Bilinçlenme… İnsanlık tarihinin en önemli sorunlarından birisi, belki de en önemlisi. Şuan bana göre ülkemizin en önemli sorunlarından.
Peki nedir bu bilinçlenme? Ne demektir bu önemli kavram? Şöyle kısaca bir tanımını yapalım: “Bilinçli olmak.” Evet bu kadar kısa bir tanımı var. Etimolojisine baktığımızda ise eski Türkçede “düşünmek” anlamı olduğunu görüyoruz. Peki biz ne kadar düşünüyoruz? Yaptıklarımızı hiç sorguluyor muyuz? Vicdanımızın o sessiz çığlıklarına en son ne zaman kulak verdik? Gece yatağımıza girdiğimiz zaman o günümüzü hiç sorguladık mı? İnananlar için râblerinin “düşünün ve sorgulayın” emrini yerine getirdik mi?
Bu soruların cevabını veremiyorsak maalesef ki bilinçsiziz. Peki nerelerde hata yapıyoruz?
Ülkemizdeki bilinçlenme sorununun benim gözümde iki ana eksiklikten kaynaklandığını söyleyebilirim. “Gerçek Ahlak ve Vicdan” eğer bu ikisini yerli yerine oturtursak düşünmeye yani bilinçlenmeye başlayabiliriz.
Gerçek ahlak dedim çünkü, bizim maalesef ki ahlak algımız toplumsal yaşamımızda sadece cinsel ahlakla sınırlı, cinsel ahlak elbette insan evrensel değerlerine saygılı olunduktan sonra çok önemlidir. Ancak bunun yanında insan için: “Siyasi Ahlak”,”İş Ahlakı”, “Temizlik Ahlakı”, “Sosyal Ahlak” bunlardan sadece bazıları… Ve bütünüyle olduktan sonra biz Gerçek ahlaktan bahsedebiliriz.
Ahlaki eğitim sadece aile tarafından verilemez. Okullar, televizyonlar, toplumsal örgütler bunlardan sadece bazıları. Artık bilgi çağında yaşıyoruz günümüzün en etkili iletişimi kuşkusuz “Sosyal Medya”
Peki vicdan? Aslında bu sorunun cevabını tek bir cümleyle Balzac bize vermiş: “Vicdanımız yanılmaz bir yargıçtır, biz onu öldürmedikçe” ben de bu cümleyi benimsiyorum. Yaratıcının bize vermiş olduğu doğuştan gelen temiz ve doğru olan vicdanımızı öldürmeyelim…
Kısaca hata yaptığımız iki ana eksiliğin tanımını yapmaya çalıştım. Bu iki ana eksikliğin giderilmesi sadece reşit olmayan çocuklara değil, toplumumuzun tüm bireylerini kapsamaktadır. Bu kapsamın içine ebeveynler, değerli öğretmenlerimiz, aydınlarımız, siyasetçilerimiz, din adamlarımız kısaca tüm toplumumuz girmektedir.
Örnek vermek gerekirse, sokakta yere çöp atmak, toplu alanlarda insanların temiz olmaması, sigarayı başkasının rahatsız olacağı şekilde içmek bunlardan bazıları… Eğer bunları yapıyorsak yukarıda bahsettiğimiz eksikliklerimizi görüp, “bilinçlenmemiz gerekiyor.”
Vicdan ve Temizlik Ahlakı
Başka bir örnek, siyasilerin kullandığı dil ve üslup halkımızı ayrışmaya, çatışma ortamına götürüyor. Farkında olmadan kullandıkları bir kelime ya da cümle toplumları söylemlerini uygulamaya itebiliyor dolayısıyla ülkemizdeki gibi karışıklıkların çıkmasına neden oluyor. Ziya Paşa’nın dediği gibi siyasetçiler hizmet için önce kendilerini ıslah etmelidir:
“Onlar ki laf ile dünyaya verirler nizamat,
Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde.”
“bilinçlenmemiz gerekiyor.”
Vicdan ve Siyasi Ahlak
Yine başka bir örnek; İş ahlakı konusunda üniversitede bir hocamın anlattığı olaydan örnek vermek isterim. Hocamın yakın bir arkadaşı Adana’da yaşıyor ve ona Türkiye’yi gezmek amacıyla Almanya’dan misafiri geliyor misafirin izni beş gün ancak Türkiye’yi gezmeyi beş güne sığdıramıyorlar. Beşinci gün akşamı arkadaşı misafire: “Gitmemesini, iki gün daha kalmasını, gitmediğimiz yerlere gidebileceklerini söylüyor.” Ancak misafir izninin beş gün olduğunu ve gitmesini gerektiğini açıklıyor. Bunun üzerine arkadaşı misafire: “Doktordan rapor alırız, bir şey olmaz diyor.” Misafir şaşırıp kalıyor ve ona hasta olmadığını söylüyor. Bizim iş ahlakımızda böyle bir şey olmaz deyip Almanya’ya dönüyor.
“Düşünüp bilinçlenmemiz gerekiyor.”
Vicdan ve İş Ahlakı
Son örneğimiz ise yukarıda yazdıklarımızdan daha önemli “Sosyal Ahlak” bütün kutsal kitaplarda suçsuz yere bir cana kıymak şiddetle yasaklanmıştır. Bizim kutsal kitabımız Kur’anı Kerim’de Yüce Allah’ın:
“Kim cinayet suçu işlememiş veya yeryüzünde fesat çıkarmamış bir kişiyi öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibi olur. Dahası kim bir hayat kurtarırsa, bütün insanlığı kurtarmış gibi olur.”
Biz sadece bu ayete uysak ülkemizdeki en önemli sorunlar çözülecektir. Başka önemli yanlış, insanların sırf düşünceleri yüzünden toplumumuzdan dışlandığı, her türlü kötü muameleye maruz kaldığı en kötüsü öldürüldüğü bir toplum olmaktan çıkmak. İnsanları dinlememiz, onları yargısız infazla yargılamamalıyız. Keşke bu konuda da Kur’andaki şu ayete uya bilsek:
“O kullar ki sözün tamamını dinlerler ve en güzeline uyarlar: İşte Allah’ın kendilerine doğru yolu gösterdiği kimseler bunlardır; ve işte onlar, akletme yetilerini kamil manada kullananlardır.”
Yine kadınlara karşı toplumumuzdaki şiddet eylemlerini engelleyebilmek için, kadınları cinsiyet olarak değilde bir “şahsiyet” olarak görebilsek…
“Düşünüp bilinçlenmemiz gerekiyor.”
Vicdan ve Sosyal Ahlak
Söylenecek o kadar çok fazla şey var ki bunun için sayfalarca yazılar yazmak gerekli… Başta devletin, sivil toplum örgütlerinin bilinçlenme adına insanlara Gerçek Ahlak ve Vicdan sorgulamasını yapması gerekli. İnsanlara ulaşmak bu kadar kolayken:”Okullarda, televizyonlarda, sosyal medyada, Cuma hutbelerinde” bilinçlenmek bu kadar zor olmamalı.
Umarım ülkemiz gerçek manada bilinçlenebilir. Bunun için de kelimenin etimolojisindeki gibi “Düşünmeliyiz.”