Pervasızca Indigo’ya söven arkadaşların (PISA) test sonuçları

Baktın ki okuduğunu anlamıyorsun bu sefer anlamadığını okumaya başlamışsın. Ne o efendim! Dedesinin mezar taşını okuyamıyormuş. Sen önce git, bir Alican kitabı oku da dedenin mezar taşını sonra okursun.

türkiye pisa test sonuçları türkiye okuduğunu anlama pisa testi

Pervasızca Indigo’ya söven arkadaşların (PISA) test sonuçları

Yazmak hobidir, insanı rahatlatır ama yazdıklarının anlaşıldığını gördüğü oranda…

Türklerin nasıl Müslüman olduğunu yazıyorsun, Cevdet “Bu derginin kime hizmet ettiği belli değil mi?” diyor.


Türk yazısının izlediği tarihsel süreci yazıyorsun, Abdullah “hain” damgasını yapıştırıyor.

Yunan Ordusu’nun denize dökülmesini anlatıyorsun, Beyazıt “Kendi ülkendesin, her avantaj senden yana, tabii ki dökeceksin” diyor. Madem bu iş o kadar kolay, Vahdettin Suruç’ta Mal Müdürü müydü? O döküvereydi. Niye Mustafa Kemal döktü?

Geçenlerde Zekeriya Öz için “Elinde tespihle Genelkurmay Başkanı’nı sorgulayacak kadar adab-ı muaşeretten bihaber” diye yazınca, bu sefer alıngan Eşref sanki Genelkurmay Başkanı’nı kendi sorgulamış da haksızlığa uğramış gibi “ulan…serefsiz bide biografine demokratım diye yasmıssın. genelkurmaybaşkanına sorgulamasının neysi yalnış. biraz oturup araştırsan koca fatih sultan mehmed hanın bile kadının karşısına çıktığını bilirdin” (imla hataları bana ait değil) deyince artık dayanamadım, koşup araştırdım. Ama Fatih’i değil, toplumdaki okuma, okuduğunu anlama ve anlaşılır düzeyde anlatabilme oranının ne olduğunu…

Eşref’in klavye kahramanlığındaki göz yaşartıcı saygın üslubuna diyecek yok.

Yazdıklarının ehemmiyetine gelince de; daha virgülü, noktayı, ünlemi nereye koyacağından habersiz bir adamın ne yazdığı ise bana vız gelir tırıs gider. Benim asıl derdim; eğitim seviyemiz ile ilgili yaptığım araştırmada vardığım sonuç. Okuduğunu anlayanları tenzih ederim ama başta Eşref olmak üzere hepinize üzücü haberlerim var.


OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü), üç yılda bir üye ülkeler arasında 15 yaş altı çocuklara “Gelin sizin bir kilonuzu tartiim” diyerek PISA adı verilen bir ölçme değerlendirme testi yapıyor. Üç kategoride yapılan bu testle öğrencilerin matematik, fen bilimleri, okuma – okuduğunu anlama – anlaşılır düzeyde anlatabilme yetenekleri ölçülüyor. Türkiye, her üç dalda da 65 ülke arasındaki sıralamada 40’lı sıralarda.

Fen bilimleri ile başlayalım

Fen bilimlerinde Çin birinci, Peru sonuncu, sen ise 43. sıradasın. Bütün mahalleye meydan dayağı çeken İrlandalı 14. sırada. Fen bilimleri yaşamla direkt ilişkilidir. İyi fizik bilirsen hatalı sollama yapıp karşıdan gelen kamyonun altına girmezsin. İyi biyoloji bilirsen ağzına sinek kaçınca böcek ilacı içmezsin. İyi kimya bilirsen söndürsün diye ateşin üzerine kolonya dökmezsin. Sonuçta uzun yaşarsın, çabuk ölmezsin.

Gelelim matematiğe

Matematikte Çin birinci, Peru sonuncu, sen ise 44. sıradasın. Döllerinden şikayetçi olduğun İsrailli çocuklar bile senden daha iyi matematik sorusu çözüyor. Matematik, fen gibi yaşamla direkt bağlı değil ama sana olayları analiz etme yeteneği kazandırır. Yani matematik bilirsen, evdeki altınları bir poşete koyup polis istedi diye çöp konteynerine bırakmazsın.

Vee… Asıl konumuz olan okuma – okuduğunu anlama

Anlaşılır şekilde anlatabilme dalında Çin birinci, Peru sonuncu, sen ise 42. sıradasın. Aşağı yukarı 40 yıl önce savaştığın Güney Kıbrıs kadar okuduğunu anlıyorsun. Onların da okuma problemleri olduğu ortada zaten. Öyle olmasa “Küçük Asya Felaketi”ni bilirler, 1974’deki olayları yaşamazlardı. İşte bu hayatın ta kendisidir. Okumadıkça anlama kabiliyetin azalır. Anlamadıkça da okuyasın gelmez. İş kısır döngüye girer. Şimdi gidip “S1 ve S2 kalp seslerinin ayrıştırılmasında sayısal analiz yöntemlerinin uygulanmasını” okusan içinde okuma şevki kalır mı? Osmanlıca hayranlığın da bu yüzden zaten. Baktın ki okuduğunu anlamıyorsun bu sefer anlamadığını okumaya başlamışsın. Ne o efendim! Dedesinin mezar taşını okuyamıyormuş. Sen önce git, bir Alican kitabı oku da dedenin mezar taşını sonra okursun.

OECD’nin ölçüt aldığı PISA sonuçlarına göre Türkiye, her üç dalda da 2. düzey kabul edilen “Asgari performans düzeyine ulaşamamış ülke” konumunda. Başka bir deyişle, hayatta kalmak için gerekli asgari bilgi düzeyine sahip değil.


Diyeceğim şu ki: PISA testinde 40’lı sayılardan yukarı çıkamayan Türk asıllı Eşreflerin hal-i pür melali ortada, benim asıl içim Perulu Eşrefler için kan ağlıyor. Varın siz düşünün Perulu Eşreflerin halini. Kaynak: MEB.gov.tr

Sen kimsin? Gelişmemişliğin anahtar ifadesi


Taner Erim
1966 yılında İstanbul'da doğan yazar, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Hava Kuvvetlerinin çeşitli birimlerinde hekim olarak görev yaptıktan sonra 2010 yılında emekli olmuştur. Halen özel sektörde kulak burun boğaz uzmanı ve bir yüksek öğretim kurumunda öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan yazarın ilgi alanları siyasi tarih, sinema ve motosiklettir.