Büyük Türkiye’nin büyük Meclisi!

Bu ülkede siyaset adam olmaz!.. Mecliste dokunulmazlıklar, demokrasi, yargı adına bir şeyler yapılmaya çalışırken hukukçular birbiriyle kavga ediyor! Eyy Meclis dön bir bak haline!..

Büyük Türkiye'nin büyük Meclisi'nde karşıt görüşlü insanlar karşı karşıya geliyor, kendilerini tam anlamıyla gülünç hale sokuyorlar!

Büyük Türkiye’nin büyük Meclisi!

Mecliste olup biteni görmemek mümkün değil!.. Ülkenin siyaseti tam anlamıyla yangın yeri!

Doğu’muzdaki illerimize füzeler atılıyor, kardeşlerimiz ölüyor; biri çıkıp “bomba düşüyor” diyor…


Bursa’da canlı bomba, ayağı kayıp düşüyor; bomba patlıyor, yaralılar oluyor…

Allah’tan ayağı kayıyor, ya kaymasaydı?!..

Türkiye’nin sınırları kevgire dönmüş; IŞİD, Suriye’nin kuzeyinde sınıra dayanmış, bomba yağdırıyor, adete nanik yapıp kaçan çocuğu andırıyor!

Andırıyor diyorum!..

Keşke bir çocuğun masumiyeti kadar temiz olsa!..

Adamlar resmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne meydan okuyorlar; Türkiye, Rusya’nın korkusuna Suriye sınırına uçak kaldıramıyor, kafasını çıkaramıyor!..

Büyük Türkiye’nin (!) doğu illerinde PKK’lı teröristler at koşturuyor, cirit atıyor; bizim siyasetçiler laiklikle uğraşıyor, anayasanın değişikliği ile uğraşıyor, başkanlığı tartışıyor!

Sanki başka hiç işimiz kalmamış değil mi?!..

Her zaman söylerim ki; bu ülkede demokrasi, özgürlük, insan hakları için en az 80 – 100 seneye ihtiyaç var!

Hakikaten öyle!

Çeşitli cemaatlerin kandırıldığı siyasetçilerin olduğu bir ülkenin hukuku ne olabilir, o ülkenin sosyal hukuk düzeni için ne söylenebilir?!

“Aldatılmış”ların yönettiği bir ülkede biz, bırakın demokratik bir zemine oturmuş ana’yasayı, ana’vatanımızın kimliği üzerindeki tartışmaları daha çözememişiz!..

Üstüne üstlük, geçmişinden ders çıkaramamış bir ülkede biz, bir vatandaş olarak yasadan, hukuktan biçare hale geldik!

Ülkenin meclisinde karşıt görüşlü insanları karşı karşıya geliyor, kendilerini tam anlamıyla gülünç hale sokuyorlar!

Ne yapıyor bu adamlar?

Kavga ediyorlar!


Bu adamların birçoğu hukukçu hem de! Parti ayrımı yapmıyorum, bütün parti yetkilileri de aynı pozu veriyorlar!

Meclis komisyonunda HDP milletvekillerini meclis dışına atmak için müthiş bir çaba var.

4 Mart 1994 yılında siyasetçiler, DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp meclisten bu milletvekillerinin polis zoru ile atılmasına neden olmuşlardı. Bugün de aynı şeyi kılıfına uydurularak yapmaya çalışıyor, hem de kavga ederek!..

Ağalar, paşalar bir araya gelmiş kendileri çalıyor, kendileri oynuyorlar!

Almışlar düdüğü ağızlarına istedikleri zaman çalıp oyunu durduruyorlar!..

Bu siyasetçilere ne desek az vallahi!..

Adamları zamanında meclise sokacaksın,

Apo’yu siyaseten tanıyacaksın,

Adamlarla gidip Oslo’da görüşeceksin,

Habur’da davul zurna ile karşılayacaksın,

Valilere dokunma diyeceksin,

Sonra bu milletle alay ederek adamları, meclisten kavgalarla atmaya çalışacaksın!

Ya bu adamları sokmayacaktın ya da şimdi bu inanmadığın anayasaya uyup demokrasiye saygı göstereceksin!..

Anladın mı eyy meclis!

Milleti kandırıp sahte gözyaşları ile ülkede yalan bir kavga çıkarıp bu insanlar üzerinden rant edemezsin!

Sana uyup dümeni şaşmış kendini milliyetçi zanneden partiyi de arkana vagon yapıp siyaseti dizayn edemezsin!


Anladın mı Büyük Türkiye’nin büyük Meclisi?!..


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…