Hava sahamızı ihlal eden bir Rus savaş uçağı düşürüldü. Milletin ilk yorumu; “Gazımızı keserler mi? Gönderdiğim portakallar ne olacak? Turistleri geri çağırıyor, bak görüyor musun? Oteller boşaldı.” Biz portakalı prestijinden daha önemli gören bir toplum haline nasıl dönüştürüldük böyle? Bu kadar kolay mı değerlerimizden vazgeçtik?
Ülkelerin yaptığı açıklamalar, o ülkenin namusudur. Eğer bir kural koyduysan o kurala herkesin uymasını beklemek en doğal hakkındır.
Şimdi size yaşanmış örnekler vererek güzel güzel anlatayım:
1993 yılında Bandırma’da uçuş doktoruydum. Her Salı it dalaşı için Ege’ye çıkılır ve Yunan alarm uçaklarının reaksiyon süreleri ölçülürdü. Bu, görevden çok, bir eğitim olarak görülürdü. Hatta Eskişehir’den, Ankara’dan uçaklar bir gün öncesinden Bandırma’ya gelir, orada konaklar ve ertesi sabah Ege semalarına çıkarlardı sırf bu eğitimi almak için. Bu göreve “Hürdeniz Görevi” ismi verilirdi.
1993 yılında yine bu Hürdeniz görevlerinden birinde, it dalaşı yaşanırken denize doğru dalış yapan öndeki Türk F16’sının ani çekip yükselmesi ile peşinden gelen ve manevra yapmakta geciken Yunan F16’sının çizgi film mizansenini aratmayan denize çakılış öyküsü, her ne kadar üzücü olsa da manzara itibariyle komik bir durum oluşturmuştu. Bu olay, o günkü oyunu bitirmiş ve herkes evine dağılmıştı.
Ama bu olaydan 3 yıl sonra Thanos Grivas isimli bir Yunan pilotu yine bir it dalaşında bir Türk F16’sını beklenmedik bir şekilde füzeyle vurdu. İki pilotumuzdan biri atladı, diğeri şehit oldu. Yunan pilot, Rodos’taki hastanede yatmakta olan Türk’ün yanına gidip dalga geçer gibi, ateşleme düğmesinin açık olduğunu unuttuğunu söyleyip özür diledi… Sırıtarak. Bu soyadı bir yerlerden hatırlayan Türk Hava Kuvvetleri kısa bir araştırma sonrası bu pilot ile 1993 yılında denize çakılan Yunan’ın kardeş olduğunu bulmakta gecikmedi. Yani, Türk F16’sının intikam için düşürüldüğünden şüphelenildi. Türkiye bunu sineye çekti; çünkü pilot yanlışlıkla düşürdüğünü söylüyordu. Bundan sonra iki ülke arasında Ege’de silahsız uçuş kararı alındı. Böyle eften püften bir sebeple millet uçağımızı düşürürken bile sesimizi çıkartmadık da bu son somut olaydaki gibi bu kadar haklı bir konumdayken mi düşüneceğiz başkası ne der diye? Yapmayın Allah aşkına…
2012 yılında bu kez Suriye, Akdeniz üzerinde bir F4’ümüzü üstelik uyarmaksızın vurdu ve hepinizin bildiği gibi iki pilotumuz şehit oldu. Türkiye bunu düşmanca bir tavır olarak algıladı ve angajman kurallarını değiştirdiğini tüm dünyaya ilan etti. Ve 2 yıl sonra da uyarılara cevap vermeyen bir Suriye Mig’ini düşürerek bunun karşılığını vermiş oldu. Ödeştik yani…
Bugüne gelecek olursak; Rusların üç aydır Suriye’de yürüttüğü harekat çerçevesinde sık sık sabrımızı zorlayan halleri, kendi tükürüğümüzü bize yalatma gayretleri, kendine güvenli ve kibirli tavırları şüphesiz Türkiye’de rahatsızlık yaratmaktaydı. En üst makamlar nezdinde birkaç kez uyarılmalarına rağmen Rus Hava Kuvvetleri’nin aynı tavra devam etmeleri böyle bir olayın yaşanacağını o kadar belli etti ki, bunu öngörememek aptallık olurdu.
Özetle; işin Bayırbucağını çayırbucağını bilmem. Kendini Türkmen diye adlandıran, terörist kafalı, Araplaşmış bir Sünni topluluk da zerre kadar umurumda değil zaten. Ama adam angajman kurallarını açıklamış, daha önce benzer bir olayda düşürülmüş Suriye jeti örneğinden haberdarsın, seni ta 40 mil öteden uyarmaya başlamış, yumuşak tondan başlayıp gittikçe sertleşen ve sıklıkları artan uyarılarla tam 10 kez “geri dön” diye uyarmış. Tüm bunlara rağmen sen cevap bile vermemişsin. Ee… Kusura bakma ama arkadaş düşürülmeyi hak etmişsin sen. Bu neye mal olur orasını bilmem, hesaplamam da. Ama sineye çekilmemesi gerektiğini bilirim. F4’ümüzü düşürürken maliyet hesabı yapmamış bir ülkeye karşı biz niye maliyet hesabı yapalım. Bedeli neyse öderiz.
Yanlış anlaşılmasın, Rusları Türkler kadar severim. Ve orada teröristlerle mücadele ettiklerine inanıyorum ama o ayrı, bu ayrı. Türkiye burada sonuna kadar haklıdır. Söyleyecekleri tek söz yoktur. Putin’in façası bozulmuştur. Bunun ezikliğini yaşamaktadır. Rusya’nın aldığı karar gereğince artık bombardıman uçaklarına avcı uçaklarının eşlik edeceği açıklanmıştır.
Oldu olacak bilmeyenler için bunun ne anlama geldiğini de açıklayıp bitireyim: Bir daha böyle bir olaya yeltelenildiğinde önleme yapılacak ve düşmanca tavır sergileyen unsur vurulacak demektir. En yakın zamanda bedelini ödemeye hazır olun. Öyle yaptırımlarla falan değil, direkt olarak askeri açıdan. Çünkü; süper güçler böyle şeyleri kolay kolay sineye çekmez. Bundan böyle o bölgede uçmakta olan pilotlarımıza kolaylıklar diliyorum.