Aylan Bebek, canım yavrum, bütün bunlar sen öldükten sonra başladı. Koskoca Türkiye bile seni, siyasi ve mali ödünler almak için kullandı. AB katılım müzakereleri ve vize kolaylıkları için senin üstünden pazarlıklar yapıldı. Sonuç itibariyle Merkel Teyze istediğini aldı.
Canım yavrum. Sen dünyanın tüm çirkinliklerinden habersiz cennete intikal ettin. Senin sebebin olanlar dünya cehenneminde insan olarak sağ bir şekilde yaşamaya devam etseler bile aslında onlar vicdanlarda ölüler. Canım yavrum, senin ölü bedenin bile dünyayı korkutmaya yetti. Korkudan titrediler. Elleri ayakları birbirine dolandı. Kendi geleceklerini düşünmeye başladılar. Senin gibi bebekler bir daha ölmesin diye değil, senin gibi bebekler onların topraklarında ölüp de başlarına bela olmasın diye korktular.
Senin ölünden bile korkan, ellerine senin kanın bulaşmış o vicdansız ülkelerin liderleri topyekûn seferberlik ilan ettiler. Çok acil toplantılar düzenlediler. Bu işin bir hal çaresine bakmalıyız diye günlerce görüşmeler yaptılar. Sonra bazı kararlar alındı. Önce, senin vatanından koparan, yatağında mışıl mışıl uyumana müsaade etmeyen, başından aşağı bombaları döken zalim için; “Esed’siz bir Suriye olmaz” dediler. Aslında amaçları senin başka ülkelerin topraklarında değil, kendi ülkende ölmeni istemeleriydi. Onlar değil miydi senin üstüne kimyasal bombalar yağarken izleyen. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği değil miydi, gamsız baykuşlar gibi sadece seyretmekle yetinenler? “Ölenler Müslüman, bırakın ne halleri varsa görsünler” demediler mi?
Canım yavrum senin ölünden o kadar korktular ki; Avrupa devletlerinin en büyüğü olan Almanya’nın başbakanı dominant Merkel “6” saatliğine Türkiye’ye geldi. Aslında gelmezdi de… Geldi işte! 6 saat bile çoktu onun için. 10 dakika yeterdi aslında!
Niye geldi, sen biliyor musun Aylan Bebek?
Dur ben sana anlatayım.
Merkel dedi ki; Türkiye, sen Avrupa’ya mülteci gelmesini engelle. Bizim kapı bekçimiz ol. Biz sana para da veririz, gıda yardımı da yaparız. Hatta bak sana güzel bir haber vereyim sen bunları yaparsan ben sana artık vize uygulamayacağım. Ama biraz beklemen lazım 2016 olur 2017 olur ama mutlaka olur. Bunun yanı sıra Avrupa Birliğine katılım sürecinde sana yeni fasıllar açarım, işi hızlandırırım. Hiçbir şart da koşmam. Hem de senin AB’ye katılman için daha önceki sert tavrımdan vazgeçer, daha ılımlı bir tavır içine girerim. Ama Allah rızası için sen mülteci gönderme. Ben zaten işe yarayan ne kadar Profesör, bilim insanı, mühendis, doktor, sanatçı, iş adamı varsa mülteci olarak aldım. Gerisini de sen hallet. Besle, büyüt, okut, vatandaşın yap ama ne olur benden uzak tut.
İşte Aylan Bebek, bütün bunlar sen öldükten sonra başladı. Bak, koskoca Türkiye bile seni, siyasal ve mali ödünler almak için kullandı. AB katılım müzakereleri ve vize kolaylıkları için senin üstünden pazarlıklar yapıldı. Sonuç itibariyle Merkel Teyze istediğini aldı. Boğaz havasını da ciğerlerine çekti ve mutlu bir şekilde evinin yolunu tuttu. Şimdi Merkel Teyze Esed’i daha bir iyi destekleyecek mali ve silah yardımları yapacak. Tüm Avrupa Esed’in masum insanları bombalamasını daha bir zevkle seyredecek. Sahillere vuran insan ölüleri için baş sağlığı dileyip hayatına devam edecek. Kısacası Ortadoğu’nun kaderi ile oynayanlar kılını bile kıpırdatmayacak, üç maymunu oynayama devam edecek.
Biz de Büyük Türkiye yolunda, AB’den kopardığımız tavizlere, babasından bayram harçlığı almış bir çocuk gibi sevineceğiz.
Canım yavrum, Aylan Bebek, öyle görünüyor ki senin gibilerin çilesi daha uzun yıllar devam edecek. Bu zalim dünyayı cennetten seyret ve bize de dua et. Et ki bu zalim dünyada senin gibi masum ölebilelim.
Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.
— Albert Einstein