Mucize mi Hangi Mucize?

Son günlerde gündeme damgasını vuran ve ülkemizin Güneydoğu politikasını ortaya koyan Mucize filmini farklı bir bakış açısıyla değerlendirmeye çalışacağım.

mucize

Uyarı: Yazının devamında spoiler bulunabilir.

Film bence sanıldığı ve gösterilmeye çalışıldığı kadar masum değerler üzerine kurulmuyor. Milletimizin yumuşak karnı olan duygusallık ve vicdan unsurları ön plana çıkartılarak alttan alttan hatta açıkça bir Kürt milliyetçiliği yapılıyor.

Bence bu yaklaşım Kürt asıllı vatandaşlarımızla aramızda daha büyük uçurumlar açıyor. Hükümetin ülkeyi ikiye bölen Güneydoğu politikasıyla birebir örtüşüyor. Filmin içeriği ve zamanlaması tesadüf müdür? Tartışılır.


Güneydoğu Anadolu bölgemizde görücü usulü, kızın ve oğlanın söz hakkının olmadığı evlilikler gerçeğine değinmiş evet ama orada da bir kabulleniş ve kadercilik anlayışı hakim. Hatta engelli bir erkekle, peri masallarından sızmış güzel kızın evliliğini, “kaderine razı olursan mucizeler gelir” mesajına bağlamış. Sevginin iyileştirici gücü yadsınamaz ama bu durum zorla yapılan bir evlilikte ne kadar gerçekçi olur? Ancak kişinin kabulü ve şahsi tercihi olursa doğru mesaj olur diye düşünüyorum.

Filmde batıdan gelmiş bir öğretmenin kendi parasıyla okul yapması, öğrencilerini özveriyle eğitmesi ve engelli gence yardımcı olması ülkemizin onurlu öğretmenlerinin gerçeğini yansıtıyor.

Fakat okul inşaatını yapmaya yardım eden, dağdan inen silahlı gruplar, zamanında okullarımızı yakan, öğretmenlerimizi öldüren eşkiyalar gerçeğiyle çelişmiyor mu? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

Hele kanımı donduran bir sahne. Atlı eşkiyalar (siz kim olduklarını biliyorsunuz) köy meydanına doğru kalaşnikofları ve cephaneleriyle inerler. Öğretmen tedirgin olur ve eşkiyalar geliyor diye koşuşturmaya başlar. Korkma derler onlar eşkiya değil, Dağların aslanları


Ben Türkiye dağlarında tek bir aslan türü tanıyorum. O türün adı da Mehmetçiktir!

Bu ülkede Kürt asıllı olup sizden benden daha az vatandaşlık hakkına sahip olan kimse yok. Olmadı. Öyle ki Kürt asıllı Cumhurbaşkanımız bile olmuştur. Var mı daha ötesi. Eğitim, dil vb gibi insani haklarına da kimsenin bir şey dediği yok. Ancak birlik maskesi altında yapılmaya çalışılan ayırımcılık bana göre iyi niyetin yanından bile geçmiyor. İşin içine siyaset girmeseydi ve halkı kendi haline bıraksalardı zamanında, Kürt – Türk kardeş kardeş yaşardı bu topraklarda.

Asıl ayırımcılık ve bölücülük yapanlar şu anda birlik türküsü söyleyenlerdir. Yaşayıp göreceğiz.

Mucize filmine de birçoğu gibi masum bakamıyorum maalesef. İşin içindeki işi görmek lazım. Duygularımız aklımızın önüne geçerse yanılırız. Zaten yapılmak istenen de duygular yoluyla bir bilinç altı kodlaması yapmak. Durumu normalleştirmek.

Filmi izlediyseniz bir de bu gözle bakıp düşünmenizi, izlemediyseniz aklınızla duygunuzu normal dozlarda kullanarak izlemenizi tavsiye ederim. Neler göreceksiniz neler!

İlgili yazılar


Bir Mucize: Mahsun Kırmızıgül – Erdal Kişioğlu


Özgül Süsler
Falanca yılın, filanca ayının, bilmem kaçıncı gününde doğmuşum. Kutu kutu pense, yakan top ve misket oynamışım. Komşuların zilini çalıp kaçmışım. Balkondan sarkan komşu teyze “kimdi o? “ diye sorunca, “Bilmem” demişim...