Son zamanlarda birçok başarılı iş insanının dilinden düşmeyen o sihirli kelime, girişimcilik. Bazı üniversitelerde ders olarak işlenen bu konu, genç neslin gerçek hayatta nasıl farkındalık yaratarak iş hayatına atılabileceklerine kılavuzluk yapıyor. Peki, ama girişimcilik nedir, kimler girişimci olabilir?
Girişimde bulun, kendi işinin patronu ol…
Hangi alanda olursa olsun girişimci kişi değişik fikirlerle risk almaktan korkmayan kişidir. Girişimci kişinin temel amacı ortaya biraz sermaye koyarak icadını ve projesini gerçeğe çevirip kâr elde etmektir. Tabii bunlar için yetenek, bilgi ve cesaret de gerekir. Girişimcilik de kişinin kendi işini kurması, iş hayatında yenilik sağlaması, fırsatları doğru şekilde değerlendirmesidir.
Herkes girişimde bulunmak, kendi işinin patronu olmak ister. Ama bakıldığında farklı fikirler üreterek başarı merdiveninden tırmanan insan sayısı azdır. Peki, ama başarılı bir girişimci olmanın püf noktaları nelerdir? Bunun en güzel cevaplarından birini, özellikle gençlerin ve kadınların girişimde bulunarak iş hayatına atılmaları için büyük çaba sarf eden, Türkiye’de iş hayatı – özel sektör denilince akla gelen ilk isim Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu veriyor:
“Birinci şart hayal kurmak, her şey hayal kurmakla başlar. Hayalsiz insan kanatsız kuşa benzer, umutsuz ve mutsuzdur. O yüzden ilk temel kural hayal sahibi olmak.”
İkinci şart, kişinin hedefinin olmasıdır. Hayal kurduk iyi hoş güzel, ama bu hayali hedefe çevirmediğimiz takdirde bir adım dahi atmamız mümkün değil. Küçük bir çocuğa ‘Büyüyünce ne olacaksın?’ diye sorulduğunda ‘Avukat olacağım’ cevabı o çocuğun hayali değildir aslında, ortada bir hedef vardır. Olur veya olmaz, büyüyünce fikri değişir veya değişmez ama o an, o yaşta hedefi bellidir. Çünkü ne istediğini bilir çocuk “Polis olup kötüleri yakalayacağım” der, “Doktor olup hastaları iyileştireceğim” Küçük çocuk bile bilir hayalde ve hedefte sınırın, engelin olmadığını, çünkü “Nereye gittiğini bilen kişiye yol vermek için dünya bile bir kenara çekilir” (David Starr Jordan).
Diğer bir altın kural ise çok çalışmak. Çalışmadan kim ne elde etmiş bir düşünsenize. Bu hayatta hiçbir şey kendiliğinden olmuyor. Yürüyebilmek, okuyabilmek, yazabilmek için sarf ettiğiniz çabaları düşünün.
Ve unutulmaması gereken diğer bir konuda şudur ki, kaybetmekten korkmamalı, sabırlı olmalı. Düşüp kalkar insan, sallanır, sarsılır. Başaracağım der ama olmaz bazen. İşte o an vazgeçmek yerine durup düşünmek gerekir, hata nerede sistem neden ilerlemiyor diye.
Peki, varsayalım ki proje hazır, cesurum, akıllıyım, girişimciyim ama param yok.
Sermayesi olmayan girişimciler için devlet ve TOBB iş birliğiyle fonların fonu finansmanının geliştirildiğinden belki birçok kişi haberdar değil. Bunun yanı sıra, Türkiye’deki risk sermayedarları, kuluçka merkezleri ve melek yatırımcıları da girişimcilerin maddi destekçileri.
Olayın farklı bir boyutuna baktığımızda, Türkiye gerçeklerini de unutmamak gerek; Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 2013 yılında gelecekten umutlu genç oranı yüzde 83,9 iken 2014 yılında yüzde 78 ‘lere kadar gerilemiş ve gelecekten umutlu genç sayısı her geçen gün daha da düşüyor. Umutsuz nesil hayalsiz nesildir diye bir denklem yaparsak girişimde bulunmaktan korkan bir nesil bekliyor bizi belki de. Ayrıca ülkemizde finansmandan ziyade fikir kıtlığı var. Değişik fikirler sunan, farklı düşünen insan sayımız az. Eğer dünyayı yakalamak istiyorsak fikir üretmemiz, yenilikçi olmamız gerekir.
Avrupa’da girişimcilik dersi gençlerin henüz okuldan mezun olmadan iş hayatına atılmaları için alt taban oluşturuyor. Ders için hazırladıkları projeleri gerçek hayatta uygulayan ve kazanç elde eden birçok Avrupalı genç var. Bizde neden olmasın, varsa sayısı neden 4-5 katına çıkmasın? Aslında her şey mümkün, bir şey değişirse her şey değişir. İyi eğitimle zihniyet değişir, gelecek değişir, Türkiye gelişir. Girişimci bir Türkiye istiyorsak ağacı yaşken eğeceğiz.
Muhammed Ali ne diyordu; “Şampiyonlar salonlardan çıkmaz. Şampiyonlar içlerinde tutku, hayal ve amaç olan insanlardan çıkar”.
İlgili yazılar
AKP iktidarının kurumsallaşamayan dış politikası
Girişimci Türklere Avrupa’da kalıcı oturma izni
Girişimcilikte Önce Kadın Projesi 10 ilde 10 bin kadına ulaştı!