Hoppala paşam, Malkara Keşan!.. Yahu nasıl bir memlekette yaşıyoruz, nasıl tuhaflıkları içinde barındırıyoruz?! Hakikaten nereye gidiyoruz ülke olarak? Savcılık, Can Dündar ve Erdem Gül’e şimdi de müebbet istiyor!..
Karakolda Can’lı Gül Var!
Hoppala paşam, Malkara Keşan!..
Ne tuhaf, ne garip, ne acayip şu memleket yahu!
Adam ülkeyi soyup soğana çevirir tık yok, haberci, haber yaptı diye müebbet istenir…
Ne demeli Allah aşkına bu memlekete, bu ülkeye? Acıları katık yapmışız, üzüntüyle kederle yoğrulmuşuz vallahi!
Adamlar anasını ağlatıyor, kan kusturuyorlar!
Bizler de görüyoruz, “sobe”leyemiyoruz…
Duyuyoruz, “yalandır” diyoruz…
Bakıyoruz, “görmüyorum” diyoruz…
Biliyoruz, bilmezlikten geliyoruz…
Yani ey Türk halkı, Kürt halkı oyuna geliyoruz oyuna…
Bize “3 maymun”u oynatıyorlar, biz de “hay hay” diyoruz “hay hay”!..
Gördüğüne, “görme!” diyorlar…
Duyuyorsun, “duyma!” diyorlar…
Bakıyorsun, “bakma!” diyorlar…
Tek bir şeye izin veriyorlar, o da “uyuMA”na!.. Sen de uyuma, uyutma!
Hani filmde diyor ya asker “Sen uyursan, herkes ölür!” Durumun özeti de aynen de böyle! Sen uyursan herkes ölür…
Neden ölür? Çünkü bizim Tony’ler böyle istiyor, onların “brother” olan biraderleri veya temsilcilikleri de “öyle” istedikleri için işte “böyle” oluyor!
Adamlar, okyanusun ötesinden şak diyor, tak yapıyoruz!
Adamlar yukarıdan çak diyor, çakıyoruz, uçanı indiriyoruz!
Sonra bir sopa ile kuyruğu sıkıştırıyoruz!..
Türkiye’de “Dün(ü)dar” eden “gül’ünü” solduran bu Tony’lerin Junior’ı geçen gün geldi ve Can Dündar’ı ve Erdem Gül’ü ziyaret edip basına yapılanları eleştirdi…
Teveccühte bulunmuş beyefendi!
Bunlar böyledir işte! Önce sana musallat ederler, sonra senin için timsah göz yaşı dökerler.
Halbuki kendileri getirmiştir, kendileri bu kadar coşturmuşlardır, bu kadar gaza getirmişlerdir, bu bizim dini bütün Müslümanları…
“Ağlama ey güzel Türkiye’m ağlama, karalar bağlama
Can ile Gül içeride sen sakın yorulma”
İşte bugüne kadar böyle yaptık, böyle devam edersek bunun sonunda da bu ülke böyle kalacaktır.
Anlamak isteyene üstü kapalı bir şeyler anlatmaya çalışıyorum…
Birileri kendilerini tehlikeye attı, haber yaptı…
Birileri can’ını hiçe saydı, gül’ü dalından kopardı…
Ne mi yaptı?
Seni, beni yani bizi düşündü, birimizi değil; hepimizi düşündü! Olanı ortaya koydu! Yani birilerinin sana “görme!” dediğini senin gözüne soktu.
Birilerinin sana “duyma!” dediğini kulağına haykırırcasına bağırdı!
Sen ne yapıyorsun şimdi? Daha önce olduğu gibi onları da duymuyor, onları da görmüyorsun!
Ama, ama onlar şimdi senin için o parmaklıklar ardında…
Neden? Sadece bu millete kazık atılmasın, bu halkın evlatları biraz olsun “görsün” diye…
Şimdi bizim “Survivor yargı” bu iki kişiyi, gazeteciliğin “gladyatörler”ini vatana ihanetle suçluyor ve ömür boyu hapsini istiyor!
Hadi bakalım şimdi ne diyeceksiniz bakalım “yiğido”lar?!..
Karakolda ayna değil, karakolda bu kez “Can’lı Gül” var!..
İlgili yazılar
Can Dündar ve Erdem Gül Neden Tutuklandı?
Can Dündar’ı Tutuklayan İleri Demokrasi!
ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın Demokrasi Şifreleri