Türk edebiyatının belki de en büyük ismi Yaşar Kemal’i ebediyete uğurladık. Artık o; büyük usta, eserleri ile Türk halkının ve dünyanın gönlünde yaşamaya devam edecek.
Kalemin ulu çınarı Yaşar Kemal’i sonsuzluğa uğurladık…
1923’ün güzüydü o doğduğunda; ay Ekim, takvim 6’yı gösteriyordu. Çiftçi Sadık Efendi ve Nigar Hanım’dı babası ve annesi. Sıcağın bol olduğu Osmaniye, Hamite’ydi doğduğu yer. Zaman ilerledi, aylar birbirini kovaladı, düştüler ailece yollara, Adana’da bir köye yerleştiler. Tuhaf bir yerleşim oldu onların göçü. Tuhaf çünkü, Türkmenlerin olduğu bir köyde tek Kürt aileydi onun ailesi. Evde Kürtçe’ydi onun lisanı; kapının eşiğinden dışarı adım atmasıyla değişiyordu birden ve kırmızı beyaza boyanıyordu dili.
Herkesin bu topraklarda anlaşabileceği ortak dil Türkçe oluyordu. Daha yazmaya başlamadığı romanları gibiydi Yaşar Kemal’in hayatı, birçok şeyi uğraş etti hayatında. Karanlığın yerini güneşe bıraktığı günler hızlı geçiyordu Yaşar Kemal. Irgat katipliği, ırgatbaşılılık, öğretmen vekilliği, kütüphane memurluğu, traktör sürücülüğü tek tek hepsini yaptı.
Üç Fidan‘ın çocuk olduğu ve Komünizm‘in küfür olarak algılandığı yıllarda; Yaşar Kemal, Komünizm propagandası yaptığı iddiası ile tutuklanıp Kozan Cezaevi‘ne konuldu. Çok sürmedi onun cezaevi serüveni… Yaşar Kemal, Adana‘dan İstanbul‘a düştü yola otuzlu yıllarının başında. Çıkardı ve o ilk ve büyük romanını: İnce Memed. Nazım Hikmet Rusçaya 1959 yılında çevirdi bu romanı.
O romanda değişti, kalemin çınarı Yaşar Kemal’in hayatı…
Anadolu‘yu, Adana‘yı, Çukurova‘yı anlattı romanlarında. Pamuk toplayan insanları, sıcağın alnındaki ter dökmüş emekçileri anlattı Büyük Usta. Adana’nın ovalarını, tozlu, topraklı yollarını, uzun uzun ağaçlarına yer verdi romanlarında. Barıştı onun kılavuzu, kardeşlikti onun adresi… O yüzden savundu Türk – Kürt kardeşliğini, bölünmez bütünlüğünü. Sevgiydi onun dili, dikenlerinden kurtarmıştı bu ayrımı, Türk – Kürt düşmanlığını. Her nefesinde hatırlattı Türklerle Kürtlerin kardeş olduğunu… Şu sözleri söyledi büyük çınar:
“Bir, benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İki, insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asilime etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin. Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir. Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar.” — Yaşar Kemal
Yüreği büyüktü ve bir o kadar tevazuluğu Yaşar Kemal’in… Bu yüzden Anadolu insanının yüzündeki kırışıklıkları resmetti romanlarında. Onun için düzgün yaşam, her şeyin ötesindeydi. Belki de yakın dostu Ressam Ahmet Güneştekin‘e söylediği gibiydi hayatı. “Namuslu bir hayat geçirdik eşim Tilda Kemal ile.” O yüzden güzel uğurlandı Büyük Usta Yaşar Kemal. Şimdi, “O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler…”
Oxir be Yaşar Kemal…