Müslüman Türkiye’nin din sarmalı

Bu ülke ne görmedi ki?!.. “6 yaşındaki çocukla evlenilebilir” diyen bir adamı mı? “Ben kocama arkadaşımı tavsiye ettim” diyen ve kadın onurunu ayaklar altına alan bir kadını mı? “IŞİD’li mücahitlerle sevişmek cihaddır” diyen, kadının duygularını hiçe sayan yine başka bir kadını mı? Ah güzel ülkem bana Aziz Nesin’i hatırlatıyorsun!..

Müslüman bir ülkede mi yaşıyoruz gerçekten? Sorsan Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman; ama yapılanlara bakıldığında hiç de öyle değil!..

Müslüman Türkiye’nin Din Sarmalı

Türkiye’de sokağa çıkın ve şu soruyu sorun: “Müslüman mısınız?”

Verilecek cevapların % 99’u “Elhamdülillah Müslümanım” olur.


Neden yüzde 99?

Çünkü bu ülkenin Müslüman oranı budur…

İnançlı biri olduğunu söyleyen birinin, din ile ilgili olumsuz bir olayı olduğunda biri çıkar der ya “Sorsan Müslüman; ama yaptıklarına baksan hiç de öyle değil!..”

Toplum olarak ruh halimiz de böyle olsa gerek…

Ensar Vakfı’nda 45 çocuğa cinsel tacizde bulunuluyor ve ülkenin yetkililerinin bundan haberi yok, ruhu bile duymuyor, bizim saygıdeğer devlet yetkililerinin!..

Amaaan siz de, ne var yani bunda… 45 çocuğa, 45 kez ayrı ayrı birer kez (burası meçhul) cinsel tacizde bulunulmuş, ne var bunda yani?

sema-ramazanoglu
Sema Ramazanoğlu

Hem bu Müslüman ülkenin saygıdeğer Aile ve Sosyal Politikalar (kadın, anne) Bakanı Sema Ramazanoğlu da böyle demedi mi?

Aynen böyle dedi! Burası Türkiye!

Bugün 45 çocuk olur yarın 1045 olur, hadi 1046 olsun; ne var sanki?!

Sonuçta o çocukların gelecekteki ruh hallerinin hiç önemi yok, o çocukların, yarın çocukları ile olan ilişkilerini, aile hayatını etkilemesi, büyürken farklı insanlarla iletişim kurarken bakış açılarının hiç önemi yok!..

Bu olayın ardından AKP milletvekilleri geçen günlerde bu olayı, mecliste önce normal karşıladı ve daha sonra muhalefetteki maaşı 15 bin TL’ciklerin konuşmaları sonrasında kendini toparladı!

AKP’liler bu olay için önce resmen “Araştırma komisyonu kurulmasın!” dedi ve daha sonra ifade ettiğim gibi geri adım attı.

Ağzım açık meclisteki bu AKP sıralarını izledim, şaşırmamak elde değildi! Müslüman bir ülkede mi yaşıyoruz gerçekten dedim!

Ama normaldi bunlar?.. Bu ülke ne görmedi ki?!..

“6 yaşındaki çocukla evlenilebilir” diyen bir adamı mı?

“Ben kocama arkadaşımı tavsiye ettim” diyen ve kadın onurunu ayaklar altına alan bir kadını mı?

“IŞİD’li mücahitlerle sevişmek cihaddır” diyen kadının duygularını hiçe sayan yine başka bir kadını mı?


Ah güzel ülkem bana Aziz Nesin’i hatırlatıyorsun!..

Sadece bunlar mı?

Sağa sola fetva veren bir zat-ı muhterem var ya adı önemli değil o kısaca M. G.!

Bir ara bu kişinin başında bulunduğu kurumdan bir fetva geldi ya, neydi o fetva?

“Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil!”

İşte ‘bu açıklama ancak Türkiye’de olur demiştim’ diyemem; çünkü Ortadoğu’nun bizden aşağı kalır tarafı yok!

En çok da ben M. G.’ye üzülüyorum! Düşünsenize siyasi tahakkümün altına girmiş, bazen dinin emrettiklerini bile söyleyemiyorsunuz, ne kadar acıdır değil mi?!..

Gerçek din adamları “Camide içki içilmedi!” dedi diye sürülür; bazı din adamları ise bu cesareti gösteremez, siyasilerin baskısı altında 1 milyonluk araçların koltuklarında yaşayıp olana bitene gözünü kapatıp gider!

Beni M. G. değil de, bu Ensar Vakfı olayından sonra Mehmet Görmez şaşırttı! Hiç bu olayla ilgili bir açıklama yapmadı! Bunun İslamiyet’teki, Şer’i hukuktaki, Müslümanlıktaki yeri ile ilgili hiç ama hiç bir açıklama getirmedi!..

Mehmet Görmez de, herhalde AKP gibi bunları soyadı gibi görmedi ya da görmezden geldi!

Zaten Diyanet bugüne kadar hangi olaya ne söyledi ki?

Hüseyin Üzmez, bu ülkede 14 yaşındaki kıza cinsel tacizden dolayı tutuklandı, cezaevinde yattı, bizim Diyanet yine sustu!.. Toplum ayağa kalktı, haykırdı, o gün bir şeyler değişti!.. Ensar Vakfı olayında da muhalefet sesini çıkardı, AKP geri adım attı!..

Son olarak; hepimiz biliriz ki, eller semaya açıldığında hep şöyle dualar edilir: “Allah’ım bana iman nasip et, Allah’ım bana Kuran nasip et!”

Sözümüz meclisten dışarı burada bir fıkra aklıma geldi…

Adamın biri, bir gün dervişle camiye gider, ibadetlerini yerine getirirler. Ardından kendileri için dua etmeye başlarlar. Adam “Allah’ım bana cenneti nasip et, Allah’ım güzellikleri, iman, Kuran’ı nasip et!” diye dua eder.

Derviş ise şöyle dua eder: “Allah’ım bana şarap nasip et…” Adam bunu duyar ve birden hiddetlenerek “Sen ne dersin, nasıl dua edersin Allah’ın evinde!”

Derviş, adama döner: “Bre adam, ne var bunda herkes kendinde olmayanı ister!”

Kısaca yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’nin bu dönemde bir din sarmalı yaşadığı aşikar!..

İlgili yazılar

Eğer İslam Buysa Ben Müslüman Değilim!

Atatürk’ün Medeni Bilgiler kitabında İslam


Uyuyan Ümmet: Müslüman senin hiç mi günahın yok?


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…