Bilgisayarın ekranına bakıyorsun. İştesin, evdesin, okuldasın, tatildesin… Ne olursa olsun şu ekran üzerindeki bir şeye 10 dakikadan daha fazla odaklanamıyorsun. Kızma, savunmaya geçme hemen. Yalnız değilsin! İnsanların %82’si senin gibi… Benim gibi… Bizim gibi…
Bir internet sayfasında 27 saniye kalıyoruz, bir videoyu sadece 14 saniye izliyoruz. Gün içerisinde ortalama 34 kere maillerimizi kontrol ediyoruz. Bir o kadar da sosyal medya sayfalarımıza bakıyoruz…
Hepimiz mi hiperaktifiz yoksa hayat hiperaktif biz de ona ayak mı uyduruyoruz?
Çalışırken internette geziyoruz. Yürürken müzik dinliyoruz. Evde otururken veya uyumaya hazırlanırken televizyon seyrediyoruz, en iyi ihtimalle de kitap okuyoruz. Sürekli bilgi bombardımanı altında beynimizi meşgul ediyoruz. Peki kendine hiç soruyor musun, biz ne yapıyoruz? Amacımız ne ve neye odaklanıyoruz? Daha doğrusu odaklanamıyoruz. Acelemiz var; mutlu değiliz; bir şeyleri yakalamaya ya da bir şeylere yakalanmamaya çalışıyoruz. Bunu kim yapıyor? Biz… Kimin için yapıyoruz? Bizim için… Sıkılmayalım, düşünmeyelim, kendimizle baş başa kalmayalım diye.
En son ne zaman yolun ortasında durup etrafına baktın? Dışarıdaki havayı içine çekip, seni çevreleyen tüm seslere tek tek kulak verdin? Evde otururken her türlü medya aracını ve gözlerini kapatıp kafanın içinde koşan düşünceleri seyrettin? Müzik dinlemeyi bırakıp, sadece birkaç dakika kalbinin atışlarını göğsünün arkasında hissederek ruhunu dinledin? Birkaç dakika… Ne kadar uzun zaman değil mi? Kendi içimizden gelen sesi bile dinlemeye sabrımız yok. İstersen bir dene…
“Şu anda durabilirsin. Derin bir nefes alıp sonra ciğerlerindeki tüm hava boşalana kadar dışarı verebilirsin. Sonra bir daha… Son bir kez daha… Aklını kurcalayan her şeyden uzaklaşırken, tüm gün kaçtığın kendine kulak verebilirsin. Tüm vücudunda dolaşan yaşam enerjisini hissedebilirsin. Son bir kez daha derin bir nefes alabilir, tamamen dışarı verirken görüntüsü bulanıklaşan gözlerini kapatıp sadece kendini dinleyebilirsin…”
Şimdi bak bakalım kaç saniye olmuş? Bunu birkaç dakika yapmayı dene. Bak bakalım kendin sana neler söylüyor? Yetiştirmen gereken işten mi bahsediyor? Yoksa o gün başına gelen can sıkıcı olaydan mı? Etrafın sana nasıl baktığından mı? Sevgilinden mi? Kendin için en önemli olan şey neyse sana ondan bahsediyor.
Cevap şu: Kendini dinlersen sana sadece kendinden bahsedecektir.
Bu cevaba ulaşana kadar kendine odaklanırsan, sana tek doğruyu hafifçe fısıldayacaktır: Nasıl mutlu olacağını… Dışarıda, saniyelerle yarışarak cevabı aramana gerek yok. Gün içinde milyonlarca bilgiyle kendini yormana gerek yok. Başka hiçbir şeye odaklanmana gerek yok. Sadece kendine odaklan. Dışarıdaki her şeyin sebebi de cevabı da sensin…