At pazarında bir Kayserili

Bunlar, pazarlığı yaptıkları en iyi iş zannederler. Vakko’ya girip pazarlık eden özgüven budalası gibiler. Senin utanıp da yerin dibine gireceğin pazarlıkları yüzleri zerre kadar kızarmadan gerine gerine yaparlar.

Bademlerin işi pazarlık ya, şimdi de AB ile pazarlık yaptılar. Geri kabul anlaşmasıyla Avrupa'daki Suriyeli göçmenleri Türkiye geri alacak.

1 Mart tezkeresi öncesinde ilk pazarlıklarını ABD ile yaptılar. ABD’nin isteği Irak’a kuzeyden cephe açmaktı. Böylece Irak ordusu iki parçaya bölünecek, güneyden ilerlemek kolaylaşacaktı. Coniler hemen para teklif ettiler zira anlamışlardı bademlerin gerçek kıblelerinin neresi olduğunu. İş, 3 veririm 5 isterim şeklinde al takke ver külah pazarlığına dönünce; sonunda Bush, “Sayın Başkan, biz buraya para pazarlığı için gelmedik” diyen Türk Dışişleri Bakanına “Bana bak! Ben Teksaslıyım. Bizim orada büyük at pazarları kurulur. Çünkü at önemlidir. O at pazarlarında büyük pazarlıklar yapılır. Ben o pazarlıkları iyi bilirim. O at pazarlarında kim, ‘para önemli değil, ata bakalım’ derse bilin ki, onu diyen kişi karşı taraftakini çırılçıplak edene kadar soyar” dedi. Bu lafı duyunca buz kesen buzlu bademler açısından bunda şaşılacak bir durum yoktu. Neticede aylarca süren pazarlıklar sonucu karşı tarafa verdiğin imaj buydu.

Aslında yaptığın, komşunu işgal etmek isteyen emperyalist bir ülkeye topraklarını açmanın parasal pazarlığı idi. Yani senin anlayacağın; yan komşuna senin balkonundan geçerek girmek isteyen hırsızla yaptığın bir pazarlıktı. Buzlu bademin tıyneti hakkında yeterince fikir veren bu at pazarlığı, sana onun hakkında hala bir fikir vermediyse senin tıynetin hakkında başkalarına kesin fikir vermiştir.


macaristan-tel-orgu-multeci (620x348)

Buzlu bademlerin mülteci pazarlığı

Buzlu bademlerin işi pazarlık ya, şimdi de AB ile pazarlık yaptılar. Geri kabul anlaşmasına göre kaçak geçerken yakalanan her Suriyeli göçmeni Türkiye geri alacak, karşılığında bir başka Suriyeli göçmeni verecek. Bir Allah’ın kulu da çıkıp Avrupa’ya “Kardeşim başka Suriyeliyi ne diye alıyorsun, işte hazır o tarafa geçmiş olanı alsana” demiyor. Aslında olay, çer çöpü al, kaymağı ver hesabı. Karşılığında da kaldırılan vize ve AB’den 3 milyar Euro, bir başka deyişle; 9 milyar TL yardım. Bu 9 milyar neye karşılık geliyor biliyor musunuz? İstanbul’da 4 milyon mezar taşı var. Bu mezar taşlarında kullanılan mermerlerin fiyatına.


9 milyarlık mermer fiyatına ülkeyi satan bir zihniyetin çevirdiği, kara komedi – gerilim türündeki “Mezarını Derin Kaz” isimli filmin yerli uyarlamasını izliyoruz şu günlerde.

Ben buzlu bademlerin yerinde olsam; tüm Suriyeli mültecileri Türk vatandaşı yapar, her birinin eline birer pasaport tutuşturur, vizenin kalktığı ilk gün de İpsala sınır kapısına otobüslerle bırakırım. Kayserili kurnazlığının Avrupalı bencilliğini nasıl alt ettiğini onlara yaşatarak öğretirim.


“Her şeye varım; yeter ki sen paradan haber ver” diyen bir külhanbeyinin elinde debelenip duran zavallı ülkem, öyle derin bir mezar kazdın ki kendine, ağzınla kuş değil g*tünle sinek avlasan çıkamazsın artık bu mezardan.


Taner Erim
1966 yılında İstanbul'da doğan yazar, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Hava Kuvvetlerinin çeşitli birimlerinde hekim olarak görev yaptıktan sonra 2010 yılında emekli olmuştur. Halen özel sektörde kulak burun boğaz uzmanı ve bir yüksek öğretim kurumunda öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan yazarın ilgi alanları siyasi tarih, sinema ve motosiklettir.