Akıllı telefon satın alıp 9 ay borcunu ödeyebilmek için çalışmak, ödeyemeyeceğini bile bile kredi kartı ile alışveriş yapıp borç batağına saplanmak, maçtı sigaraydı, kozmetikti çantaydı derken maaşı bir haftada bitirmek, işsiz kalmak ve sonunda ne iş olursa yaparım diyecek bir zihniyete bürünmek. Sistemin acımasız olduğu bir gerçek. Ancak biz de biraz tuhafız galiba.
Para mı ideal mi?
Bir işte çalışmak, en basit tabirle zamanınızı, hünerinizi ve birikiminizi para kazanmak ya da kariyer elde edebilmek için kullanmak, kiralamak ya da satmaktır. Sistemin dışında kalmayı tercih etmiş nadir sayıdaki insan birçok ağır bedeli ödeme pahasına bir yol tercihi yapmış kişilerdir. Sisteme dahil olmayı tercih etmiş ya da dahil olmak zorunda kalmış kişiler ise temel amaçlarına göre birbirleri ile bağlantılı gibi görünen 2 farklı hedeften birini tercih ederler. Buradaki yol ayrımı, ana hedefin para mı yoksa kariyer mi olduğudur. Ana hedefi kariyer olanlar, daha idealist bir yaşam tarzı tercih ederken, seçimi para odaklı olan kişilerin başarısı ya da başarısızlığı ise yine paraya bağlı gerçekleşmektedir.
İstatistikler yeni işe başlamış kişilerin elde ettikleri gelire karşın harcama kontrolünü sağlamakta zorluk çektiklerini gösteriyor. Dünyanın en pahalı benzini, KDV gibi eşi benzeri olmayan vergiler, kaçak elektrik kullananların borç yükünün borcunu ödeyen tüketicilerin sırtından temin edilmesi, “diğer” hanesi ile şişirilen faturalar, elbette ki yakınılan ve maddi açıdan zorlayıcı yükler. Fakat bu gibi yüklerin dışında kişisel tercihleri doğrultusunda sistemin esiri haline dönüşen kişiler de hiç az değil.
Fatura ve kira ödemek bir zorunluluk. Peki 4 aylık maaşınızın değerinde bir akıllı telefon satın alıp, 9 ay boyunca borç yükü altına girmek? Kabul etmeliyiz ki, biz de kabahatliyiz.
Elbette yaşadığımız ülkenin bir yaşam kalitesi var ve yaşam kalitesini düşüren birçok şey sayılabilir. Buna karşın kişiyi esarete sürükleyen asıl nedenler, kişinin yanlış seçimlerinden kaynaklanmaktadır. Seçimleri sonucu borç yükü altına girmiş, ağırlıklı olarak 40 yaş altında olan bir kişinin işsiz kalıp, ne iş olursa yaparım diyecek bir duruma düşmesi de bu döngünün acımasız ya da hak edilmiş bir sonucudur.
İlgili yazılar
İşsiziz en diplomalısından! Gençlerin işsizlik çıkmazı
Bir statü gerçeği: İşsizim; o halde yokum!