Türkiye’nin doğusunda çeşitli şehirler veya ilçelerde sürekli sokağa çıkma yasağı koyuluyor, ortam biraz yumuşayınca yasak kalkıp hayat birkaç günlüğüne normale dönüyor…
Bu ülke terörden çok çekti, hala da çekmeye devam ediyor. Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede yaşadığımızı herkes biliyor ve görüyor. Doğuda yaşanan ama bizlerin göremediği olaylar gün geçtikçe şiddetini artırıyor. Örneğin; mesleğim gereği Diyarbakır ilinde bir devlet kurumunda takip etmem gereken bir iş vardı, o şehirdeki sözleşmeli büromuz devlet kurumuna gidip işimizi yapamadı. “Sizlerin gördüğü ve duyduğu buradaki olayların sadece %1’i” şeklinde bir de cümle kurdu.
Beyaz Show ve Ayşe Çelik
Gelelim 8 Ocak 2016 Cuma akşamına. Kanal D televizyonunda 20 yıldır Beyaz Show isimli programın sunuculuğunu yapan Beyazıt Öztürk’ün programına, kendisini öğretmen ve Diyarbakır’da yaşıyor olarak tanıtan bir kişi bağlandı. Yaklaşık 3 dakikalık konuşmasında ”Diyarbakır’da yaşanan olaylara tepkisiz kalınmaması gerektiği” ile ilgili açıklamalar yaptı. Türkiye’deki insanlar bu olaydan sonra ikiye bölündü. Beyazıt Öztürk’ü bir kısım insan vatan haini ilan ederken, bir kısmı ise yayına bağlanan kişiyi telefonda konuşturduğu için tebrik etti.
Beyaz Show’a #Diyarbakır’dan bağlanan öğretmen Ayşe Çelik ve doğuda yaşananlar ile ilgili söyledikleri… https://indigodergisi.com/
Posted by indigo dergisi on 9 Ocak 2016 Cumartesi
Beyaz Show, formatı gereği eğlence içerikli bir program. Burada siyasi söylemlerin yeri pek olmuyor. Canlı yayınlanan bu programda, böyle konuşmaya başlayan bir seyirciye karşı telefon yarıda kesilip o konuşma yaptırılmasaydı, bu sefer insanlar Beyazıt Öztürk’ü bu olayların yaşanmasından memnun oluyor diye eleştirecekti.
Beyazıt Öztürk yayına bağlanan kişiyi medeni bir şekilde dinledi ve hiçbir insanın yaşamını yitirmemesi için birkaç cümle kuran kişiye katıldığını söyledi. Kaldı ki yayına bağlanan kişi kötü bir şey de söylemedi. Vicdanı, merhameti olan her kişi, insanların terör sebebiyle yaşamını yitirmemesini, bir ülkede sokağa çıkma yasağı olmamasını ister.
Kanal D ve Doğan TV açıklaması
Konuyla ilgili ilk açıklama Kanal D yönetiminden geldi. Kanal D, provokasyon olduğunu iddia ettiği bu olayın yaşandığından üzüntü duyulduğunu belirtti, hiçbir suistimal ile iftiranın duruşunu bozamayacağını açıkladı. Aslında yayına bağlanan seyircinin söyledikleri insani düşüncelerle bakıldığında doğruydu. Ancak Aydın Doğan’ın televizyon ve gazetelerinde bu tarz olaylar olduğu zaman, “acaba bu olaylar bilerek mi yapılıyor” sorusunu akla getiriyor. Bu da ne kadar doğru tartışılır.
Yayına Ayşe Çelik adı ile bağlanan seyirci öğretmen olduğunu söylemişti. Milli Eğitim Bakanlığı ise kurumlarına bağlı Ayşe Çelik adında 3 öğretmenin olduğunu, 3 öğretmen ile görüşüldüğünü ve yayına bağlanan kişinin Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapmadığını açıkladılar. Eğer bu kişi gerçekten Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir öğretmen olsaydı ne olacaktı?
Kişiler, kurumlar böyle olayların hiçbir zaman önüne geçemez, geçmemeli. Türkiye Cumhuriyeti’ndeki her birey mutlu, huzurlu, güvenli bir ortamda yaşamak istiyor, bunun önünde duran her şeyden de fazlasıyla rahatsız oluyor. Milletçe yapılması, uygulanması gereken davranış şekli de bu olmalı.
İlgili yazılar:
Özgür medyanın tarafsızlık çatışması
Medyanın türlü halleri ve Türk toplumunu getirdiği nokta!