Mükemmeliyetçi insanlar ve iç sıkıntısı

Tereddüt, huzursuzluk, kararsızlık, mutsuzluk ve kimi zaman nefes alamama gibi belirtilerle kendini gösteren iç sıkıntısı, sanılanın aksine durup dururken ortaya çıkmıyor!

Mükemmeliyetçi insanlar ve iç sıkıntısı

Herkeste iç sıkıntısının görülebileceğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Özellikle kaygılı bir yapıya sahip olanların, detaycı ve takıntılı mizacı olanların, mükemmeliyetçi yapıda olanların bu durumla daha kolay karşı kaldıklarını görüyoruz” diye konuştu.

Tarifi tam da mümkün olmayan, insanı yeme içmeden koparan, uykusuz bırakan, sosyal ilişkilerini kısa süreliğine yönetememesine neden olan iç sıkıntısı, huzursuzluk, mutsuzluk, neşesizlik, karamsarlık ve korkulu olma hali olarak tanımlanıyor. Kimi zaman nefes alamama, terleme, kalp çarpıntısı gibi bedensel şikâyetler de yaratabilen iç sıkıntısının altında yatan nedenin önemli olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Uzman Psikolog Selin Karabulut, bazı fiziksel hastalıklarda da benzer belirtilere rastlanabildiğini belirterek, “İç sıkıntısının belirtileri kalp, akciğer, tansiyon gibi başkaca durumlarda da görülebilir” dedi.


Sanılanın aksine iç sıkıntısının durup dururken ortaya çıkmayacağını anlatan Karabulut, “Tüm bu belirtiler yaşanılan bir olaya, takılıp kalınan bir düşünceye, çözülmekte olan veya bir türlü çözülemeyen bir probleme, bir sağlık problemine, ilişkilerdeki bir soruna bağlı olabilir. Aslında tüm bu durumlarda hissedilebilen iç sıkıntısının temelinde çözümsüzlük-çaresizlik duyguları olmakla birlikte asıl kök sebebin anksiyete yani kaygı olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

Depresyonla karıştırılıyor

İç sıkıntısının etkileri nedeniyle depresyonla karıştırılabildiğini söyleyen Karabulut, depresyonun en büyük farkının çok daha uzun sürmesi olduğunu söyledi. Depresyonun klinik bir tablo olduğunu hatırlatan Karabulut, “İç sıkıntısının en çok bir kaç gün sürdüğünü unutmamak gerekir, oysaki depresyon haftalarca hatta aylarca sürebilir. Depresyonda ciddi bir geri çekilme, içe kapanma, keyifsizlik, karamsarlık ve mutsuzluk hali hakimdir. İç sıkıntısında geri çekilme yoktur, sadece kararsızlıkla kendini belli eden gidip gelmeler, tereddütler vardır. İç sıkıntısında istek vardır kişinin bünyesi bir şeyler ister fakat ne istediğini bilmez. Depresyonda ise istek yoktur kişi hiç bir şeyi istemez ve elde edebileceği hiç bir şeyin kendine iyi geleceğine inanmaz” dedi.

Kayıp ya da eksik bir şey hissi

Kişide iç sıkıntısının boşluk hissi yarattığını söyleyen Karabulut, “Bu dönemlerde insanlar kayıp veya eksik olan bir şey varmış gibi hisseder ancak bunun ne olduğu da tam olarak bilinmez. Bunun gerilimi yaşanır” dedi. İç sıkıntısı uzadığında bu gerilim arttığını ve günlük yaşamı etkilemeye başladığını belirten Karabulut, “Bu durumlarda anksiyeteden, depresyondan veya başkaca bir psikolojik durumdan söz etmek uygun olabilir” diye konuştu.


Mükemmelliyetçilerde görülüyor

Herkesin iç sıkıntısı sorununu yaşayabileceğini belirten Karabulut, “Ancak özellikle kaygılı bir yapıya sahip olanların, detaycı ve takıntılı mizacı olanların, mükemmelliyetçi yapıda olanların bu durumla daha kolay karşı karşıya kaldıklarını görebiliyoruz” şeklinde konuştu. Karabulut iç sıkıntısının; sınav öncesi, bir şeyin sonucunu beklerken, toplantılardan önce, hastaneye gidildiğinde, gerilimin artması ve bilinmezlik gibi durumlarda ortaya çıkabildiğini söyledi. Böylesi durumlarda o sıkıntının ortaya çıkıp çıkmayacağı, ortaya çıktığında ne zaman ve nasıl son bulacağının kişiden kişiye göre değişeceğine değinen Karabulut, “Çünkü herkesin stresi ve gerginliği algılama düzeyi, başa çıkma becerileri, kişilik yapıları, kişisel öyküleri ve travmaları birbirinden oldukça farklıdır” dedi.

Soruna odaklanmak sorunu büyütüyor

İç sıkıntısı hissedildiğinde bunun üzerine yoğunlaşmanın genelde işleri zorlaştırdığını söyleyen Karabulut, “Kişi önce bu iç sıkıntısını kendi kendine tanımlamaya çalışmalıdır. Daha sonra geriye dönük araştırma yapabilir; hangi olayın üzerine bu sıkıntı gelişti, en son kiminle ne konuştum, ne için endişelendim? gibi. Özellikle beklenilmesi gereken durumlarda, o bekleme süresini farklı bir iş ile geçirebiliyor olmak bu sıkıntının azalmasında faydalı olacaktır. Mümkünse bu sıkıntıyı bir yakınınızla paylaşmak, endişenizi anlatmak iyi gelecektir” diye konuştu.

Ne zaman doktora başvurulmalı?

İç sıkıntısı sorunu yaşanların bazı durumlarda doktora danışması gerektiğini söyleyen Karabulut, bu durumları şu şekilde sıraladı;

  • Birkaç haftadan uzun sürmesi
  • Çalışamıyor-işe odaklanamıyor duruma gelmek
  • Sosyal ilişkilerininzde sınırlamalar ve problemlerin başlaması
  • Kederlenme, ağlama, huzursuzluk, korku gibi durumların artması
  • Bu durumların özellikle bedeninizde gözle görülebilecek ve/veya görülemeyebilecek şikayetlere sebep olması (Kalp çarpıntısı, terleme, bayılma hissi, uykulu olma, iştahsızlık, mide-barsak problemleri, cilt problemleri..)

Karabulut, bu belirtileri taşıyanların sıkıntıyı azalttığı düşünülen ilaç, şurup, bitkisel takviye, çay ya da arkadaş tavsiyesine değil doktora danışması gerektiğine değindi.

Boktan insanlardan kurtulma günü


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.