Yol haritası: Kaliteli insan ve ileri teknolojik ürünler

Katma değer yaratmak, kaliteli insanla ve ileri teknolojik ürünlerle mümkündür. Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddık Yarman, orta gelir düzeyini aşmak için belirlenen hedeflere ulaşabilmek için bir yol haritası çizilmesi gerektiğini belirtiyor.

Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddık Yarman: Katma değer yaratmak, kaliteli insanla ve ileri teknolojik ürünlerle mümkündür.

Profesör Yarman’a göre ülke olarak ziraat ve tohum üretimine önem vermeli, sağlık, gen teknolojileri ve robotlar üretmeli, ekran teknolojisine yönelmeliyiz.

Yol haritalarımız olmalı

‘Girişimcilik’ kavramı uzun yıllardır ülkemiz gündeminden düşmüyor. ‘Girişimcilik’ son 12 yıldır siyasi istikrarı yakalamış ve emin adımlarla yoluna devam eden ülkemizin gelecek hedefleri adına çok faydalı bir yaklaşım. Ayrıca bu noktada ulusal bir mutabakat ile 10 bin dolarlık orta gelir dilimini aşmak için ortaya atılan katma değerli çalışmalar adına hedefler belirlenmesinin arkasında yine değerli kararlar olduğu kesin. Fakat esas tartışmamız gereken konu belirlenen bu hedeflere ulaşmak için çizilmesi gereken yol haritasıdır. Toplum adına hedefler konulması gelişimin kaçınılmaz gereksinimi olmasına rağmen ‘Nasıl?’ sorusuna cevap verebilecek yol haritalarımız olması da kaçınılmazdır.

Katma değer yaratmak kaliteli insanla mümkündür

Tartışmamız gereken konu; günümüzde orta gelir düzeyini aşmanın, mal ve hizmet üretmenin hangi yollardan geçtiği üzerine olmalı. Kalkınalım demekle olmuyor… ‘Katma değer yaratmak’ kaliteli insanla söz konusudur ve kaliteli insan da sokaktan ya da ağaçtan toplanmıyor. Kaliteli insan yetiştirilir. Yetiştirmezsen, yetiştiremezsen katma değer yaratan olmazsın, katma değer yaratan ürünler ortaya koyamazsın.


Katma değeri artırmanın yolu, ileri teknolojik ürünlerde

Katma değeri artırmanın en temiz yolu ileri teknolojik ürünlere yönelmektir. Örneğin tarımda ileri teknoloji özellikle kaliteli tohum üretimi gerçekleştirebilmektir. Ziraatta kaliteli ürün, tıpta kaliteli ürün, turizmde kaliteli hizmet üretimi gerçekleştirebilmeliyiz. Bilgisayar yazılımlarında standart muhasebe programlarının ötesine geçmeli, sistemler yöneten akıllı sistemler geliştirmeliyiz. Elektronik sektöründe, nano teknolojilerde adımızı verebildiğimiz ürünler ortaya koyabilmeli, endüstriyel otomasyonda akıllı sitemler geliştirebilmeliyiz. Şehirleri akıllı hale getirmeliyiz, hatta tüm ulaşımı akıllı hale getirmeliyiz. Sağlıkta hastanelerimizi akıllı hale getirmeliyiz, doktorlara karar destek sistemleri sağlayabilmeliyiz, çok hızlı tarama yöntemleri, karar verme yöntemleri geliştirebilmeliyiz. Siyaseti akılı yönetim sistemleri ile destekleyecek kadar sosyolojik olabilmeliyiz. Kısaca akıllı sistemler üretebilmeliyiz, bunları geliştirebilmeliyiz, bilim ve teknolojiye önem vermeliyiz.

Katma değer yaratmak, kaliteli insanla ve ileri teknolojik ürünlerle mümkündür.

Sokağa inerek dünyanın tamamını bir laboratuvar olarak kullanmak gerek

Katma değer yaratmanın ve bu yolda üretimler gerçekleştirebilmenin toplam 5 fazı var:

İlk ve temel faz; araştırma yapabilmektir. Sosyal bilimlerde, fen bilimlerinde araştırmalar gerçekleştirilmeli. Fizik, kimya, biyoloji, matematik, iktisat gibi konularda gelişmeler kaydetmeli. Sokağa inerek dünyanın tamamını bir laboratuvar olarak kullanabilmek ve veri toplamak birinci faz için kaçınılmazdır. Bu araştırma fazını gerçekleştiremezseniz, teknoloji sahibi olmanız imkânsızlaşır.

İkinci aşamada; ürünlere esas olan ana teknolojileri üretmek vardır. Örneğin sağlık sektörü için görüntüleme sistemleri üretebilmek bu aşama için somut bir örnektir.

Üçüncü aşamada; ana parçaları oluşturan alt bileşenleri üretebilmek vardır. Bir tomografi cihazını oluşturan alt parçaları üretebilmeliyiz. Ana makinayı, cihazı, ürünü oluşturan alt parçaları üretebilmeliyiz.

Dördüncü aşamada; bu üretim teknolojilerine sahip olabilmek ve yönetebilmek yatar. Geliştirilen, üretilen teknolojinin katma değer sağlayabilmesi bu fazı oluşturur. Örneğin radar teknolojilerini ileri gözetlemenin ötesine taşıyarak güncel ulaşım teknolojilerine entegre edebilmek, araç kazalarını önleyici sistemler geliştirebilmek bu fazın temel amacıdır.

Beşinci ve son aşamada ise; ‘girişimcilik’ vardır. Tüm bu fazları ticarileştirebilmelisiniz. Ürettiğiniz katma değer tanıtılamıyorsa, satılamıyorsa, faydalı ürün olan piyasaya giremiyorsa kıymetini yitirir.

İyi insan kaynakları için kaliteli eğitim kaçınılmazdır

Bununla beraber doğrudan gereksinimleriniz var. Beş ana fazın birinci fazında gerekli araştırmayı yapmıyorsanız, uzman kişiler de yetiştiremezsiniz. Her şeyden önce insan kaynağı bulmanız lazım. İyi insan kaynağı için kaliteli eğitim kaçınılmadır. Ulusal laboratuvarlar oluşturulup buralarda edinilen deneyimlerin sektöre aktarılması gerek. Dolayısıyla insan kaynakları yadsınamaz öneme sahiptir.


Ayrıca üretim için doğal kaynaklar gerekir. Enerji, silikon, altın, gümüş, uranyum vs. üretim sektörlerinin olmazsa olmazlarıdır. Firmalar arasında iş birliği ve koordinasyon olması gerekiyor. Biz buna üretimde ekosistem diyoruz.

TV satışında pozisyonumuzu neden kaybettik?

Her şeyin ötesinde çok düzgün, akışkan, sürekliliği olan bir yatırım gücü gerekiyor. İleri teknoloji yatırım faaliyetlerinde çok güçlü finans kaynaklarına sahip değiliz. Bu nedenle dışardan sermaye gelmesi gerekiyor. Geçmişte Avrupa’ya TV satıyorduk, Avrupa’da satılan TV’lerin büyük bir çoğunluğu Türkiye’de üretiliyordu. Ancak TV ekran teknolojisinin hızlı bir şekilde gelişmesi, plazma ekranların, led ekranların çıkması bütün dünyadaki teknolojik alt yapıyı atılıma zorladı. Bu noktada da yukarıda saydığımız faktörlerden yaşadığımız olumsuzluklar nedeniyle pozisyonumuzu kaybettik.

Yeni teknoloji televizyonlar ve görüntüleme teknolojileri bu noktaya kadar anlattığımız girişimcilik kavramı için bir başka somut örnek. Önce temel birimlerde araştırılmalar yapıldı, sonra teknolojiler geliştirildi, nano teknoloji ürünler geliştirilmeye başlandı, ardından bu birikimler görüntüleme sitemlerine, ekranlara dönüştü. Bu noktaya kadar gelen ürün ticarileşerek eski teknolojileri ortadan kaldırdı.

Katma değer yaratan firmalara kaliteli eleman bulmakta güçlük çekiyoruz

Ülkelerin dünya pazarlarından pay alabilmesi için ikili anlaşmalara ihtiyaçları vardır. İktisadi ve ekonomik anlaşmalara ihtiyaç var. Daha da önemlisi askeri anlaşmalar olmazsa olmazlardandır. Yapılan güzel çalışmaları beslememiz lazım. Kalıcı bir hale getirilmesi ve sanayiye entegre edilmesi gerekli. Özellikle elektronik sistemlerde, akıllı sistemlerde bunun önemi çok yüksek. Türkiye hem iç pazarında, hem de dünya pazarlarında payını arttırmalı, arttırmak zorunda. İleri teknoloji alanında çip tasarım merkezlerimiz var İstanbul’da ama çoğalmaları gerekiyor. Elektronik sektöründe Vestel ve Arçelik gibi sektör devlerinin araştırma geliştirme çalışmalarına ağırlık vermesi zaten kaçınılmaz.

Türkiye’de çok az sayıda katma değer yaratan firma var. Bu firmalara, çalıştırılmak üzere kaliteli eleman bulmakta güçlük çekiyoruz. Üniversitelerdeki hocalarımızı da güçlendirmemiz lazım.

Dünyaya ekran satabilir konumda olmamız gerekli. Çünkü her yerde ekran var!

Dünyaya ekran satabilir konumda olmamız gerekli. Çünkü her yerde ekran var!

Dünyada robot teknolojileri önem kazandı. İnsan taklidi yapan robotlar, hizmet yapan robotlar üretmek zorundayız. Robot teknolojileri, yapay zeka teknolojileri çok önemli. Elektroniğin olmazsa olmazlarından biri de ekran pazarıdır. Temel bilimlerdeki yatırımları çoğaltıp ekran teknolojileri konusundaki çalışmalarımıza yoğunluk vermemiz lazım. Dünyaya ekran satabilir konumda olmamız gerekli. Çünkü her yerde ekran var. Gün gelecek şehirler ekranlardan ibaret olacak. Bunun ötesinde tıbbi elektronikte, haberleşme sektöründe, endüstriyel otomasyon ihracatında çok gerideyiz. Her sene 1 milyar dolarlık satın alma yapıyoruz. Bunun miktarı zamanla daha da artacak. Özellikle medikal görüntüleme cihazlarında çalışmamız gerekiyor. Savunma sektöründe de aynı şekilde gerideyiz. Dolayısıyla bu konuda da şirketlerimizi desteklememiz gerekmektedir.

Bütün bunlar için önümüzdeki yıllar da nitelikli 200 bin üretim mühendisine, 200 bin de servis-bakım-onarım mühendisine ihtiyacımız var. 500 bin tane kaliteli insana ihtiyacımız var. Bunu mevcut alt yapıdan çıkarmamız mümkün değil. İçerideki eğitim kalitesini geliştirmek zorundayız.

Ulaşılacak olan nokta 10 bin dolarlık orta düzeyi nereye çeker?

Yaklaşık 800 milyar dolarlık bir gayri safi milli hasılamız bulunmakta. Dolayısıyla bizim üretimimizi 10 bin dolardan 50 bin dolara çıkarmak için 1 trilyon doları 5 trilyon dolar yapmak zorundayız. Kazancı katlayabilmek için yükte hafif pahada ağır ürünler ortaya koyabilmeliyiz, üretmeliyiz. Elektronik, otomotiv ve enerji-enerji tasarrufu sektörüne önem verilmeli. Akıllı şehirler geliştirmeliyiz. Ziraata, tohumculuk sektörüne ağırlık verilmeli. Tıp, gen teknolojileri büyük önem kazanıyor. Sağlık sektörünü de öne almamız gerekiyor. Yabancı sermayeye yönelmemiz lazım.

İlgili yazılar

İş dünyası kadınlardan çok şey öğreniyor


Oteller Rusya krizinden çıkış yolunu teknolojide buldu

2035 vizyonu kaliteli eğitimciler ile yakalanır


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.