Sevgilerde siz böyle olsun istemezdiniz!

Behçet Necatigil’in “Sevgilerde” şiirini bilir misiniz? Ne zaman ve hangi şartlarda okudunuz peki? Referans mı oldu hayatınıza, dönüp baktırdı mı geçmişinize? Nasıl da güzel cümleler bunlar diyeniniz oldu mu? Hayatım bundan ibaret, diye iç geçireniniz…

Sevgilerde siz böyle olsun istemezdiniz!

Sevgileri yarınlara bıraktınız, diye başlar hayatımın referansı diye tanımlayacağım bu şiir. Çekingen, tutuk, saygılı… Bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden. Ki siz böyle olsun istemezdiniz, diye devam eder bu güzel ruhlu şiir…

Bu şiiri referans alarak, yazıya başlamak istememin nedenine gelelim… Günümüzde en çok sömürülen ve herkesin nedendir bilinmez ama sadece kendine ayırdığı ve muhafaza ettiği sevginin ne anlama geldiğini sorgulamak. Neydi sevgi? İnsanların birbirine söylemekten bu denli korkup kaçtığı ve sadece düzene kurala göre rolünü oynadığı bir oyun muydu?


Hep bir bahane dünyasında kendi bahanesinde kavrulup, sonsuzluğun içinde olduğunu sanan yegane duygudur, sevgi. Bir umuttur belki kimine göre. Belki de hayatımızın rotasını eline geçirip, peşinden sürükletendir sevgi. Sahidir belki, hissettirmeden…

Hayatın akışına göre ilerlediğimiz şu günlerde, hiçbirimiz arkasına bakmayı yeğlemiyor.

Çünkü önünde bir sürü zaman dilimi olduğunu düşünüyor. Çok mu yanılıyor? Bilinmez! Lakin, ne demişti şair? “Siz geniş zamanlar umuyordunuz. Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk geçeceği, aklınıza gelmezdi” Aklımıza gelmeyen şeyleri bir gün yaşayarak deneyim kazanıyoruz bu hayatta.

“Hayatta” ile başlayan cümlelerimizi yeri geliyor, anın içine sığdırmaya çalışıyoruz.

Sevmiyoruz alışılagelmeyeni, bir süre sonra. Ve evet, her şeyi ama her şeyi sadece kendimize saklıyoruz! Paylaşma duygusuna hakim olmadan, paylaşıma dahil olmanın yolları arayıp, bunun bir çıkış yolu olacağını düşünüyoruz. Hiç düşünmüyoruz bazen de. Neyi yahut kimi? Olması gereken ve olmaması gereken. Hayat, net, kısa bir çizgi. Kısa diyorum, dikkatinizi çekerim. Hani o çok uzun ömürler biçtiğiniz hayatlarınızdan bahsediyorum. Hani içine kimseyi sokmayıp da, kendi bencilliğinizde ilerlediğiniz süslü hayatlarınız…

Ne diyor şiirin sonunda? “Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı, gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz yahut vaktiniz olmadı.”

İşte tam da bahsettiğim olay burada! Referans dedim, yazının en başında bu şiir için. Kim bilir benden başka kimlerin referansı oldu, şimdiye dek… Hep bir bahane dünyasında ilerlerken biz, yaşamın bu denli güzelliklerini kaçırdığımızı çok daha sonra öğreniyoruz. Kimimiz öğrenemiyoruz da. Sadece duyuyoruz, bilmek isteyip istememek arasındaki ince çizgide dolaşıyoruz.


Bir adım ileri, yahut bir adım geri! Sayma yerinde hadi! Gör bak dünyana bir kez daha, ne varmış, ne yokmuş senin de yanında? Zamanında Behçet Necatigil yazmış “Sevgilerde” şiirinde. Sana, bana, ona referans olsun diye… Böyle güzel bir şiir dururken durup faydalanmamak niye?

Herkesi farkındalığa davet edip, hayatlarınızdan yalnızca beşer dakika rica ediyorum. Varsın beş dakikanız eksik kalsın hayatta. Hiçbir işe yaramayacağını düşünenler, sahi bu hayatta kaybettiğiniz yalnızca beş dakika mı sizin?

Behçet Necatigil – Sevgilerde

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.


Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.

Verilmeyen seçenekler: Özgürce seçtiğinize emin misiniz?


Beyza Elif Özer
3 Ocak 1995 doğumluyum. Belki de istediğim her şeyi gerçekleştireceğime inandığım yaşlara geldiğim vakit, yazma isteğimin oluştuğunu farkettim. Öncesi/sonrası olmayan hayatımızın sadece bir an'ını dahi yazarak kendimi avuttum. Sadece düşünmek ve düşündüklerini anlamlandırmak adına yazdım hep. İnsanları anlama konusunda güçlük çekip,sırf bu yüzden kişisel gelişime merak sardım. Uzun yıllar basketbol ve voleybol oynadım. Aynı zamanda fotoğraf ve dekorasyon meraklısıyım. Ve özellikle şuanda aldığım eğitimden dolayı yabancı dizi ve film delisiyim. İzlemekten en çok keyif aldığım dizi; House. Bunların haricinde yapmaktan en çok keyif aldığım şey; Kendimden daha bilgili/kültürlü insanlarla konuşup, onların deneyimlerinden faydalanmak. Binevi hayatıma yön verirken her şeyi düşünüp ona göre yol almak... En sevdiğim insan şekli; her açıdan kendini geliştirip, yarın'ını düşünen insan.. Bu arada şuanda eğitimime Celal Bayar Üniversitesi/ İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde devam ediyorum.. Yazmaya/okumaya olan ihtiyacımızın hiçbir zaman eksilmemesi dileğiyle.. Son olarak,hayat felsefem; ''ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.''