Ama Yol Yaptılar!

AKP iktidarının uzun yıllar ülke yönetiminde varlığı devam ederken, belki de AKP taraftarlarının en çok söz ettiği şey AKP’nin yapmış olduğu yollardı. Ülke yönetilirken yapılan yollar bir ülke için yeterli midir? Her şey yoldan ibaret midir? Ya giden canlar?

duble yol akp

Ama Yol Yaptılar!

Köydeyim bir gün yine ve köyün, o tozlu topraklı yollarını arşınlarken küçükken elini öptüğüm; bana, köy ekmeğine yoğurt çalıp, üzerine şeker döküp veren Ayşe Teyzemi gördüm ve yanına gittim…

— Ayşe Teyze merhaba nasılsın?


— İyiyim yavrum sen nasılsın?

— Sağ olasın Ayşe Teyze ben de iyiyim?

— Ayşe Teyze sana bir şey soracağım, izin verirsen?

Ellerindeki örgüden hafifçe başını kaldırdı, gözleri hafif açıldı. Önce korktum, daha sorumu sormadan kaşlarını hafif çattı. Ardından dudakları hafifçe sağa sola açıldı. Küçük bir çocuğun muzır bir bakışı ile küçük de bir espri ile…

“Estağfurullah kuzum sor tabi ama zor olmasın?” dedi. “Oh be, neyse ki gülümsedi” dedim kendi kendime…

“Soruyorum o zaman?..” dedim.

— Sor kuzum!

— Ayşe Teyze kaç yaşındasın?

— Bu muydu soracağın soru? Hay Allah sana! 71 yaşındayım.

— Yok Ayşe Teyze asıl sorum bu değil!

“Neymiş bakalım; senin, benim yaşımla ne işin var?” dedi.

Aslında cevaplarını bildiğim soruları sıralamaya başladım…

— Ayşe Teyze sen bugüne kadar kaç başbakan gördün hatırlıyor musun?

— Amaaan be kuzum ne bileyim; ben sabah ne yediğimi unutuyorum, onu nasıl hatırlayayım?

— Sana göre hangi dönem daha iyiydi, hangi dönemde daha rahat ettin?

— Vallaha kuzum, ben her dönem çile çektim. Ah o senin Ahmet Amcan yok mu o; çok çektirdi bana. 15’imde gelin oldum, daha evcilik oynayacak yaştaydım. Bir gün beş taş oyunu oynuyordum. Ahmet Amcan da bıyıkları daha yeni terlemişti. İşten yeni gelmiş, ben ne anlarım o zaman yemek yapmayı!.. Evde yemek yok deyip beni oyundan kaldırıp tartaklamaya başladı. Babam işte… “Kız kısmı erken evlenmeli!” deyip beni evlendirdi. Sonra yine bir gün…

Anlatmaya devam edecekken ben ne yazık ki sözünü kesmek zorunda kaldım. Çünkü benim ona sormak istediğim onlar değildi ve “Ayşe Teyze yok; ben onları sormayacağım sana” dedim.

— Ya neyi soracaktın?

“Hangi parti baştayken, hangi başbakan döneminde paran çoktu, varlıklıydın?” dedim.

“Vallaha yavrum al birini vur ötekine; ama bu dönem başka!..” dedi birden…

“Neden, ne oldu ki bu dönemde? Baksana adamlar yol yaptılar!” dedim.


— Görmüyor musun be yavrum ortalığı? Adamlar geldiklerinde ne demişlerdi? “Yolsuzluk, yasaklar, yoksulluğu kaldıracağız!” demişlerdi.

— Kaldırdılar mı?

— İçimi acıtan, ve bu kadar soğuk geçen bir ‘ARALIK’ yaşamadım ben! 17 ve 25 Aralık’ı unutmayacağım! Haa bir de 24 Aralık 2013 yılını! Çünkü, bu tarihte Konya’nın Ereğli ilçesinde Ayaz bebek, camı kırık bir evde zatürreden ölmüştü. Bu yoksulluğu göstermez mi?.. Yasak mı? Hak getire!.. Kaç yazarın kitabı toplatıldı. Ya, daha basılmadan el konular kitaplar?..”

Ama yol yaptılar!..” dedim.

— Yol mu?.. Askerlerimize ne oldu derim, ben de sana o zaman? 2009 yılında Ergenekon Davası kapsamında ismi geçen askerlere?..

“Emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca, 2004 yılında “Devlet Övünç Madalyası” almıştı. Bu askerimiz 1998 yılında teröristlerle girilen çatışmada belinden aşağısı felç olmuştu… Kendi silahı ile intihar etti.”

13 yıl boyunca Emniyet Özel Harekat Dairesi Başkanı olarak görev yapmış Behçet Oktay. Onun da adı Ergenekon Davası’nda ismi geçti ve o da 2009 yılında makamında intihar etti.

Ya Yüzbaşı Olgun Ural…

Ya Albay Belgütay Varımlı…

Veya Yarbay Ali Tatar

Ve bu insanların çocukları…

— Ama yol yaptılar Ayşe Teyze?

— Yol mu? O zaman o yollarda dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz?!..

Ethem Sarısülük

Abdullah Cömert

Mehmet Ayvalıtaş

Medeni Yıldırım

“İşte, o yollar yüzünden biz Türk Milleti olarak sadece yolun sonundaki ufuk çizgisini görebiliyoruz. Keşke millet olarak yolun sonundaki o ufuk çizgisinin öteki tarafını da görebilseydik bunlar başımıza gelmeyecekti! Her şey yol değil! ‘Yol, bazılarının yolunu bulması içindir.’ Başka da bir şeye yaramaz ey oğul!” dedi.

“Merak etme Ayşe Teyze sen! Musa Eroğlu’nu bilir misin sen?” dedim.

— Bilirim kuzum.

— Onun bir türküsü var Ayşe Teyze… ‘Yolun sonu görünüyor…’

Azrail’in gelir kendi.
Ne ağar der; ne efendi.
Sayılı günler tükendi.
Yolun sonu görünüyor


Türküyü kendisine biraz mırıldıktan sonra “Az kaldı sabret Ayşe Teyze sen!” dedim ve konuşmamızı bitirerek afiyetle yoğurtlu şekerlenmiş ekmeğimi yedim…


 

Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…