkak denenmeli.
Akşam Yemeği
Cochine Uzak Doğu ve Avrupa mutfağını birleştiren bir mönüye sahip. İçi Fransız evi kıvamında dekore edilen mekanda blues’dan jazz’a, swing’den bossanova’ya uzanan müzik geceleri düzenleniyor. Beyoğlu’nun güzel bir köşesine konumlanmış Cochine’da Vietnam noodle çorbası ve Asya mantarları muhakak denenmesini önerdiğim lezzetlerden.
Yer Moda’nın samimi ve şirin bir köşesinde yer alıyor. Etkileyici lezzette yemekleri var. Dünya mutfağının çeşitli örneklerini bulabileceğiniz mönüde türk mutfağına da rastlamak mümkün.
Kahve Dükkanları
Ülkemizde yeni yeni kültür haline gelmeye başlayan kahve dükkanları son zamanlarda oldukça ilgimi çekmeye başladı. Özellikle de arka sokaklarda sıkışmış kalmış olan ve yer yer nostaljik havaların estiği bu mekanlara gitmekten oldukça keyif alıyorum. Çok hoş sunumlar çıkıyor karşıma, Orta Avrupa’da sık duyduğum cinsten melodiler geliyor kulağıma.
Brew Lab kısa bir zaman önce şans eseri uğradığım ancak gerek tat, gerek mekan, gerek sunumlar, gerekse çalışanları ile müdavimi olduğum bir yer haline geldi. Muhakkak uğranmalı!
Çekirdek Anadolu Yakası’nda en sık gittiğim kahve dükkanlarından biri. Sumatra çekirdeğinden yapılan enfes kahveleri var. Tadına doyamayacağınız brownie ve havuçlu keki denemeden mekandan ayrılmayın.
Yürüyüş parkurları, lezzet durakları, tarihi çarşıları ve kutsal mekanları… İstanbul her köşesiyle adeta cennet şehir. Arka sokak ruhu ise bambaşka. Yaşanmışlıklar, tarihe karşı koyan yapılar, hepsinde çeşitli anıların saklandığı rengarenk evler…