Bu yıl İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, İsveç Akademisi, Karolinska Enstitüsü ve Norveç Nobel Komitesi tarafından Kimya dalındaki Nobel ödülüne Prof. Dr. Aziz Sancar layık görüldü.
Nobel Ödülleri: Dinamitin mucidi İsveçli kimyager ve mühendis Alfred Bernhard Nobel ‘in (21 Ekim 1833, Stokholm, İsveç – 10 Aralık 1896, San Remo, İtalya) 27 Kasım 1895 tarihli ve 30 Aralık 1896 tarihinde Stockholm’de açıklanan vasiyetnamesiyle kendisi tarafından kurulan derneğin verdiği insanlığa hizmet edenleri ödüllendirmek amacını taşıyan prestijli bir ödül.
Bu yıl İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, İsveç Akademisi, Karolinska Enstitüsü ve Norveç Nobel Komitesi tarafından kimya dalındaki Nobel ödülüne Prof. Dr. Aziz Sancar layık görüldü.
DNA onarımı konusunda dünyada binlerce bilim insanı çalışmaktadır. Bunların arasından en önemli katkıyı sağlayan 3 kişiden biri olan Prof. Dr. Aziz Sancar, kanser konusunda yaptığı önemli çalışmalarla dünya çapında adını duyuran bir bilim adamı. Aziz Sancar, kanser tedavisinde “sirkadiyen saat (ritmik saat)” buluşuna imza attı. Bu buluş DNA onarımının ne zaman minimum, ne zaman maksimum olduğunu belirleyebilmektedir. Yani DNA onarımı potansiyelinin en az olduğu zaman diliminde ilaç tedavisi uygulanacak, hem ilacın etkisini çoğalacak, hem de yan etkileri azalacaktır.
Ülkemizde ise ne yazık ki Prof. Dr. Aziz Sancar’ın daha çok hangi ülkenin vatandaşlığına sahip olduğu konusu konuşulmaktadır. Hangi ülkenin vatandaşı olduğundan ziyade bu değerli çalışmanın her tür yaşam formunda; gelişim, değişim, yapılandırma kısmıyla ilgilenilmelidir. Dünya üzerindeki tüm ülkelerde mutlaka çöküşe geçecek olan sektörlerin yanı sıra ortaya çıkacak olan yeni sektörler de oluşacak. Bizler onun ulusal kimliğinden bahsederken eminim ki pek çok sektör de bu değişim ve dönüşümün farkında olarak hazırlıklarını yapmaya başlamışlardır.
Dilimizin telaffuz bile edemeyeceği boyuttaki rakamlar harekete geçerken, çağın vebası olan kanser hastalığının yok edilmesine dair açılan bu kapıda, hayalini bile kuramadığımız manevi boyutlar, canlıların ömürleri uzatılarak gerçekleşecektir. Daha fazla detay mı istiyorsunuz? Fazla söze gerek yok. Son olarak DNA üzerinde küçük bir bilgilendirme yapalım ve hem geri kalanını siz araştırın, hem de hayal gücünüzü zorlayın.
DNA, tüm organizmalar ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA’nın başlıca rolü, bilginin uzun süreli saklanmasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilir.
Siz deyin ki “bu konu derin” ben diyeyim ki “bu konu en derin.” Sevgili Prof. Dr. Aziz Sancar, su gibi aziz olun.