Hekimlere yönelik şiddet önlenebilir mi?

Şiddeti körükleyen hasta ve hekim tipleri olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şiddeti önlemede empati ve iletişim becerileri eğitiminin önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, hekimlere şiddeti önleme noktasında önemli ipuçları da verdi.

Hekimlere yönelik şiddet önlenebilir mi? hekim hasta şiddeti

Türkiye’de her yıl 14 Mart, Tıp Bayramı olarak kutlanıyor. Bu özel günde tıp alanında çalışanların hizmet sorunları tartışılırken; bilime katkıları da ödüllendiriliyor. Ülkemizde doktorların karşılaştığı en büyük sorunların başında ise kimi zaman hasta ve hasta yakınlarından gördükleri şiddet geliyor.

Yüksek beklenti şiddeti tetikliyor


Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, öncelikli olarak iletişim becerilerinin tıp fakültelerinde okutulmasıyla ilgili mevcut bilgilerin gözden geçirilmesi gerektiğini hatırlattı. Hasta ve yakınlarında eskiye oranla birçok şeyin değiştiğine dikkat çeken Tarhan, sağlık hizmeti alanında beklentinin yükseldiğini kaydetti.

“Hastaların daha önce hekime reçete yazdırması yeterliyken şimdi hasta ve hasta yakınlarında beklenti çok yükseldi. Bunun Sağlık Bakanlığı’nın kaliteyi önemseyen politikalarından kaynaklandığını söylemek mümkün. Ancak hekimlerin de buna hazır olması gerekiyor. Hekimler adına bazı iyileştirici ve memnuniyeti artırıcı çalışmaların yapılması önemli. Hastanın düşüncesini, beden dilini okumak, ön yargılarını anlamak, onların korkularını gidermek çok önemli onun için de iletişim beceri yöntemlerini iyi bilmek gerekir.”

Krizi iyi yönetmek gerekir

Hasta kişilerin bu dönemde çok hassas olabileceğini ifade eden Tarhan, sağlık çalışanlarının da aynı hassasiyetle hareket etmesi gerektiğini söyledi. Tarhan, “Hasta ve yakınları dertli, yaralı insanlardır. Bu kişilere yaklaşma biçimi önemli. O nedenle risk yönetimini bilmek gerekir. Burada kriz hali vardır. Olay çıkaracak hastanın öncülleri vardır ve sağlıkçılar bunu anlayabilir. Kimi sağlık çalışanlarında “Senin söyleyeceklerin beni ilgilendirmiyor” anlayışı var. Bu şekilde yaklaşıldığında hasta bunu anlıyor. Çünkü duygusal okuryazarlık var hasta ve yakınlarında. Ses tonu, söyleyiş tarzı, eşik altı vurgular…vs. den bunu hissedebiliyor. O nedenle hekim güler yüzlü olmalı. Güler yüzü esirgemek birçok olumsuzluğu getirir. Hastayı değersizleştirici yaklaşımların şiddet olarak geri döndüğünü görüyoruz”.

İnovasyon kuralı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, her meslekte olduğu gibi kesinlikle sağlık alanında çalışan kişilerin inovasyon kuralına uyması gerektiğini belirterek bu kuralı da şöyle açıkladı:

“Hasta hekim ilişkisinde yüzde 15 kuralı uygulanmalı. Yaptığı iş hakkında zamanının yüzde 15’ni yaptığı işi düşünmeye ayırmalı. Nasıl ve doğru yapmalıyım diye kendine sormalı. 10 saat çalışıyorsa en az 1- 1,5 saatini yaptığı işi düşünerek geçirmeli kişi. Daha iyiyi nasıl yapabilirim, alternatif neler olmalı gibi. Böylece meslek hataları en asgariye inecektir.”

Şiddeti Körükleyen Hasta Tipleri

Prof. Dr. Nevzat Tarhan bazı hasta ve hekim tiplerinin şiddeti körükleyebileceğinin de altını çizdi. Tarhan bu tipleri ise şu şekilde tanımladı:


Sessiz Hasta: Fazla konuşmaz. Hekimlerin sevdiği tiplerdir. Ancak bu hasta tipleri sonradan konuşur. Pasif-agresif kişilerdir bu kişiler. Onun şikâyet potansiyelinin daha fazla olduğu bilinmeli. Bu kişilere ihtiyacı olduğu kadar zaman ayırmak çok önemli.

Sıkıcı Hasta Tipi: Kaygılı, huzursuz, aceleci ve sabırsızdır. Girerken saatlerce sizi bekliyoruz hekim bey serzenişinde bulunur bu kişiler. Hekimde öfke uyandıran tiplerdir. O nedenle hekim bunu anlamalı ve hemen “Sizi beklettim farkındayım, kusura bakmayın” şeklinde yaklaşımla gereksiz polemiği önleyebilmeli.

Narsist Hasta Tipi: Hekimde öfke uyandıran bir başkâtiptir. Tepeden bakarlar her şeye. Beklentileri çok yüksek ve her şeyi bilirler. Kusur bulduğunda üzerine gider. Özel hastanelerde sık karşılaşılır bu tiplerle. Tatmini zordur bu hastaların. Ancak kaliteli hizmetle kontrol altında tutulabilirler. Eğer bu kişilere bekletildiğinde bilgi verilmemişse sinirlenirler. O nedenle her gerekçe sunularak bilgilendirilmeli. Kişi de bana değer veriyorlar bilgilendiriyor diye düşünerek rahatlar.

Bordurline Hasta Tipi: Bir günde 4 mevsimi yaşayan kişilerdir. Gülerken hemen ağlayabilir, sinirlenebilirler. Değişken kişilerdir. Hekimin bu kişilere yaklaşımı çok hassas olmalı. Sağlık çalışanı bu kişilerin duyguları hâkimiyetine girmemeli. Hekim bu kişileri yönetmeli. Sağlık çalışanı nötr ve soğuk kanlı tavrını koruyabilmeli. Teflon tava gibi olmalı. Hastalardaki stresin kendine buluşmasına fırsat vermemeli. Karşısına değil de yanına alıp yönlendirmeyi başarabilmeli.

Doktor Tipleri

Otokrat Doktor Tipi: Çok bilgili, mesleki yeterlilikleri iyi ancak insani yeterlilikleri yetersiz tiplerdi. Buyurgandırlar. Üretkenliği yüksek fakat hasta memnuniyeti düşüktür.

Demokrat Hekim Tipi: Eleştiriye açık hastaya sıcak davranır, çoğulcu, özgürlükçü, katılımcıdır. Üretkenliği düşük fazla hasta göremez. Hasta memnuniyeti yüksektir.


Yetersiz Hekim: Söylediği sözde tutarlılık yok verdiği bilgi yetersizdir. İkisi de düşüktür.


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.