Holywood’un show ile göz boyayan animasyonlarına inat, Prenses Kaguya Masalı her karesinde ruh olan bir anime film.
KAGUYAHIME NO MONOGATARI / THE TALE OF PRINCESS KAGUYA / PRENSES KAGUYA MASALI
YÖNETMEN: Isao Takahata
SENARYO: Isao Takahata, Riko Sakaguchi
YAPIMCI: Yoshiaki Nishimura, Toshio Suzuki, Seiichiro Ujie
MÜZİK: Joe Hisaishi
YAPIM YILI: 2013
ÜLKE: Japonya
Ormanda bambu keserek geçimini sağlayan yaşlı adam, bambu ağacından çıkan parmak kadar bir kız bulur. Kızı avucuna alıp karısına götürür.
Bambu ağaçları gibi hızlı büyüyen kız, yaşlı adam evine gidene kadar bebeğe dönüşür. Hem evin hem de ormandaki diğer insanların neşe kaynağı olur.
Yaşlı adam, ormana gittiği başka bir gün bambu ağacının içinden altın çıkar. Yaşlı adam bu olayı bambu ağacından çıkan kızın prenses olduğuna yorar. Şehre taşınıp kızın orada yetişmesi gerektiğine karar verir.
Doğanın içinden kopan kız saray eğitmeninin elinde güzeller güzeli bir prensese dönüşür ve Kaguya ismini alır. Kaguya, yaşlı adamın kendisini zengin bir adamla evlendirme isteğine önceleri karşı çıkmaz. Gün geçtikçe etrafındaki her şeyin sahte olduğunu hisseder. Kendisine talip olan varlıklı ve elit sınıfa mensup beş erkeğin Kaguya’ya olmayacak vaatlerde bulunması Kaguya’yı daha da mutsuz yapar. Oysaki Kaguya’nın burnunda eskiden yaşamış olduğu basit köy hayatı tütmektedir.
Japon animesinin bir diğer usta ismi Hayao Miyazaki‘yle beraber Studio Ghibli‘yi kuran Isao Takahata‘nın uzun bir aradan sonra çektiği Prenses Kaguya Masalı, yaklaşık 1000 yıllık Japon halk masalı The Tale Of The Bamboo Cutter‘dan uyarlandı.
Takahata‘nın tarzı Miyazaki ile benzer görünse de Miyazaki‘de hayal gücü daha ön plandadır. Takahata ise İtalyan Yeni Gerçekçiliği‘nden oldukça etkilenmiştir (Bu akımın başyapıtlarından olan Vittorio De Sica‘nın Ladri Di Biciclette [1948] filminden etkilendiği şeklinde açıklaması mevcuttur). Prenses Kaguya Masalı‘nda olduğu gibi, Takahata masal bile anlatsa hikâyeye gerçekçi bir yönden yaklaşıyor.
Kaguya’nın köyde yaşadığı bölüm, gündelik hayata dair uzun sahneler içeriyor. Kaguya, köydeki diğer çocuklarla arkadaş olur. Beraber köyün her yerini gezip şarkılar söyler. Ağaçlara tırmanır. Hayvanlarla bile içli dışlıdır. Kaguya’nın büyüme evresi köydeyken hiç durmaksızın devam eder. Takahata, köy bölümlerinde gündelik hayata odaklanıp mesaj vermemeye gayret eder. Vermesine de gerek yoktur. Suluboya çizimlerle daha da güzel görünen doğanın içerisinde koşan, eğlenen, kahkaha atan çocuklardan daha güzel bir mesaj olabilir mi?
Takahata esas mesajını Kaguya şehre geçtiğinde verir: Doğadan koparılan tohum, çürümeye mahkûmdur. Zira Kaguya’nın köydeyken büyüme evresi aralıksız devam ederken şehre geldiğinde kesilir. Kaguya prenses olduktan sonra şanın, şöhretin, pahalı kıyafetlerinin, vs. sahte olduğunu hisseder. Geçmişe özlem duyar. Takahata izleyiciye sıkıcı gelebilecek köy bölümlerinin aslında ne kadar değerli anlar olduğunu hissettirir.
Kaguya’nın kız çocuğundan kadınlığa geçiş sürecinde ise Takahata, hikâyenin alt metnini feminist bir bakış açısıyla dolduruyor. Kaguya şehre geldiğinde toplumun beklentilerine uymak zorunda bırakılır. Kaguya’nın çevresinin Kaguya’ya davranış şekli, dünya üzerindeki birçok kültürün kadına bakışıyla aynıdır. Kaguya, kadının korunmaya muhtaç bir canlı olduğu şeklinde tasvir edilir. Kaguya’nın esareti de buradan kaynaklanmaktadır. Kendisine türlü yalanlarla talip olan erkeklerin Kaguya’ya getirdikleri hediyelerde bile esaret vardır. Erkekler Kaguya’yı hiç görmemiştir. Çünkü o bir prensestir. Kaguya, birey olarak yoktur.
Şimdilik Takahata‘nın veda filmi gibi duran Prenses Kaguya Masalı, dramatik yönü ağır basan, hüzünlü, naif ve görsel açıdan müthiş bir film.