Bir gün tecavüze uğradın sesini duyan olmadı. Sapık pornocuların eğlencesi oldun. Vicdansızlar! Senin, lunaparkını bile bombaladılar. Al kana buladılar günahsız bedenini. Neler çektin be çocuk bu dünyada?
Hey çocuk, canım yavrum.
Bir gün bir zalimden dayak yedin, işkence gördün, yüzün gözün morardı, bağırsakların patladı.
Üvey annen veya baban izmarit söndürdü körpecik bedeninde.
Bir gün tecavüze uğradın sesini duyan olmadı.
Sapık pornocuların eğlencesi oldun.
Yetimhaneye verildin. Orada da başka bir sapık musallat oldu masumiyetine.
On saniyelik zevklerin kurbanı oldun. Gayri meşru doğdun diye çöpe atıldın.
Öz annen ve baban seni satılığa çıkardı. Neden? Sana bakamıyorlarmış? Yuh size!
Masum bedenin kıyıya vurdu. Diriyken görmediğin itibarı, ölüyken gördün.
Her şeyden habersizdin. Oyuncağınla oynarken başına bomba yağdı. Sen öldün, oyuncağın yetim kaldı.
Vicdansızlar! Senin, lunaparkını bile bombaladılar. Al kana buladılar günahsız bedenini.
Cami avlusuna bırakıldın sabahın soğuk ayazında. Ölmedin ama, Rabbin seni korudu.
Küçücük bedenine dünyanın yükünü yüklediler.
Su sattın, ayakkabı boyadın, mendil alın diye yalvardın insanlara. Evine ekmek getirmeye başladın.
Oysa sen daha 5-6 yaşındaydın.
Senin için, 6 yaşında evlenebilir dediler.
Bundan güç alan, koca koca adamlar, “aslında adam değiller”, seninle evlenmek için ağızlarından salyalar akıttılar.
12 yaşında evlendin. 20 yaşına geldiğinde 3 çocuğun vardı.
Ne çocukluğunu bildin, ne annelikten bir şey anladın.
Demem o ki; neler çektin be çocuk bu dünyada?
Ama merak etme, mekanın Cennet öbür Dünya’da.
İlgili yazılar
Hapishaneyi oyun bahçesi mi sandın çocuk?