Amerikalı eşcinsel imam Daayiee Abdullah’ı Türkiye medyası yeni farketti. Halbuki Nefise Özkal Lorentzen onu ve diğer Müslüman eşcinsel erkekleri 2008 yılında çektiği “Gender Me” (Cinsiyetle Beni) filminde anlatmıştı.
İslam’da eşcinselliğin cezalandırılmasından bahsedilmediğini söyleyen imam Daayiee Abdullah, kurucularından olduğu MECCA Enstitüsü’nde kapsayıcı ve yenilikçi bir İslam anlayışı üzerine çalışmalar yapıyor.
Zamanında üstü kapatılmış ya da bastırılmış olan her şey teker teker yüzüstüne çıkıyor. Solaklar Ortaçağ’da cadı hatta şeytan ilan edilip yargılanıyorlardı, şimdilerde sol elini kullananların daha akıllı olduğu düşünülüyor.
Küreselleşmenin sonuçları ya da korku duvarlarının yıkılması… Dünya artık daha hızlı değişiyor. Bir önceki yüzyılda siyahiler köle statüsünde yaşarken, bugün dünyanın en etkin ülkesini bir siyahi yönetiyor. Çok yakın zamana kadar “eşcinsellik” konuşulması bile tabu bir konu iken, bugün artık eşcinsel kimliğini saklamayan devlet yöneticileri ve din görevlileri var. Aslında eşcinselliğin artması diye bir şey söz konusu değil. Sadece zamanında ötekileştirilmiş diğer tüm insanlar gibi eşçinseller de artık daha sesli konuşuyor.
Daayiee Abdullah kimdir?
1954 yılında Amerika’nın Ditroit kentinde Sidney Thompson ismiyle dünyaya gelen Abdullah, kalabalık bir Afro-Amerikan ailenin oğlu. Muhafazakar bir Hristiyan mezhebi olan Güneyli Baptist Konvansiyonu’na bağlı olan ailesi, Amerika’da siyahi ırka uygulanan haksızlıklarla savaşmış. Abdullah’ın kendisi de gençliğinden beri eşcinsel hakları için çalışan bir aktivist. Daayiee Abdullah, 5 yaşında eşcinsselliğini farketmeye başlamış, 16 yaşında bunu ailesine açıklamış ve kabul görmüş.
Okumak için gittiği Çin’de tanıştığı Müslüman okul arkadaşlarından etkilenerek 30 yaşında İslam dinini kabul eden Abdullah, daha sonra İslam’ı ve Arapçayı öğrenmek için, Mısır, Suriye ve Ürdün’ü dolaşmış. 1995 yılında Washington D.C.’de hukuk fakültesinden mezun olmuş. 2000’li yılların başında ise dini eğitimini tamamlamak için girdiği Virginia Ashborn Sosyal İslam Bilimleri Fakültesi’nden eşcinsel olduğu için atılmış. Aynı yıllarda katıldığı forumlarda yaptığı konuşmalarla LGBT camiasında popüler olmaya başlayan Daayiee Abdullah, gerek seyahatlerle gerekse internet üzerinden hem eşcinselliğini hem de Müslümanlık inancını yaşamak isteyen diğer eşcinsellere destek ve danışmanlık vermeye başlamış.
İmam olarak anılması ise AIDS’ten ölen ve hiçbir imamın kabul etmediği eşcinsel bir Müslümanın cenazesini yıkaması ve namazını kıldırmasından sonra olmuş. Daha sonra gene İslam dünyasında hoş görülmeyen farklı dinler ve eşcinseller arası nikahları kıymaya başlamış. Halen Washington D.C.’de LGBT bireylerin inancından kopmaması ve ruhsal ihtiyaçlarını diğer herkes gibi karşılayabilmesi için kurduğu Reform Işığı Camisi‘nin imamı ve eğitim yöneticisi olarak çalışan “Eşcinsel İmam”, dini otoriteler tarafından eleştirilse de Amerika’nın cinsel yönelimini açıklamış ilk “gay” imamı olmaktan gurur duyuyor. Abdullah’ın imam olduğu camide kadın ve erkekler yan yana namaz kılıyor, kadınlar da namaz kıldırabiliyor. Daayiee Abdullah, İslam ile ilgili görüşlerini “Daayiee’s place of inner peace” isimli blogunda yayınlıyor.
“İnsanların kültürlere odaklanmayı bırakıp, nasıl iyi insan olunduğunu düşünmelerini isterdim. İnsanları renklerine, cinsiyetlerine ya da yönelimlerine göre yargılamayın. Onların sizinle ya da diğer insanlarla nasıl bir etkileşim kurduğuna bakın.” Daayiee Abdullah
Homofobik toplum
Dini duygularla büyümüş Müslüman bir genç, cinsel yönelimlerinin kabul görülenden farklı olduğunu farkedince önce korkup sonra kendinden nefret ediyor. Hem İslam inancını, hem de eşcinselliği kişiliğinin bir parçası olarak görmesine rağmen, toplum ve aile baskısıyla bu iki kimliğin birinden vazgeçmek zorunda kalıyor. Yaşadıkları bu duygusal gelişme, eşcinselleri intihara kadar sürükleyebiliyor.
Birçok Müslüman ülkede eşcinselliğin cezası idam. Zeki Müren ve Bülent Ersoy gibi sanatçıların baştacı yapıldığı Türkiye’de ise toplumun eşcinselliğe yaklaşımı biraz şizofrenik. Türkiye’de 2002’den bu yana çoğu seks işçisi 70’e yakın eşcinsel birey nefret cinayeti kurbanı oldu.
Diyanet kurumları halktan toplanan vergilerle finanse edilirken, camiler neden sadece belirli bir kesime hizmet etmeyi seçiyor? Cinsel yönelimlerini ana akımdan farklı bir şekilde ifade eden eşcinsel vergi mükellefleri niçin cuma namazını toplu kılamaz? Hoşgörülü olduğu söylenen, küfretmenin günah olduğu bir dinin mensupları nasıl oluyor da eşcinseller hakkında ağza alınmayacak hitaplar kullanıp, onları öldürmeye teşebbüs edebiliyorlar? Hoşgörü sadece kendine benzeyene mi gösterilir?
Din, yani inanmak, insani bir ihtiyaç; dolayısıyla başkalarının üzerinde hakimiyet kurmak ya da para kazanmak için kullanılacak bir araç olmamalıydı. İnancın birçok kişi tarafından bu yollarla kullanılması ve bunun oldukça büyük bir kesim tarafından da kabul görüyor olması, İslam’ın günümüzde tecrübe ettiği yozlaşmanın ve İslamafobi’nin sebebi olarak da görülebilir. Bugün farklı gruplar tarafından birbirine benzemeyen birçok şekilde uygulamasına ve yorumlanmasına şahit olduğumuz Kuran’ı alışılmışın oldukça dışında yorumlayan Daayiee Abdullah, Kutsak Kitap’ın açık bir şekilde hiç kimsenin başka bir insanın ne yapması gerektiğine karışılamayacağını söylediğini iddia ediyor.
İslam’da lezbiyenlikten ziyade “gay”lik veya erkeklerin feminen davranışlar sergilemesi olumsuz karşılanıyor. Bu bir nevi daha kıymetli olarak kabul edilen erkekliğin, ikinci cinsiyet olarak kabul edilen kadınlığa benzetilip değerinin düşürülmesine karşı duyulan bir tepki olarak algılanabilir. Müslüman erkeklerin İslam’ı kadınlar ve eşcinseller üzerinde güç ve baskı kurmak için kullanıldığını düşünen Abdullah, cinsellik ve inançlarına karşı hoşgörü değil, kabullenilme istediklerini söylüyor. Abdullah’a göre Kuran, eşcinsel evliliğe müsait ve sağlıklı bir cinsel hayatın kurulmasını destekliyor. “Tarihçiler de Muhammed Peygamber’in eşcinselliğe dair hiçbir söylemini bulamamıştır” diyerek tezini savunuyor.
“Müslüman olarak kal! İnancın ve cinsel yönelimin konusunda bir tercih yapmak zorunda değilsin. Allah hepimizi farklı yaratmıştır. Ben Allah’ın kendi cinsiyetinden birine aşık olanları cezalandıracağı fikrine karşı çıkıyorum.” Daayiee Abdullah
MECCA Enstitüsü
MECCA Enstitüsü (MECCA Institute – Muslim Educational Center for Creative Academics), Dayiee Abdullah’ın kurucularından olduğu, modern İslam öğretisi hakkında çalışmalar yapan ve Eylül ayında internet üzerinden kurslar vermeye başlayacak olan bir eğitim kurumu. Müslümanlıkta çeşitliliğe inanan eğitimciler, Müslüman veya gayri müslim öğrencilere temel İslam öğretisini anlatıp, İslam’ın alternatif yorumlamaları üzerine çalışmalar yapacak.
İslam öğretisini ve ruhani algısını diyaloğa dökerek daha uyumlu ve dengeli toplumlar yaratılabileceğini düşünen MECCA Enstitüsü eğitmenleri, “Erken İslam Tarihi, Felsefi Açıdan Kuran Çözümlemeleri, Kronolojik ve Karşılaştırmalı Kuran Yorumlamaları, İslamik Mistizim, Kuran Ezberi, Kuran Ahlakı, Cinsiyet ve Cinsellik, Arapça Okuma ve Kaligrafi” konularında dersler verecek.
Özkal Lorentzen’in İslam Üçlemesi
“Bizi insan yapan empati kurabilme yeteneğimizdir. Bu senin hayatın, senin bedenin ve istediğin insanı sevmek senin hakkın. Bu yaradılışın çeşitliliğinin bir parçası.”
Nefise Özkal Lorentzen
Nefise Özkal, küçükken anneannesinden “sevgi, adalet ve birlik dini” olarak öğrendiği İslam’ı çok sevmiş, fakat büyüdükçe tanıdığı Müslümanlar onu hayal kırıklığına uğratmış. Kadın, erkek veya eşcinsel birçok Müslümanın mutsuz olduğunu farkeden Özkal, 2001’de New York’taki İkiz Kuleler’e yapılan saldırıdan sonra anneannesinden öğrendiği İslam’ı köktendincilerden geri almak için İslam hakkında filmler yapmaya karar vermiş.
Daayiee Abdullah’ı da tanıttığı birinci filmi Gender Me‘de (2008) hem Müslümanlığını hem eşcinselliği yaşamak isteyen erkekleri anlatmıştı yönetmen. İkinci film “A Baloon for Allah”ta 2011) İslam ülkelerinde yaşayan kadınların neden mutsuz olduğunu, üçlemenin son filmi Manislam‘da (2014) ise Müslüman erkeklerin yaşadığı acıları göz önüne sermişti.
Hem İslam ülkelerinde hem de dünyada yeni bir İslam anlayışının oluşturulması gerektiğini düşünen Nefise Özkal Lorentzen, insanların birbirlerine ve hayata sorgulayarak bakabilmesi ve önyargılı olmaması isteğiyle film yaptığını söylüyor. Yönetmen bu aralar bu üç filmden oluşan bir programla “Cinsiyet Aktivistliği” eğitimi hazırlıyor.
Birilerinin yüksek sesle konuşması gerek!
“Kuran’ı yorumlayanların, hitap ettiği toplum hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Kuran’da evlilik dışı ilişki yasaktır ama, eşlerin zıt cinsiyetten olması gerekir diye bir şart yoktur. Kuran her devirde insanların mutluluğu içindir. Dünya değişiyor ve İslam’ın da bunu ayak uydurması lazım.” Daayiee Abdullah
İslam ve eşcinsellik herkesin az çok fikir beyan etmek istediği ama çoğunluğun ya hem ikisi ya da herhangi biri hakkında yeterli bilgisinin olmadığı konular. Bu noktadaki anlaşmazlıkların çözümünde en mantıklı yol, her iki konu hakkında bilgi ve tecrübesi olan kişilerin konuşması olacaktır.