Dahi insan olmak ve Atatürk

Atatürk bir deha mıydı? Hala konuşuluyor, yaptıkları karşısında saygı ile duruluyor, örnek alınıyor ve anlaşılmaya çalışılıyor. Bu olağanüstü insandan yola çıkarak ‘deha’ ve örnek dehalar…

Atatürk

Disiplinli, stratejiler üreterek planlı bir şekilde yaşamlarımızın her anını yönetebiliyor muyuz? Yoksa kaderim bu deyip, bize verilmiş olduğunu düşündüğümüz bir kaderi mi yaşıyoruz ya da kaderimizin sorumluluğunu ve ‘bizim olan’ özgür irademizi ele alıp mucizevi bir yaşamı güzelliklerle mi donatıyoruz? Yaşama neden geldiğimizi sorgulayıp, an ve an yüksek bilinç merkezlerimizden bakabilirsek olaylara, kişilere ve kendimize, yaşamın mucizeviliğini de görür ve yaşayabiliriz. Sadece bir tek yeteneğimiz olduğunu düşünüyorsak eğer, diğerlerine bakma şansını kendimize vermemiş ya da es geçmişiz demektir. Oysa her birimizin içindeki dahiye bir göz atmasının yaşama çok büyük katkısı olur…

atatürkÜnü bugünlere gelmiş pek çok dahi vardır. Bunlara örnek ülkemizin kurtarıcısı olan bir lider: Mustafa Kemal Atatürk; vatanını ve ülkesinin insanını çok seven, milletleri birbirinden ayıran sınırların üstünde bir anlayışa sahip barışçı kişiliğine rağmen ülkesinin özgürlüğü için savaşan, savaş teknikleri ve stratejiler üreten, tüm yenilikleriyle yepyeni bir devlet ve yaşam anlayışını Türk Ulusu’na sunan, Gençliğine Hitabesi‘yle hala günümüze ve ötesine seslenebilen, böylesi bir zeka… Ülkesinin zorlu dönemlerini en iyi şekilde yöneterek, bir ülkenin kaderinde söz sahibi olmuş bir liderdir Atatürk.


Her koldan kuşatılmış bir ülkeyi yeniden özgürlüğüne kavuşturmak için çok yönlü zekasıyla ve akılcı planlamalarıyla bugünkü Türkiye’nin özgür bir şekilde yaşaması için doğru stratejiler kurmuştur. Ülke yoksulluk içindeyken, devleti ileri devletler arasına sokmak için yeniden planlayarak çağın ötesindeki fikirlerini uygulamış, ekonomik, eğitim, spor, sanayi, zirai ve bir çok dalda yaptığı kalkınma hamleleri ile Türkiye’yi çağdaş bir ülke yapmak için çalışmıştır. O’nun o gün düşünebildiği ve adımlarını attığı her şey, bugünkü yaşamda hala etkindir. Bu da çok özel bir dehayı gerektirir.

İnsan, dehasını araştırmalı ve yaşama damgasını vurmalı, ben de yaşadım, buradaydım diyebilmelidir. Yoksa yaşamızın bir anlamı var mıdır bir düşünün?

Mustafa Kemal Atatürk gibi değerli ve kalplerimize isminin kazındığı bir şahsiyetten sonra işte dahi birkaç örnek daha…

Anstein (Albert Anstein); Bilim bugün hala onu konuşur, geçmişten günümüze ışık tuttuğu gibi, geleceğe de ışık tutabilen, bir bilim insanı olmasına rağmen; “Bilim her günkü düşünmelerimizin saflaşmasından başka bir şey değildir.” diyebilen yegane insanlardandır. O bir dahidir farklı düşünebilen, sorgulayabilen, bilimin ötesini görebilen bir kişiliktir.

Albert Einstein

İnsanı düşünmeye ve sorgulamaya bunca iten sadece birkaç sözü:

• Dehanın 10’da 1’i yetenek, 10’da 9’u çalışmaktır.

• Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemektir.

• Dünya yaşamak için tehlikeli bir yer; kötülük yapanlar yüzünden değil, durup seyreden ve onlara ses çıkarmayanlar yüzünden.

• Ben atomu insanlığın yararı için keşfettim. Ama insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar. (5 Mayıs 1930’da İngiltere Tıp Akademisinde “En İyi Doktor” Ödülünü alırken yaptğı konuşmasından bir alıntı.)


• Bilgi deneyimden gelir. “Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir.”

• Bilim atom bombasını üretti fakat asıl kötülük insanların beyinlerinde ve kalplerindedir. Bir hatayı iki defa tekrar etmeyen en mükemmel insandır.

• Değer yaratın: “Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın.”

• Ancak başkaları için yaşanan bir hayat, yaşamaya değer bir hayattır.

Ünlü müzisyenlerden Ludwig van Beethoven:

Beethoven’ın üstün yeteneği daha çok küçük yaşlardayken ortaya çıkmıştır. Piyanist olarak başladığı müzik yaşamına, çalışmalarıyla ün katarak dünya çapında bir besteci olarak devam etmiş ve yaptığı bestelerle klasik müziğin 19. yüzyılın sonuna kadar yaşayan tüm müzisyenlerini etkilemiştir. Beethoven çok titiz çalışan bir müzisyendi. Müziği, ifade gücü ve tekniği çok üst seviyedeydi. Beethoven, Haydn ve Mozart’tan devraldığı prensipleri geliştirerek daha uzun besteler yazmış ve daha tutkulu, dramatik eserler oluşturmuştur.

Özellikle Op. 109 piyano sonatıyla Klasik müziğin Romantik Dönemini başlatmıştır. Yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken Beethoven, ilerleyen dönemde (1801) işitme problemleri yaşamaya başlamış ve (1817) tamamen sağır olmuştur. Bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. 9. senfoniyi sağırlık döneminde bestelemiştir. Beethoven’ın dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri bulunmaktadır. Sadece bir opera, (Fidelio) bestelemiştir. İlk senfonisini 1800 yılında yapmıştır. 3. senfonisi (Eroica) olarak da bilinir, Napolyon’a adamıştır. 9. senfoni ise en çok bilinen ve bugün Avrupa Birliği Marşı da olan en çarpıcı senfonisidir.

Dünyaya yön veren dehaların en önemli isimlerinden biri Leonorda da Vinci:

Leonardo da Vinci / Mona Lisa

Leonardo tıp alanında, güzel sanatlar ve mühendislik alanında çağın ilerisinde olan birçok projenin fikir babası ve uygulayıcısı olarak tarihe geçmiştir. Sadece resim yapmayı değil, lir çalmayı da (gerçekten iyi bir şekilde) öğrendi. Resim ve heykeller yapmak, festivaller organize etmekle uğraşmadı, aynı zamanda bina, makine ve silah tasarımları yaptı. Mekanik doğa, uçan makinelerin yanı sıra, kilise, kale ve kanal yapımı gibi mimari yapılar ile ilgilendi. Anatomi çalışmaları yaptı, öğrenciler yetiştirdi. İlgi alanı o kadar genişti ki, başladığı çoğu işi bitiremiyordu.

İlerleyen yıllarda çalışmalarını ve çizimlerini deftere kaydetme alışkanlığı geliştirdi. Bu çizimler ve defter sayfaları, müzeler ve kişisel koleksiyonlarda toplanmıştır. Bu koleksiyonlardan birisi de Leonardo’nun hidrolik alanındaki çalışmalarının el yazmalarıdır. Halen Paris’teki Louvre müzesinde sergilenmekte olan ve müzenin en önemli eserleri arasında olan, kavak bir pano üzerine yağlıboya ile resmettiği Mona Lisa (La Gioconda veya La Joconde) tablosunda, oturmuş bir kadın vardır. Kadının yüzünün kime ait olduğu hala gizemini korumaktadır.

Yüz ifadesindeki belirsizlik, kompozisyonundaki anıtsallık, atmosferdeki ilginçlikler, tablo hakkındaki çalışmaları hala devam ettiriyor. Tablodaki manzara ve model ile ilgili birçok spekülasyon yapılmıştır. Örneğin; Vinci’nin modeli güzel yanlarıyla resmettiği düşüncesi vardı, tablonun 21. Yüzyıl standartlarında olduğu da düşünülmüştür.

Ünlü müzisyenlerden Fredric Chopin, Mozart ünlü ressam Van Gogh, elektriği bulan Edison ve benzeri tarihe geçmiş birçok dahi örneklerini çoğaltabiliriz. Bu yazımın esini, benim ve ülkemin kahramanı, hayatını başyapıt olarak yaşamış bir insan Mustafa Kemal Atatürk!


İşte böyle eşsiz örnek insanların yaşamına sadece kısa bir göz attığımızda bir yaşama nelerin sığdırılabileceğini de görebiliyoruz. Siz de adınızı bugünlere ve ötesine yazdırmayı başarabilecek denli değerli bir yaşamı, yaşamak istemez miydiniz?

30 Ağustos Büyük Taarruz ve o büyük zafer


Hale Karaarslan
İndigo Dergisi’nde Yazı İşleri Müdürü ve Yayıncı olarak görev yapıyor. İndigo Dergisi’ni kendisi ve yazarlar için bir okul olarak görüyor. Yaşama ve insana dair pek çok şey öğrenerek, yürekleri sonsuz güzellikle çarpan bir sevgi ailesinin içinde her gün biraz daha maskelerinden arınarak, özünü, kendi olanı buluyor. İki harika çocuğunun öğretmenliğinde ve eşinin her konuda kendisini destekleyen sevgisi eşliğinde öğrenmeye devam ediyor. İstanbul ve Marmaris'te yaşıyor.