Türkiye çıldırmış evet tek kelimeyle Türkiye cinnet geçiriyor. Bazıları 90’lı yıllara dönüldüğünü söylerken bazıları da 12 Eylül öncesinin ayak seslerinden bahsediyor.
Gerçek galiba şu daha çağdaş daha modern bir dünyada yaşıyoruz ama ilkel duygularımız dimdik ayakta. İnsan öldürmeyi hak aramak sayıyoruz. Terörizmin benim ve senin yanı savunma mekanizmalarını geliştiriyoruz.
Hemen hemen her kesimden sağduyu çağrıları var. Ama kulaklarımız uzun bir zamandır bu çağrılara tıkalı veya bir kulağımızdan girip diğerinden çıkıyor. Öfkemizi kontrol edemiyoruz. Herkes öfkesini gücü yettiğinden çıkarmanın peşinde. Televizyondaki aile babası cinnetinden farksız ülke insanının durumu. Sadece olayların olduğu yerlerde değil ekran başlarında sosyal medyada bu cinnet hali mevcut.
Yıllardır kendimize sormaktan kaçtığımız soru 7 Ekim 2014’te karşımıza çıktı. Biz gerçekten birbirimizi seviyor muyuz? Kusura bakmayın ama bu konuda aptalca bir iyimserlikte bulunmayacağım. Bir ülke insanı düşünün ki tanıştığı ilk kişiye hemşehrim memleketin nere diye sormasın. Türkiye onlarca farklı etnik kimlikte yaşayan insanlardan oluşan bir bütün fakat ısrarla sanki tek bir akıl tek bir yaşam biçimi tek bir inanış biçimi gibi davranılıyor. Kalabalık olan az olana sen bilirsin diyor. Toplumun her kesiminde artık tahammül sınırları giderek düştü. Gezi olayları ile başlayan derin ayrışma birlikte yaşama isteğine darbe vurdu.
7 Ekimden beri yaşanan olaylarda ölü sayısı bu yazının yazıldığı dakikalarda 35 kişiydi. Ana haber bültenlerinde kanallar Facebook’taki beğen sayısının söylemekten farksız ifade ediyorlar. Türkiye kaosu sevdi kaos olmadan yapamıyor. Kimse kimseyi dinlemek istemiyor. Çok şaşırdığımı söyleyemem asli sorunu eğitimli, birbirini dinlemeyi bilen, insan nitelikli insan eksikliği olan ülkemizde işe yaramaz beşinci sınıf bir film serisi yirmi milyon izleyiciyi geçmiş durumdayken.
[quote]Temel sorunu iletişim kuramama olan toplumumuzun empati seviyesi sıfırın altında buz tuttu.[/quote]
Sokağa çıkıp elinde satırlarla kendini güvenlik görevlilerinin yerine koyanlar mı dersiniz içinde yolcu varken otobüse molotof atanlar mı dersiniz. Bence işin en acı yanı bu olaylar bitse bile yenilerinin yakın zamanlarda tekrar çıkma olasılığı çok yüksek.
Sevdiğimiz için mi yaşıyoruz Türkiye’de yoksa başka çaremiz olmadığı için mi? Evet sosyal medyanın gücüne inanan bir insanım ama üzerine onlarca kitap okunması gereken konularda dahi işkembeden konuşmayı maharet sanan milyonlar klavyelerin tuşlarına vuruyor. Ne varsa kötüye kullanımda usta olduk. Evet soralım gerçekten birbirimizi seviyor muyuz?