“Bir Delinin Hatıra Defteri” oyunuyla ilgili bir yazı hazırlayıp Tiyatromuzun dününe bugününe genel bir bakış yapacaktım ki ülkemizin acılı ve sarsıcı gündemi yazıyı ertelememe sebep oldu ve şimdi 27 Mart geldi. 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun.
Her özel gün için ülkemiz şartlarında ne kadar kutlanabildiğini sorgulamak mümkün öyle ya kadın cinayetlerinin artışına rağmen “Kadınlar Günü”nü kutluyoruz, çocuk işçiler, kayıp çocuklar, tecavüze uğrayan çocuklar varken 23 Nisan’ı kutlayacağız o halde sansürlere, tartışmalara, oyunculara yapılan linç kampanyalarına rağmen “27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü Kutlu Olsun” demekte beis görmeyiz.
Kutlamalar nedeniyle Uluslararası ve Ulusal Bildiriler yayınlanacak. Daha önceki senelerde olduğu gibi tiyatronun insana dokunuşundan ve toplumu ileriyi taşıma potansiyelinden bahsedilecek. Kendisinin sonunu bekleyen teknoloji tutsağı robotik insanlara rağmen tiyatronun insan var oldukça var olmaya devam edeceği gerçeği bir kez daha ortaya konacak. Bildirilerin usturuplu ifadesinden hoşnutsuz cesur sanatçılar “Alternatif Bildiri” ile seslerini duyurmaya çabalayacaklar.
Yukarıdan gelenler, gelenler yüzünden gidenler, gelenlere tepki olarak gidenler, gönderilenler, ihraç edilenler, müdahale edilenler, müdahil olanlar, el etek öpenler, elini eteğini çekenler, yanlış anlaşılanlar, yanlış yapanlar hepsi ve daha nicesi sahnede olacak, bazıları görünmeyecek sesler seyirciye bir rabarba gibi yansıyacak. Bütün olanlara rağmen tüm sahneler yerle bir edilse dahi insanlığın sonuna dek oyun devam edecek, sadece bir replik veya güzel bir metafor değil gerçek şudur ki; “Dünya bir sahnedir ve biz de oyuncuları”. Hayatında hiç Shakespeare okumamış ve hatta hiç tiyatro oyunu izlememiş biri için de bu geçerlidir, sanatıyla var olabilmek için büyük savaşlar veren sanatçı için de… İnsan küçük bir bebekken dünyayı oyunla keşfeder, insan ilkel dönemde hayatı keşfine de oyunla çıkmıştır ki tiyatro doğmuştur bir gün bu uygarlığın sonuna gelinip yeni bir çağ başlarsa insan keşfine yine oyunla başlayacaktır. Şüphesiz ki kendi gücüne veya egemen güce tapınan ve oyunu kirleten insanın sonu gelecektir öte yandan ne mutlu “kırmızı karanfil” ile uğurlanıp alkışlanacak hayat yaşayanlara…
Aydınlık yarınlar için çocuklarınızı tiyatro oyunlarına götürün
Bugün pek çok ücretsiz oyun varken hadi oyun izlemeye gidin, en önemlisi çocuklarınızın aydınlığa hizmet eden hayallerine sahip çıkan düşünen, sorgulayan, güçlü bireyler olarak yetişmesini istiyorsanız onları Tiyatro oyunlarına götürün.
Tiyatro, perdesini çekiştirenlere rağmen iyi ki var ve tiyatroyu var eden emekçiler iyi ki varlar ama en önemlisi koltuğunda heyecanla oyunu bekleyen ve oyun sonrasında başka biri olarak koltuktan kalkan, elleri kızarana kadar alkışlayan o aydınlık seyirci iyi ki var. O olmasaydı zaten ne bu yazı olurdu ne ortaya konan emeğin anlamı; işte bu yüzdendir ki seyirci oyuncuyu alkışlarken oyuncu da seyircisini alkışlar. Dünya ve ülkemiz için alkışların çoğaldığı gözyaşının azaldığı nice zamanlara ihtiyacımız var o halde buruk dahi olsa Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun.