Evreka an’ına hoş geldin.
Seni zorlayan ya da ulaşmak için isteksizce yapmaya çabaladığın herşey nasılda uçup gitmiştir. Bambaşka bir insan, bambaşka hisler, bambaşka bir benlik…
Giriş vardı, yürümek vardı.
Koşmak vardır, uçmak vardır, hiç olmak vardır…
Bu giriş belki bir problemden kurtulmak içindi, belki de içinde hissettiğin boşluktan, arayıştan ibaretti.
Alternatif çoktu. Her yerde birçok yol vardı. Çözüm için koşturdun durdun.
Bazen çok mutsuzdun, bazende çok mutlu…
Bazen için dolardı hırsla, umutla, bazen ise çaresizlik, öfke, vazgeçmişlik…
Aradın durdun. Hedefin bir sonuç elde etmek, mutsuzluğunu, arayışını durdurmaktı.
Milyonlarca kombinasyon içinden senin için en uygun gelişim, değişim yöntemini bulduğunu tüm benliğinle hissettiysen yürüyüş başladı. Hem de ne yürüyüş…
Bu yürüyüş kalp yolunun başlangıcıdır artık.
Egonu etkileyen her türlü çevresel faktör arasıra ben buradayım dese de, hissetmişsindir kalbini.
Belki savaşır hala zihninle, kalbin. Hala önemlidir statü, şekil, madde…
Teslimiyetide ucundan yakalamış olabilirsin. Ol’durturmaya çalışmaktan vazgeçmeyi deneyimlemeye başlamışsındır ancak daha yol uzun…Belki de kısa…
Yürürken düşe kalka ilerlerken, ego ( duygular: nefret, öfke, sevgi, aşk, değersizlik, çaresizlik…) devreye girebilir. Yaşadığın olaylarla sarsılabilirsin ama kısa süre ile bile olsa öyle bir duygu tatmış, öz’ünü hissetmişsindir ki, yürüdüğün yolda; arkana, sağına soluna bakmak için bir süre durdursa bile seni duyguların, artık yürümen gerektiğini, sana göz kırpan kalbinin yolunda ilerlemen gerektiğini tüm benliğin verir sana.
Orada ki incecik; sırat köprüsü kıldan ince diye tarif edilir ya!, işte o kadar incecek sınırdan bir geçtin mi…
Evreka an’ına hoş geldin.
Üzerinden sanki koskocaman bir yük kalmıştır. Seni zorlayan ya da ulaşmak için çabaladığın herşey nasılda uçup gitmiştir. Bambaşka bir insan, bambaşka hisler, bambaşka bir benlik vardır. Ne bir problem vardır artık ne bir boşluk, ne de bir arayış.
Bugüne kadar okuduğun, öğrendiğin, yaşadığın herşey birden anlam bulmuştur. Ne, neden, niçin, niye soruları O evreka an’ında uçup gitmiştir.
Koşma başlamıştır.
O’na koşma. Öz’üne koşma.
İçinde ki büyük huzurla, mutlulukla.
Teslimiyetin gerçek huzuru ile.
Bu gezegenin amacını en derinden bilerek.
Yerinde duramazsın artık. Evreka an’ının verdiği enerji ile koşturarak tüm dünyaya anlatmak istersin. Herkes bilsin, herkes hissetsin istersin. Herşey ne kadar da kolayca akar gider, nasıl da kolaydır bu gezegende, kainatta yaşam. İçinde ki enerji ile herkese O’nu anlatmak, O hisleri anlatmak istersin.
Tüm dünyaya anlatsan, herkes yaşasa, bu gezegen nasılda değişir. Nasılda bambaşka bir hal alır. Arayış yoktur artık. Tüm bilgiler her yerde. Görmen değişir, duyman değişir, tüm algıların değişir. Herşey bu kadar basitken, nasıl zorlaştırmışım düşüncesi şaşırtır seni.
O kadar hızlı koşuyorsundur ki artık, çevrende ki olaylar akar gider. Düşünürsün; O’ndan önce ve O’ndan sonranın farkını. Olaylarda, sahip olduğun, yaşadığın şeylerde değildir belki fark. Kalbindedir.
Koşma esnasında içini bir özlem kaplar. Hemde ne özlem. O özlemle birlikte hüzün gelir. Sanki kovuşmayı beklersinde, daha çok varmış gibi bir his.
O hüzün iyice yayılır benliğine, koskocaman bir gerçekliği daha algılamışsındır. Bu özlem hiç bitmeyecek. İşte tam bu anlarda, herkesin bunu hissedemediğini, olaylar içinde boğulduğu gelir aklına. Farkedersin hüzünle, ne kadar anlatsanda kısır döngüden çıkmak istemeyenleri. Çabalamak yerine, O’na ulaşmak için geçilecek yolları geçmek yerine, olaylar içinde boğulacakları. İyice hüzün çöker içine.
Gitmek istersin sonra, doğa ile, içinde ki huzur ile, öz’ün ile başbaşa kalacağın bir yere. Dinginliğin içinde boğulacağın, huzurla, mutlulukla bir olacağın bir yere. Tüm benliğin hazırdır buna.
Ama O an koskaca bir mesaj gelir sanki. Nereden, O’ndan mı? Kim bilir…
Huzuru tekliğinle mi yaşayacaksın, nerede bütün? Birlik nerede? O an bir gerçeklik daha bulmuştur seni. Artık tüm gerçeklikle uçmaya başlarsın. Ne kanat vardır uçacağın ne de başka şey. Sen varsındır, O vardır, bütün vardır, birlik vardır. O bütünü adım adım hissedecekler vardır. 1 kişi bile olsa açman gerek kanatlarını. Uçarsın artık, yerin, yurdun, ismin, cismin yoktur.
O kadar hızla uçmaya başlarsın ki. Durduramaz seni hiç birşey… Artık aşama maşama kalmamıştır. Kelimeler bile hiç olmuştur.
Haydi hiçliğe...
Hiçliğe doğru hızla uçarsın, ne madde kalır, ne beden kalır, ne zihin kalır, ne de…
Tek tek ayrılır hücrelerin,
Tek tek yok olur bedenin, benliğin, ruhun,
Önce bedenin hiç olur, sonra zihnin, son adımda ruhun,
Sonra tüm evren, sonra tüm kainat,
Sonra sonralar hiç olur,
Bütünü bütünde hisseder,
Seni bütünde, bütünü sende,
O’nu bütünde, bütünü O’nda
Herşeyi her yerde, heryeri herşeyde,
O’nu sende seni O’nda…