Bazen yapacak bir şeyiniz yoktur, hayat size yolunuzu biraz acıtarak bile olsa göstermiştir. Siz ne kadar yolunuzu ve yol arkadaşınızı seçmek isterseniz isteyin olmaz.
Yapamazsınız.
Seçemezsiniz.
Ne yolunuz yol olur, ne de yol arkadaşınız yanınızda…
Ne kadar vazgeçmezseniz vazgeçmeyin ve vazgeçmemek için kendinize direnin yine de olmaz. Bazen ne kadar sabırla beklerseniz bekleyin sonuç büyük bir ihtimalle değişmez.
Ve siz zaman tükenip, ömrünüz azalırken; hem yolsuz, hem de yalnız kalırsınız…
En kötüsü de hayalleriniz yıkılmış…
Anlamanız gereken tek şey; istendiğiniz kadar istenmediğinizdir.
O yüzden istenmediğinizi anladığınız hayat yolunuzun bir yerinde durmanız gerek.
Sizi yalnızlıktan öte hayalsizlikten ve yürek acılarınızdan kurtaracak, belki bir nefes alıp yeniden ama bu sefer farklı bir yola huzurla çıkabileceğiniz bir durakta…
Bir durağınız olmalı yani sizi sizden bile kurtaracak.
Size acı veren yolunuzun gerçekten bittiğini size daha net gösterecek.
Size yeni yollara gitme hevesi verecek.
Sizi gerçeklerle daha net yüzleştirecek…
Vazgeçmeyi bilmek gerek çünkü hayat yeni yollar sunmaya devam eder
Öyle bir durağınız olmalı ki bu durağınız; istenmediğiniz yolunuzu anılar sandığınıza atıp, yeni bir yola, yeni anılara sizi huzurla yollamalı…
O yüzden dur be arkadaş!
Hayatın sana acı veren neresindeysen işte tam orada dur. Ve yaşadığın acıların suçunu da sakın ola hayata yükleme.
Çünkü hayat sana hep yeni yollar, hep yeni umutlar, hep yeni hayaller sunar, sunmaya devam eder.
Sen yeter ki onları görmesini bil, sen yeter ki kendini yeni yollara kapamaktan vazgeç.
Hem de vazgeçilmez sandıklarından bile vazgeçerek…