Başka bir şey dileseymişim olacakmış olanların hepsi toplansın şimdi. Yolda uçarken Foucault’ya rastladım. Geçerken uğramış, tanıyormuşçasına bakakaldı öylece. Tüm hayat hikayesini anlatmaya koyuldu yol boyunca. Uzun bir süre eşlik ettim ve soluklanmak için mola verdiğimizden aniden beynini açıverdi bana.
İçini incelemeye koyulmuşken bazı renkli kıvrımlar bana şöyle mırıldandı homur homur:
— İstediğim aygıtlarla donatılmış bir laboratuvar kurmak için sağlığımı hiçe saydım ve onu bir daha asla geri alamadım.
Platon’un izleri kıvrımlarda belirmişken tüm tanrıların elbirliğiyle, Dr. Donna ile yarım kalan aşkının sızıntıları Donna’nın kıvrımları aracılığıyla şöyle dedi ardından:
— Yanılgılarını ön yıkamada ağarttın diyelim
Güneşin üst yücelim noktasına vardığında
Sektant eşliğinde hesapladığında konumumu
İzle ne kadar uzaklaştığımı tüm bu bol yırtmaçlı hezeyanlar henüz dinmeden
Hiçbir yasak olmadan uyanmıyor zihnin bu öteberilere
Üstelik şimdi en yasak da benim ve dolayısıyla sen
Hiç işlemediğin bir suç yüzünden arananlar listesindesin
Aklamaktan renklere bulandığım geçmişinle gürbüz bir bol lekeli tuzaktasın, boynundaki beni bana konan
Artık benim de yasaklığımda dar sokaklı adamlar kisvesindesin.
Bu fısıltıları Foucault’ya aktardığımda hala hiçbir şey için geç değildi ve yarım kalan şeyler için evrenin küçüklüğünü ispatlamak için ortadan kaybolmadan önce hayatını ikinci kez sanat eserine dönüştürme sevdasıyla yanıp tutuşurken şunun bilgisini verdim kendisine:
Minik de olsa bir görünmezlik pelerini icat edildi şimdilerde, biliyor musun? Ben bir zamanlar ya ses frekansına ya da sözcüklere gebe kalırdım. Şimdilerde yalnızca sevgi vibrasyonları geliyor tabağıma ne eylersem eyleyim. Sana da demem o ki; zaman oluklarından birinde denk düştüğün sevgili, diğer zaman oluklarından birinde düştüğü çelişkiden aniden uyanamamışsa; daha önce hazırlanmış uzay- zaman betiminde onlar için açılan sonsuzluk sonsuza dek kapanır sanırdım ama yanılmışım. Tam da bunun verdiği cesaretle sana görünmezlik pelerinimi vereceğim ama yapman gereken tek şey ‘çarpan dalgaların gelişigüzel saçılmasını önlemek- ‘Yanısıra elektromanyetik dalgalar saçmanı’ da istemiyorum.
Başını aristokrat duruşuyla hafif öne eğdi, Magritte’in ceci nest pas une pipe tablosunu bana hatıra olarak bıraktı ve bu onay ve görünürde yokoluşluğun ardından varlığından mahrum kalmışlığımla donakaldım. Eminim ki bu durum bizi bir yerlerden izleyen Donna’yı pek keyiflendirmişti. Sürprizler bir yerlerde her daim beklesindi.
Not: Dr. Donna asıl aşkı değilken, aslolana beslediği her şeyi ona yüklediğinden ve pek sevgili insanlara böylece yansıdığından her nasılsa Akaşik kayıtlara da bu şekilde geçmişti. (Arkası yarın sandığımız bir gün)
(Bahsi geçen aşkın asıl kahramanı Daniel Defert’tur. İlerleyen kısımlarda bahsedeceğiz.)
İlgili yazılar
Nikola Tesla’nın Akı Üzümün Çöpü (1)